Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Kemal Şükrü SEVİNDİK->HALKINA İZZET KAZANDIRMAK [ Arama ]

HALKINA İZZET KAZANDIRMAK
Başlık HALKINA İZZET KAZANDIRMAK
Açıklama 05 Şubat 2009 tarihli Gümüşkoza Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen Recep Ergin
    Bazı insanlar vardır ki; bulundukları makam mevki dolayısıyla önem arz ederler. Bulundukları makam mevkii kaybetseler, o makamla birlikte önemleri de kaybolur gider. Adı sanı bilinmez olur. Bazı insanlarda vardır ki; bulundukları makam mevkiye önem kazandırırlar. Onlar makam kaybetmekle önem kaybetmezler. Bilakis onların uzaklaşması ile makamlar önemlerini kaybederler.

    Toplumların tarihine dikkatle bakıldığında genel anlamı ile iki tür yöneticilerin olduğu görülecektir. Bir grup yönetici vardır ki; toplum, onun bir tarihinin bir parçası olması dolayısıyla utanç duyar. Onu unutmak ister. Onu anlatmaktan sıkılır. İsmini yaşatmaz. Diğer bir grup yönetici de vardır ki; toplum, onunla aynı kandan aynı tarihten geliyor olmak dolayısıyla büyük bir kıvanç ve gurur duyar. Çocuklarına onun ismini takarak yaşatır. Anılarını canlı tutar. Onu anmak ve anlatmaktan zevk alır. Bu tür yöneticiler toplumlarına “izzet” kazandırırlar.

    Sayın Başbakan’ın Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanı Peres ve oturumu yöneten Moderatör David Ignatius’a karşı gösterdiği tavır ve duruş işte bahsettiğimiz ikinci tür yönetici özelliğindendir. Bazı gözlemcilerin ifadesi ile bu tavır tarihe “Davos duruşu” olarak geçecektir. Tarihin kayıt altına aldığı bu duruş pek çok açıdan analiz edilebilir / edilmekte. Bizler “İsrail”le ilgili boyutu önceleyerek konuyu bazı açılardan tahlil etmek istiyoruz.

    Başbakan Erdoğan’ın İsrail Cumhurbaşkanı Peres’e yönelik “katil, eli kanlı saldırgan” mecazi anlamına gelebilecek sözleri, sadece kendisinin yada Türk halkının değil, bütün İslam aleminin ekserisinin hislerinin ifadesi idi. Uluslar arası bir toplantıda söylenen bu sözler, tüm İslam aleminde aksi seda buldu. Neredeyse İslam aleminin her yanından Erdoğan’a destek programları ve tebrik mesajları yağdı. Bütün bunlardan anlıyoruz ki; Müslüman halklar, İsrail karşısında “dik duracak” liderlere susamış durumda.

    Bu zamana kadar Türk halkına pompalanmış olan “İsrailsiz olmaz! Amerikasız ne yaparız!” antipropagandası bir anda tersyüz oldu. Sayın Başbakan, Davos çıkışı ile kitlelerinde cesaret ve anlayış kazanmasının önünü açtı. Ve bu zamana kadar tersten sorulmuş olan sorunun esas şeklinin düşünülmesi için ufuk araladı. O sorunun doğrusu; “Türkiyesiz onlar ne yapabilir?”dir.

    Artık şu gerçek Müslüman halklar nezdinde gittikçe karşılık buluyor ki; “İsrail, İslam aleminin kalbine saplanmış bir hançerdir!” Ortadoğu ve İslam aleminin geleceği, İsrail’in geleceği ile ters orantılıdır. İsrail, gasıp bir rejimdir. Müslüman toprakları üzerinde Amerika ve İngiltere’nin gayri meşru olarak peydahladığı yapay bir devlettir.

      Başbakan bir nebze de olsun bu gerçekleri dillendirerek başta Gazze halkı olmak üzere tüm mazlum hakların yüreğine su serpmiştir. Ama, Sayın Başbakan’ın bu söyleminin ardından acaba somut bir adım atılabilecek midir? Yoksa her şey söylemde mi kalacaktır?

      Bilindiği üzere İsrail’in bölgede ki en önemli “stratejik ortağı” Türkiye’dir. Başta Savunma ve silah sanayi olmak üzere Türkiye ile İsrail arasında pek çok proje yürütülmektedir. Ve Türkiye aleyhine olmak üzere büyük bir bağımlılık vardır. Yine bilinen bir başka gerçekte son olarak Gazze’yi de bombalayan İsrailli pilotların eğitimleri Konya’da ki üslerde yapılmaktadır.

      Şu anda  muhalefeti ile, sivil toplum örgütleri ile, kamuoyu ile Sayın Başbakan’ın ardında inanılmaz bir destek enerjisi oluşmuş durumdadır. Hatta Başbakan’a destek yurtiçi ile de sınırlı değildir. Müslüman halklar ile mazlum ve mahrum milletler her yandan destek ve tebrik yağdırmaktadır. Böyle bir durumda beklenen odur ki; somut adımlar atılsın. İsrail ile yürütülen projelerin bir kısmı, hiç değilse İsrail pilotlarının Konya’da eğitimi sonlandırılsın.

     Bir son değerlendirme ile şunu söyleyebiliriz ki; Sayın Başbakan davos’ta ki çıkışı ile Türkiye ve Türk halkına izzet kazandırmıştır. Cesaret ve ufuk aşılamıştır. Onun bu “duruşu”, dünyada ki tüm mazlum milletlerin sesi olarak yankılanmıştır. Tarihte bu duruşu, besbelli ki kaydedecek ve zamanlar ötesine taşıyacaktır. Ama bu kadar güzel bir duruş ve söylemin ardından atılması gereken bir adım daha vardır. O adım ki, somut bir adım olmalıdır! O adım, öyle bir adım olmalıdır ki, İsrail cezalandırılmalıdır!
Oyu Puanı: 30 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 19 (0 Kayıtlı Üye 19 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.21176 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu