Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Orhan ESKİCİOĞLU->NARKOTİK PASİFİZM [ Arama ]

NARKOTİK PASİFİZM
Başlık NARKOTİK PASİFİZM
Açıklama -
Siteye Ekleyen AdamGibi

            Yazımızın başlığı, toplumu ilgilendiren konularda fertlerin aymazlığını/vurdum duymazlığını vurgular, “afyon yutmuş” misali…

            Kabuğuna çekilen ve potansiyel gücünü fark etmeyen, en azından ihmal ederek kullanmayan sivil toplumun uyku halini anlatır. Sukütun bu trafik kurgusunun adı, “üç maymunlar” oyunudur, “görmedim – duymadım – bilmem”.

            Uyanış, geç ve güç olduğu ölçüde acıklıdır da…

            Sosyolojik olarak klinik bir vak’adır bu…

            Konuşacak yerde susmak, susacak yerde konuşmak trajedinin son perdesidir.

            Son perde, son oyun değildir, bu terslik-ikircilik var oldukça tekrarlanır durur.

            Son perdenin aktörlerine baktıkça insan, “vâ esefâ” demekten kendisini alamıyor.

            Büyüklerimizin deyimiyle: “Değirmenin üst taşı durdurulup, alt taşı döndürülmeye” çalışılıyor.

            Milletin kahir ekseriyeti susmuş, vekilleri “pusmuş”, emrindekiler coşmuş… yani, üst durağan, ast baskın! Aman ne de süslü kılıflar bulunuyor bu garabete… Fakat, “mızrak çuvala sığmıyor”, fırlayıp milleti yaralıyor.

            ……………………………………

            Atatürk, kültürel zenginlik saydığı başörtüsünü değil, masonluğu yasaklamıştı.

            Şimdi, “kraldan çok kralcı”lık taslayan yasaklılar, yasakçı oluyor.

            “Senin dinin sana, benim dinim bana” demek boşuna, din sözünü duyunca “dinden imandan çıkıyor”lar. Tıpkı otuz yıl önceki bir mülakatta olduğu gibi…

            Söz konusu mülakata katılan, yurtdışına gönderilecek öğretmen adaylarından biri idik.

            Bakanlıkların üst düzey bürokratları komisyon oluşturmuş, bizleri “ölçüp-biçiyor”lardı!

            Milleti kaynaştıran unsurlardan bahsederken, daha sonra ismimizin karşısına not olarak düşülecek kırmızı çizgiyi aşarak, din’i de hesaba katmış, “gaf” yapmıştık!

            Bir bakanlık temsilcisi üst bürokratın, tarif/tasvir edemeyeceğim tavır ve sözlerini hiç unutamam; bu gün manası daha iyi anlaşılan şu sözleri birkaç kez okuyup, çokça düşünerek halihazır konjoktürle kodlayın. Lütfen dikkat, genel müdür pür hiddet: “Ne  … o dediğin (din) çağımızda hala geçerli mi? Bu da bizim “Da Vinci şifresi” olmalı…

            Şifreyi ve başörtüsünü Çözmek aynı kapıya çıkar!

            ……………………………………

            Yukarıdan Ermeniler, aşağıdan rumlar…

            Ve daha nice nice gailelerle dörtbir yandan kuşatılmışken…

            İçerden, durduk yerde fesat cephesi açmak,

            Başörtüsünü düşman sembolü gibi görüp, hurra… taarruza kalkışmak

            Kabzeyle düğmeye basıp, sivri ucu etle-tırnak arasına sokmak,

            Pimi çekilmiş bombayı ortaya atmak.

            Derim bir kompl…ikasyon ki, kangrene dönüşebilir.

            Acele çaresine bakılmalı, bünyeye çok zarar veriyor.

            Kördüğümü çözmeyen-çö-ze-me-yenler çözülür!

            Çare, “egemenliğin kayıtsız-şartsız sahibi” olduğu söylenen,

            Adına yetkiler kullanılan, fakat yetkisini kullanamayan,

            Psikolojik sindirme terapisiyle rağmına “işler” yapılan, söylemde “yüce”, eylemde cüce yapılan,

            Artık, haklarını ve yetkinliğini fark edip, gereğini  yapmak durumunda olan,

            MİLLETte aranmalıdır. Başka yerlerde çare arayanlar çaresiz kalır.

            Son nokta: Halk oylamasına götürülecek anayasal düzenleme…

            Yani, oyalama değil, oylama… “Demokrasi” oyun değil, gerçekse!

            SON DAKİKA DA BİR DE KARA NOKTA: 2 Mayıs Pazartesi Saat 14:45 SKYTurk televizyonundaki programa Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mustafa Balbay telefonla katılıyor.

            Ama, ne katılım, ne balıklama atılım, ne halt karıştırma o… T.B.M.M. Başkanı Muhterem Bülent Arınç’ın, “Millet iradesinin üzerinde hiçbir güç yoktur” sözüne karşı terbiye ölçülerini tahrip edip, kamu vicdanını yaralayan, akla ziyan olmakla birlikte, acı gerçeklerin ve hal-i pürmelalimizin göstergesi de olan şu yavelere bakın : (Sayın Arınç’ı kastederek) “ULAN SİZ KİM OLUYORSUNUZ?”. Bir milletin temsilcisi olan Meclisi temsil eden Başkanına yönelik NE SESİ dir bu? Herhalde “sahibinin sesi”dir.

            Artık, “beyan-ı lisan, ayniyle insan” diyemeyiz!

Oyu Puanı: 42 - Ortalama: 4.58

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 14 (0 Kayıtlı Üye 14 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.32173 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu