Türkçe Eğitimi Yeniden Başlamalıdır

Hollanda’ya göçün 50. yıldönümü kutlanıyor.
Bu 50 yılın içinde çocuklarımız, 30 yıl Türkçe anadili dersleri aldılar.
Ama on yıl önce anadili dersleri kaldırıldı.
Böylece çocuklarımız, Türkçe eğitiminden yoksun yetişiyorlar.
Sonuç ortada. Dedeler, nineler torunlarıyla tercüman yardımı ile konuşuyorlar.
Böyle giderse Hollanda’da Türkçe tarih olacaktır.

 “Güney Vakfı”, Leiden’de bir toplantı ile Türkçe derslerini yeniden başlattı. Kendilerini tebrik ediyoruz. Türkçe eğitim her yerde başlatılmalıdır, diye düşünüyoruz.  Biz bu konuda SİOT, HTİB ve EMCEMO örgütleri olarak mahkemeye de başvurduk, STK’larımız 50 bin imza topladık.  Umudumuz yargıdan güzel bir kararın çıkmasıdır.

Leiden’de sunduğumuz görüşlerimizi sizlerle de paylaşmak istedik.

 ‘Türk, Türkçe konuşandır’
 
Türkçe bizim anadilimizdir .
Anadili olmayanın ili de olmaz, dini de.
Bir toplantıda bir din görevlisi:
“Çocuklara, ‘Israf haramdır,’ hadisini söyledim.
İsraf nedir Hocam?  diye sordular.
Hocamız doğru söylüyor. Anadili iyi bilinmeden din de iyi bilinemez.

Anadilimiz,  ilimizdir yani yurdumuzdur.
Alman filozof Humbolt bu konuda şöyle diyor:
“Bir ulusun gerçek yurdu onun dilidir.”
Anadili bizi ulusumuza ve vatanımıza bağlar.
Bir insanı yok etmek, o insanın anadilini yok etmekle başlar.
Öyleyse anadilimiz Türkçemize sahip çıkalım.
Genç nesillere Türkçemizi öğretmek için çalışalım..

Türkler, tarih boyunca birçok değerlerini değiştirmişlerdir:
Örneğin önce anavatanlarını değiştirmişler.
Orta Asya’dan göç edip Anadolu’yu anavatan yapmışlar.
Türkler, alfabelerini  değiştirmişler:
 Göktürk,  Arap alfabesinden, Latin alfabesine geçmişler.
Türkler, dinlerini değiştirmişler:
Şamanizmden, hak dini İslam’a  girmişler.
Devlet ve siyaset yapılarını değiştirmişler:
Saltanattan, laik, demokratik cumhuriyete kavuşmuşlar.
Tek partili sistemden çok partili sisteme geçmişler.
Ama bütün bir tarih boyunca dillerini yani Türkçemizi korumuşlar.
Ondan dolayı olsa gerek Jean Paul Roux, Türkleri şöyle tanımlıyor:
“Türklerle ilgili tek tanımlama ölçütü Türkçe’dir.,
Türk; Türkçe konuşandır.”

Özetle Türkler, anadilleriyle yani Türkçe ile varolmuşlardır.
Türkler’de tek değişmeyen değer Türkçe’dir.
Öyleyse Türkçe eğitimi yoksa sonuç asimilasyondur.

Ama şimdi geldiğimiz aşamada yeni nesiller arasında Türkçe kayboluyor. Atalarımız, binlerce yıldır Türkçemizi korumuşlar. Ama bizler, Hollanda’ya gelişimizin üzerinden  50 yıl geçmeden Türkçemizi kaybetmeye başladık. Oysa Türkçe, bizler için, bir kimliktir, varolmaktır, bir servettir.

Descartes : ‘Düşünüyorsam o halde varım.’ diyor.
Düşünebilme yeteneği ancak anadilde mümkündür.

Anadili, çok dil öğrenmenin de anasıdır 

Anadili eğitimi, bizlere Hollanda’yı sevdiriyor.
Kendimizi evimizde hissetmemizi sağlıyor.
Ve bizleri Hollanda’ya bağlıyor.
Hollandaca öğrenmemizi destekliyor.
Çok dil öğrenmenin anası ve anahtarı da anadilidir.
Çünkü anadilini iyi bilmeden diğer diller öğrenmek mümkün değildir

Bu konuda başta STK’lar olmak üzere Büyükelçiliğimize, Konsoloslarımıza büyük görevler düştüğünü düşünüyoruz.

Umudumuz, Türk toplumunun ata mirası olan Türkçe anadili eğitimine sahip çıkmasıdır. Nasıl ki, tarih boyunca Yunus Emreler, Karacaoğlanlar, Dadaloğulları Türkçeyi yaşattı. Biz de yaşatmalıyız. Bu bize tarihsel ve kültürel bir mirastır ve görevdir. Miras yedi olmayalım, Türkçe mirasımızı iyi koruyalım, ve onu yeni nesillere öğretelim.  Yunus Emre ne güzel demiş:

İlim, ilim bilmektir.
İlim, kendin bilmektir.
Sen kendini bilmezsen,
Ya bu nice okumaktır.

Insanın kendini ancak anadili ve kültürü ile bilir ve tanır.
YORUM EKLE