TOPLUMUN CİNNET HALİ!

Mersin’de minibüs şoförü Suphi A.  dolmuşta son kalan yolcusu Özgecan’ı, başka yöne yönlendirdiği minibüsünün içinde, tecavüze kalkışarak, direnme ile de karşılaşınca bıçaklayarak ve demir çubuklarla vurarak öldürdü.  Öldürülen üniversiteli Özgecan Aslan’ın, boğuşma sırasında Suphi A 'nın yüzünü tırmalaması nedeniyle, tırnaklarının arasında DNA örneğinin kalmaması için her iki elini de bileklerinden kesip kollarından ayırdıktan sonra yaktığı ortaya çıktı. Olay yerinde yapılan incelemede Özgecan’ın cesedinin yanında bulunan iki elinin de büyük oranda yandığı belirlendi. Sorgu sırasında, ’Özgecan’ın ellerini neden kestin?’ sorusuna soğukkanlı yanıt veren Suphi A., "Boğuşma sırasında yüzüme tırnaklarını geçirdi. Ben de tırnaklarının arasında DNA örneğim kalmasın diye kestim" yanıtını verdi.

Yakılarak katledilmek, o kadar tarifsiz bir ölüm şeklidir ki, bunun karşısında insanlık çaresiz kalmakta ve vicdanlar kanamaktadır. Anadolu’muz da Allah sıralı ölüm versin duası edilirken, bir ailenin gencecik evladını, üstelik bu şekilde kaybetmesi, insan olan herkesin yüreğini yakar ve ruh dünyasında kalıcı bir iz bırakır.

Bu namussuz cinayetin failleri olan, insanlıkla ilgisi olmayan yaratıklar, insanlığın düştüğü en alçak seviyeyi temsil etmektedirler. Böyle alçakça bir fiili gerçekleştiren kimselerin, Türk toplumu arasından çıkmış olması ise ben Türk Milletindenim diyen herkesi ayrıca üzen ve düşündüren bir olgudur. İnsan olmanın dışında kalmış bu davranış üzerinde yetkililer düşünmeli, eğitim ve ceza adaleti sisteminin etkinliği noktasında derinlemesine bir takım değerlendirmeler ve çalışmalar yapılmalıdır.

Bu ve bunun gibi cinayetler, kadına şiddet ve tecavüz vakaları şu son yıllarda, idam kaldırıldığından beri iyice yaygınlaştığını görmekteyiz.  Özgecan Aslan’ın öldürülmesi toplumun iyice çürümüşlüğünün yaygınlaştığı bir dönemde gerçekleşmiştir. Kadının şahsiyetinin hiçe sayıldığı ve bir mal gibi algılandığı alt kültürler ile bir teşhir nesnesi olarak algılandığı, popüler kültür arasında sıkışmış Türk kadını, siyasi ve iktisadi olarak var olma mücadelesi verirken, çoğu zaman gözden kaçırdığımız yaşam mücadeleleri ise; bunlar gibi bir takım aşağılık sefillerce yapılan şerefsizce davranışlarla ve ölümlerle noktalanmaktadır.

Bize sorarsanız, eminim ki milletin büyük kesimi de böyle düşünüyordur;  bu gibi ırz düşmanlarına ve vatan hainlerine idam cezası verilmesi gereklidir. TBMM 'si, siyasi istismar yapan gruplara aldırmadan, acilen bu suçları işleyenlere idam cezası verilmesinin önünü açmalıdır. Yıllardan beri öldürülen kadınların sayısının haddi hesabı yok. Vatan hainleri ülkenin her yerinde ve mecliste dahi cirit atıyorlar. Tedbir alınmazsa,  zaten geçim sıkıntısı, işsizlik, adaletsizliklerle bunalan insanlar, bu gibi ihanetlerle de karşı karşıya kalınca TOPLUMUN CİNNET HALİ iyice zirve yapmaya devam ediyor, ilgili kanunlar çıkarılmazsa bu cinnet artarak devam edecektir!

Saygılarımla...

YORUM EKLE