Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Kemal Şükrü SEVİNDİK->İDAMLIK ÇOCUKLAR [ Arama ]

İDAMLIK ÇOCUKLAR
Başlık İDAMLIK ÇOCUKLAR
Açıklama 09 Nisan 2009 tarihli Gümüşkoza Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen Recep Ergin
            "Devletlü padişahımız saltanata eriştiği gün, kardeşlerini saltanat kayığına bindirerek uğurladı. Pek çok yeğeninin dünya gözünü kapayıp, gönül gözünü açtı!.."

            Bir "saray tarihçisi" tarafından "hayırlı bir işten bahsedercesine" kaleme alınan bu satırlarda; Osmanlı Hanedanı'nın 13. sultanı Padişah III. Mehmet'in pek çoğu henüz beşikte olan "on dokuz" kardeşini "boğdurtarak" öldürtmesi ve yeğenlerinin gözüne "mil çektirerek" kör ettirmesi anlatılmaktadır!

            "Osmanlı" dendiğinde insanların aklına parlak zaferler gelir. "Fatih" dendiğinde "İstanbul'un fethi", "Yavuz" ismi duyulduğunda "Çaldıran", "Kanuni" ismi zikredildiğinde "Mohaç"ın hatıra geldiği gibi...

            Bu zaferler, görkemli başarılar olmalarının yanı sıra nice "olumsuzluk, zulüm ve dramında" üstünü örtmüş ve onların tarih sahifelerine gömülüp, hatıralardan silinmesine sebep olmuştur. "Fatih" dendiğinde; kardeş katlini meşrulaştıran "fetva"  ve  "beşikteki kardeşinin" öldürülmesi ya da "Yavuz"un küçücük yeğenleri ve kardeşleri "Şehzade Korkut ve Şehzade Ahmet"i katletmesinin akla gelmediği gibi. "Kanuni" ismi zihinlerde ihtişam çağrıştırır ama "oğulları" Şehzade Mustafa ve Şehzade Beyazıt'ı öldürtmesi hatırlanır mı?

            Tarihte hiçbir İslam devletinde örneği olmayan bir uygulama Osmanlı Devleti'nde yasalaştırılmış idi. "Tahta geçen sultanın kardeşlerini öldürtmesi" gelenek haline getirilmiş, Fatih zamanında çıkarılan bir "Kanunname" ile de yasal zemine oturtulmuştur. Akılları dumura uğratan, vicdanları kendinden utandıran bu uygulama şöyle gerekçelendirilmişti: "Devletin bekası (geleceği) için kardeş katli gereklidir!?"

            Oysa Osmanlı Devleti'nin çağdaşı olan hiçbir İslam devletinde böyle bir uygulama söz konusu değildi. Hatta işin daha ilginç yanı; bu dönemde "Orta Çağ Karanlığı" yaşadığı söylenen "Avrupa Krallıklarında" bile böyle bir gelenek ihdas edilmemişti! 

            Farklı bilgi ve kayıtlar olsa da genel kabule göre; Osmanlı Devleti'nin üçüncü padişahı olan I.Murat'ın 1385 yılında "oğlu Savcı Bey"i öldürmesi ile başlayan "şehzade katletme" geleneğine 253 yıl içerisinde tam 61 (altmış bir) şehzade kurban edilmiştir!

            Olgunluk çağında öldürülmüş olan şehzadeler de vardır, ilk gençlik dönemlerinde olanlar da. "Yasal ve şer'i" olarak hiçbir suçu olmaksızın katledilen "çocuk" hatta "bebek şehzadeler" vardır. Her şehzadenin yürek parçalayan ayrı bir öyküsü vardır!

            Tamamına yakını boğularak öldürülmüştür bahsettiğimiz şehzadelerin. Bu "cani eylem" için saray da özel görevliler vardı. Dilleri koparılmış, kulak zarları delinmiş "cellâtlar" bu vahşi cinayetleri işler ve sırları kendileri ile beraber mezara götürürlerdi!

            Osmanlı sultanlarının en meşhurlarından biri olan "Yavuz", bilindiği üzere tahtı babası ile savaşarak ele geçirmişti. II. Beyazıt tahtan indirildikten sonra bir ay sonra esir tutulduğu "Dimetoka"da "sebebi bilinmez(!)" bir karın ağrısına tutularak ölmüştü.

            Yavuz, babasının ölmesine rağmen tahtını güvende hissetmiyordu. O önce yaşları yedi - yirmi bir arasında değişen sekiz yeğenini ardından ise asıl tehlike gördüğü kardeşleri  "Şehzade Korkut ve Ahmet"i boğdurtarak katlettirmiştir!            

            Osmanlı Devleti'nin dünyaca meşhur padişahı "Kanuni"de ellerini "şehzade kanından" koruyamamıştır. İnanmak zor gelse, insanın havsalası sarsıntı geçirse de şu bir hakikattir ki; Kanuni, yeğenleri dışında "iki öz oğlu ve en az iki torununu da" öldürtmüştür.

            Tarihlerin anlattığına göre oğlu "Şehzade Mustafa"yı kendi çadırına bitişik bir çadır da öldürtmüş ve Şehzade ile cellâtlar arasında gerçekleşen boğuşma, bağrışma ve hengâmeye bizzat şahit olmuştur.

            Osmanlı padişahlarından III. Murat 26 yıl süren saltanatında "yoğun devlet işleri arasında" onlarca defa(*) da baba olma şerefine erişmişti! Çocuklarının pek çoğunun O hayatta iken vefat ettiği söylenir!  Ama yine de III. Murat öldüğünde ardında yirmi kız yirmi erkek evlat bırakmıştı.

            III. Murat'ın erkek evlatlarının en büyüğü olan III. Mehmet tahta geçince "ilk devlet icraatı" olarak on dokuz kardeşini öldürtmüş, ardından onlara "şatafatlı bir cenaze töreni" tertiplemiştir!

            Suçsuz olarak katledilen şehzadelerin iç yakıcı dram öyküleri tarihin tozlu sahifeleri arasında uzayıp gider...  Bugün tarih öğreticilerinin yaptığı bir hata var ki, en az bu ölümler kadar dramatik. Günümüzde başta okullar da olmak üzere konu tamamen yanlış temeller üzerine inşa edilerek öğretilmekte.

            "Bu cinayetlerin devletin bekası için gerekli olduğu" gibi akla ve vicdana sığmayacak bir delillendirme ile çocukların; güç ve saltanatı elde tutabilmek için aile içi cinayetleri normal görmesi öğretilmektedir. Genç dimağlara yüklenen bu anlayış, en az şehzade katliamları kadar acı ve dramatiktir. Çünkü: "Cinayeti normal görmenin kendisi de ayrı bir cinayettir!"

(*) III. Murat'ın 100 defadan fazla baba olduğunu kaydeden tarihçiler vardır.    
Oyu Puanı: 29 - Ortalama: 4

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 13 (0 Kayıtlı Üye 13 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 0.80507 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu