Türk Eğitim Sistemi ve Sorunları!

Toplum olarak içinde bulunduğumuz çağa ayak uydurabilmemiz ve küreselleşen dünyada önemli bir yere sahip olabilmemiz için eğitim çok önemli unsurdur. Eğitimin kalitesinin yüksek olması demek, nitelikli işgücü ve dinamik bir toplum anlamına gelir. Böyle bir toplum içinde yer alan bireyler de, uygun koşullar sağlandığında, ülkenin gelişimine katkıda bulunacaklardır. Bu nedenledir ki, eğitimde yapı taşı görevini gören okullar, nitelikli insan yetiştirmede ve ülkenin refah düzeyinin artırılmasında hayati bir önem taşımaktadır.
 
Sadece ülkemizde değil, diğer ülkelerdeki eğitim sistemlerinde de az ya da çok çeşitli sorunlar ortaya çıkabilir. Ancak, ülkedeki eğitim sistemi sorunları, toplumun diğer alanlarını da olumsuz yönde etkilemektedir ve bu sorunların giderilmesi için mutlaka gerekli tedbirler alınmalıdır.
 
Şüphesiz ki ülkemizin gelişmesi ve hak ettiğimiz yere gelebilmemiz için her şeyden önce, eğitim sistemimizdeki yanlışların düzeltilmesi; eksikliklerin giderilmesi gerekmektedir. Bunun için de sorunların nereden başladığını doğru tespit etmek önemlidir.
 
Ülkemizde, günümüz eğitim sisteminde, kalabalık sınıflardan, yurt içindeki okul sayısı, eğitimin niteliği ve atanmayı bekleyen yeni mezun öğretmenlerin sayısının bir hayli fazla olmasına rağmen, okullarda yaşanan öğretmen sıkıntısına kadar birçok sorun bulunmaktadır. Bunların yanı sıra doğrudan öğretim süreciyle ilgili olan sorunlar da vardır. Bu sorunların bazılarını, öğrencilere gereksiz bilgi aktarım çabası, ya da tam tersi eksik bilgi verilmesi, bilginin etkili bir biçimde aktarılamaması, bilginin kalıcı ve anlamlı olmaması, öğretim programlarının yoğun olması, öğrenme ortamlarının niteliğinin yetersizliği, kaynak, materyal, araç-gereç yetersizliği, öğretmenlerden, öğrencilerden, çevreden kaynaklanan sorunlar ve doğru yöntemlerin kullanılamaması olarak sıralamak mümkündür.
 
 Tüm bu sorunları sırayla özetlemek gerekirse, eğitim sistemimizin önündeki en büyük engellerden biri her seçim sonrasında iktidara gelenlerin, öncelikle Milli Eğitimin yönetici kadrosunu hedef almasıdır. Okullardaki bu yönetici değişimleri eğitim sistemimizi olumsuz yönde etkilemektedir. Eğitim politikalarının değiştirilmemesi yönünde gerekli tedbirler alınırsa, hedeflere ulaşmak daha kolay olacaktır. Ancak, bizim eğitim sistemimiz, sürekli değişen eğitim politikaları nedeniyle, ulaşılmak istenen amaçlardan giderek uzaklaşmaktadır. Yapılması hedeflenen değişiklikler ve yeni uygulamalarda süreklilik sağlanamadığı için, başarılı sonuçlar alınamamaktadır.
Türkiye’deki eğitim sisteminde yaşanan maddi sıkıntılar, okulların eğitim kalitesini, gerek idarecilerin, gerekse öğretmenlerin kaliteyi yakalamak konusundaki çabalarını ciddi ölçüde baltalamaktadır. Hâlbuki eğitim için harcanacak her kuruş, ülkemizin gelişimi, kalkınması, nitelikli işgücü, kısaca geleceğimiz için bir yatırımdır. Bu açıdan bakıldığında ülkemizin eğitimi için kaynak ayırmak son derece önemli ve öncelikli bir konu olarak ele alınmalıdır. Özellikle son yıllarda bütçeden eğitime ayrılan kaynaklarda artış olduğu ifade edilse de, ülkemizin okul çağındaki genç nüfusunu dikkate aldığımızda ayrılan payın yeterli olduğu söylenemez.

Bütün bu sorunların üstesinden gelebilmek için, genel eğitim sistemi, gerçekçi bir bakış açısı ve anlayışı ile ele alınması gerekmektedir. Öğrenci, öğretmen, okul, yönetici, veliler, öğretim programları bir bütün oluşturan parçalardır. Bu parçalar arasında sağlanacak uyum, eğitimi daha nitelikli bir hale getirecektir. Nitelikli bir eğitim için, okullar daha etkili hale getirilmelidir. Bunu sağlayacak olan en temel unsurlar, okullarda demokratik ortamların sağlanması, öğretmenlere sürekli verilecek eğitimlerle, yeterli bilgi ve kültür donanımına sahip olunması, bütün bu bilgi birikimlerinin öğrencilere aktarabilecek yeterlilikte olması, veliler ve çevre ile etkili iletişim kurulması, bu iletişim sayesinde okullara kaynak sağlanmasıdır.
YORUM EKLE