YEDİR(T)MEYİZ

Ah tarih ah! Sen ne zulümlere, zalimlere, vatan hainlerine, vatanı satanlara, kahpelere, darbelere ve de nice masumun katledilmesine şahit oldun. Nice ana ve babalar evlat acısını yaşarken nice evlatlar ayrı kaldı babasından, nişanlısından, hayallerinden.

Ve tarih devam ediyor. Tarihin ara sayfalarına şöyle bir baktığımızda Osmanlı'nın kuruluş aşamasından çok önceleri dahi vatan hainleri içimize sızmış, devletin bekasına baş kaldırmış, can almış ve can vermiştir. Kimi zaman bir düşman devleti, kimi zaman bir çete isyanı, kimi zaman bir siyonist güç, kimi zaman bir cemaat adı altında hep ama var olmuş ve de var olmaya maalesef devam etmektedirler.

Bu zalimlerin yaptıkları hiçbir zaman yanlarına kâr kalmadığı aşikar ancak ilerlemekte olan, söz sahibi olmaya başlayan, mazlum milletlerin sesi olmaya başlamışken birileri bir yerlerde asla boş durmuyor, uzun ve geniş masalarda "nasıl ederiz, nasıl böler ve yutarız"ın hesaplarını yaparak sözde bu aziz vatanı parçalamaya kafa yoruyorlar.

Ama onlar şunu unutuyorlar ki Yüce Rabbim Enfal 18'de buyurduğu gibi;

"Alikum ve ennallâhe mûhinu keydil kâfirîn(kâfirîne)"   
"İşte durum bu: (Allah, mü’minleri güzel bir şekilde dener). Bir de Allah, kâfirlerin tuzağını zayıf düşürendir."


Evet sizler;

Tapınakçı, Haçlı, isyancı, cuntacı, bölücü ve dahi bilmem hangi isim ve çatı altında ne olursanız olun Rabbim sizin tuzaklarınızı bozdu ve oyunlarınızı başınıza geçirdi. Size dün olduğu gibi bugünde fırsat vermedi, yarında vermeyecek inşallah.

Yaşayan büyük şairimiz Sezai Karakoç'un dediği gibi;

Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır,
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır.


Bu aziz milleti sizler hiç tanıyamamışsınız. Ve bizler de çok iyi biliyoruz ki bu memleketi muasır medeniyetler seviyesine çıkarmaya imanlı ve gayretli isimler, bu aziz vatanın değerli evlatları olan ilkin Adnan Menderes’i astınız, daha sonra Turgut Özal’ı zehirlediniz, Adnan Kahveci gibi bir beyni yok ettiniz, Recep Yazıcıoğlu'nu bir bilinmez içinde harcadınız, en nihayetinde ülke için önemli bir isim olan Muhsin Yazıcıoğlu'nu kurban ettiniz. Şimdi de gönül coğrafyamızın gözbebeği ve mazlum milletlerin umudu, haykıran sesi, duacısı, ümit bağladığı Recep Tayyip Erdoğan’ımızı yemeye çalışıyorsunuz ha!

Kusura kalmayın ey dahili ve harici bedhahlar. Tankların önüne yatan Mehmetler oldukça, o gece yarısında seccadesine sığınıp sabahlara kadar gözyaşı döken hacı dede ve ninelerimiz varsa, iş makinelerini, kamyonları kışlaların önüne çeken imanlı yürekler varsa, verilen emri ben kardeşime kurşun sıkamam diyerek dik duran imanlı askerimiz varsa, tankları bozarak, havaalanı ışıklarını söndürerek bu zulme dur diyen şanlı neferlerimiz oldukça ve dahi Malcom X misali gibi bir işareti ile milyonları meydanlara yığan Başkomutanımız Recep Tayyip Erdoğan'ımız oldukça bu dualı millet kirli oyunlara asla gelmeyecektir.

Ve ucunda şahadet olsa da, ölüm olsa da her ne olsa da bizler size asla ve asla Başkomutanımız, gönül coğrafyamızın umudu ve mazlum milletlerin haykıran sesi “Erdoğan’ımızı sizlere yedirmeyeceğiz, yedirtmeyeceğiz."

Rabbim bu aziz milletin yar ve yardımcısı olsun inşallah.
YORUM EKLE