YALAN SÖYLEYEN TARİH UTANSIN

Anlı ve şanlı tarihimizi bize bir zamanlar yalan yanlış öğretenler bir nesli mahvetmek adına üzerlerine düşen görevleri yaptılar şüphesiz. Bu aziz milletin her dönem başına bela olan malum zihniyetler kirli emellerini ve tükenmiş ideolojilerini yeni yetişen nesillere adeta bir hınç malzemesi olarak empoze etmeye devam ediyorlar.

Öyle ki bize tarih sayfalarına nice hainler kahraman ve nice cennetmekân olanlar ise hain olarak yaftalanarak anlatıldı, okutuldu. Bilinçli yâda bilinçsiz olarak yapılan bu deformasyon ile adeta kendi özümüzden utanır hale getirildik. Özümüzü, kültürümüzü, değerlerimizi aşağıladık.

Bugün ise bu memleketin asıl ve asil sahipleri bu zulme dur diyerek bu aziz ve necip milletin paraları ile ayakta duran TRT'de bizi bize doğru ve tarafsız anlatan güzel projelerle gençliğin doğruyu görmeleri fırsatını sunmaya başladılar.

Ve bizler tarihte hep var olan tapınakçıları, Haçlı zihniyetleri, karanlık kurullarda dönen entrikaları, bu vatanı içeriden ve dışarıdan bölüp parçalayıp yutmaya kalkan hainleri ve şer ortaklarını yeniden tanımaya ve tarihimizi doğru okuyarak ibret almaya başladık. 624 yıllık ömrü içinde gittiği yerlere insanlığı, merhameti, adaleti ve güzelliği götüren Osmanlı Devleti'nin kurucusu Süleyman Şah’ı, Ertuğrul Gazi'yi, onlara manevi liman olan İbni Arabi'yi, Şeyh Edebali'yi, onların arkalarında asıl güç olan Hayme Ana ve Halime Sultanları ve daha birçok manevi şahsiyeti yeniden tanımaya başladık.

Bu asıl ve asil görevi yerine getiren kendi sesimiz, kulağımız olan TRT üzerine düşen görevi eksiksiz olarak yerine getirmeye devam ediyor. Bu bağlamda bu güzel ve hayırlı projelerin yapımını sağlayan ve bu nesli yeniden kurtarma adına önemli misyonu yüklenen devlet büyüklerimize müteşekkiriz. Rabbim onlardan ebeden razı olsun.  

Diriliş dizisi ile bir koca milletin kurulum ve büyüme aşamalarını, çektikleri doğum sancılarını, gördükleri zulüm ve entrikaları, zorluklara nasıl galebe geldiklerini ve bir koca çınarın Anadolu’ya ve dünya mazlumlarının yaşadığı coğrafyalara nasıl kök saldıklarını, içimizdeki ve dışımızdaki hainleri görme ve tanıma fırsatı yakaladık.

Filinta dizisi ile Osmanlı Devleti'nin yıkılışa doğru giden seyirde gördüğü entrikaları, iç ve dış düşmanlarımızın hemen aynı kaynaklar olduğunu, bir zamanlar bize kızıl sultan diye lanse edilen atamız Abdulhamit Han'ın hala bu aziz milleti nasıl ayakta tuttuğunu, Batı'ya ve tüm dünyaya nasıl kafa tuttuğunu, hasta adamın ölmediğini, ölmeyeceğini ispatını gördük.

Çanakkale, Kafkasya ve diğer filmleri ile bu necip milletin nerelerden geldiğini, nasıl bir ve beraber olduklarını, kendi öz kültürüne sahip çıkmasını, zorluklara karşı nasıl bir olduklarını ve karşı durduklarını, Laz'ı, Çerkez'i, Türk ve Kürt'ü, Alevi ve Sünni'si ile aynı ortak düşmana karşı birlikte aynı iman ve şuurla nasıl çarpıştıklarını öğrendik.

Ve son olarak Sevda Kuşun Kanadında dizisi ile hemen her yirmi yılda bir aynı güçler tarafından sürekli ısıtılan, bize zorla yedirilen ve bizleri en az 20 yıl geriye götüren, kardeşi kardeşe kırdıran, oğulları babasız, babaları evlatsız, anaları bağrı yanık, taze gelinleri ersiz ve ocaksız bırakan darbeleri tüm gerçekliği ve çıplaklığıyla, abartısız bir şekilde anlamaya başladık.

İşte biz bize zorla yedirilmeye çalışılan bu ne menem olduğu belli olmayan, içimizde ve dışımızda koşullanan hainlerin aşçılığa yeltendiği ve önümüze ihanet zehri olarak sundukları darbeleri, yeltenişleri maalesef gördük ve yaşadık. Ancak bu dizi ve filmlerle tarihini, ihanet şebekelerini, bitmeyen ihtirasları ve kaynağı belli olan ihanetleri gören Asım'ın Nesli olan aziz Türk milleti Ömer Halisdemir gibi imanlı yürekleri tanklara ve tüfeklere karşı durarak ikinci bir Kurtuluş Savaşı zaferi kazanmışlardır. Bu şehit milletin asil gençliği tarihini doğru okudukça, hainleri ve kahramanları doğru tanıdıkça Ezan-ı Muhammediye minarelerden dindirilemez, şehit kanıyla yoğrulu bu şanlı bayrağımız asla gönderinden aşağıya inemez, indirilemez. Ve son cümle Merhum Mehmet Akif'in duasıyla; "Rabbim bu aziz millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın inşallah...!" diyoruz.
YORUM EKLE