VAY BE

Gümüşhane ortak paydamız diyerek şu memlekette bir şeyler yazmanın ve karalamanın derdine düşmüş bir sevdalısı olarak ve de tüm mesaisini bu şehrin eğitimine, kültürüne, derdine ve kederine vakfeden bir mahdumu olarak zor olanı yapıyor ve bu şehirde yaşamaya çalışıyoruz.

Az yükseğine çıktığında başı ve sonu görülebilen bu şehirde haliyle yaşamak, nefes almak, üstüne üstlük derdi ve kederini kaleme almak, sorunlarını paylaşmak zor zanaat olsa gerek. Neden mi yazıyorum bunları?


Ben haram, içki, sigara ve diğer tüm kötülüklerden uzak duran muhafazakâr bir ailenin çocuğu olarak Gümüşhane Demirören Köyü’nde dünyaya geldim. Trabzon Arafilboyu Mahallesi’nde çocukluğu ve Kaymaklı Mahallesi’nde gençliği geçtiği halde tüm kötü alışkanlıklardan önce Allah’ın ve sonra sekiz yaşından itibaren dizleri dibinde Kuran’ı, namazı ve güzel ahlakı öğrendiği babası Hoca Ahmet’e borçluyum.

Doğduğum Gümüşhane’de, okuduğum Trabzon’da, yükseköğrenim gördüğüm Ankara’da, ilk öğretmenlik sevdasını yaşadığım Kars Kağızman’da ve nihayetinde yine Gümüşhane’de geçen bir ömürde her fikri, her düşünceyi ve her ideoloji gördüm. Ben herkes gibi aynı düşünemeyeceğime göre herkes de benim gibi düşünmek zorunda değil. Herkesin düşüncesi, partisi, tuttuğu futbol takımı, inancı ve mezhebi elbette farklıdır. Alevi’yi de, Sünni’yi de, Kürt’ü de, Türk’ü de Allah’ın yarattığı birer insan olarak sevdim ve sevmeye de devam ediyorum. Ama vatanıma küfreden, bayrağıma saldıran, mukaddesatıma ve mezhebime sövenlere de en büyük düşman benim.  

Bu yüzden geçenlerde içki konusunda paylaştığım bir yazıya “size ne” diye yorum atan hemşerimi ben de “içki tüm kötülüklerin anası değil mi” diyerek arkadaş ve gönül listemden çıkarmıştım.

Fikirlere saygılıyım ama herkesin de benim fikirlerime saygı duymaları şartıyla. Ben Yunus’un felsefesiyle “Yaratılanı Yaratandan dolayı seviyorsam” hepimizin ortak paydası da sevgi olmalı öyle değil mi? Ki sevgi en paslı kilitleri açan bir anahtar ise.

Bu bağlamda hazırladığım Gümüş Portreler ve Gümüşhaneli Şairler Antolojisi’nde hemen her fikir ve düşünceden insana yer verdiğimi görmüş olacaksınız.

Sen nasıl ki Nazım Hikmet’i beğenip Cumhuriyet Gazetesi’ni okuyorsan ben de Necip Fazıl’ı beğenip Zaman Gazetesi’ni okuyabilirim. Bir diğeri de başka bir yazar veya fikre saygı duyabileceği gibi.

Ama iş öyle değil dostlar. Bir Gümüşhaneli hemşerimizin bir yetim öğrencimize vereceği burs için; “Kusura bakma İsmail Hocam sen sayfanda şu sembolü koymuşsun şu fotoğrafı paylaşmışsın” gibi basit söylemler maalesef devam ediyor. Bu burs veren bir derneğin sen inançlısın, sen değilsin gibi gençleri kamplara bölerek ayrımcılık yapması gibi bir şey. Allah’a şükürler olsun ki biz 10 yıldır burs temin ettiğimiz öğrencilerde sen şucusun sen bucusun şartlarını değil de Gümüşhaneli şartını aradık.

Ama sen yine de var ol sevgili hemşerim. Senin vereceğin küçücük burs için ben kırk yıllık inanç ve fikirlerimden vazgeçemem. Allah hepimizin kalbine göre versin.    

YORUM EKLE