Nasıl “Anneler Günü'nü bir günle sınırlandırmak tek o günü kutlamak ve çeşitli etkinliklerle geçiştirmek doğru değilse, “Öğretmenler Günü”nü de bir güne sığdırmak yanlıştır.
      Çünkü çocuk ana kucağından kurtulup konuşmaya başlayıp kendi ayakları üstünde durmaya başladığı yaşlarda ilk öğretmenliği annesinden görür. Anaokuluna gidip birlikte yaşamayı, arkadaşlığı, paylaşmayı, çeşitli eşyaları kullanmayı öğrenir. El becerilerini geliştirir.İlköğretime geçince bocalamaz, okumayı, yazmayı, toplamayı, çıkarmayı yavaş  yavaş sınıflarını geçtikçe öğrenir. Sınıflar ilerledikçe, Türkçe, Matematik, Sosyal Bilgiler, Fen Bilgisi, İngilizce… dersleri görür. Liseye gelince daha kapsamlı dersler görür.İlköğretimdeki temelin üstüne bina edilen bilgiler daha geniş ve kapsamlı bilimsel bir boyut kazanır. Edebiyat, Fizik, Kimya, Biyoloji, Felsefe, Mantık, Matematik, Geometri, İngilizce…. Adlar altında dersler branş öğretmenleri tarafından öğretilir. Öğrenci Üniversite sınavını kazanarak mimar, mühendis, eczacı, doktor, hakim, müzisyen, öğretmen… mesleklerinden birinde eğitimini, öğretimini sürdürür. Sonunda bir iş sahibi olur.
       Öğretmen, elindeki bu Allah'ın yarattığı mükemmel varlığı “Eşref'i Mahluk” sevgi ile, sabır ile, hoşgörü ile eğitir ve öğretir. Kendi mum gibi yanar, saçlarına aklar düşer ama öğrencilerini aydınlatmak, bilgilerle donatmak için usanmadan, bıkmadan çalışır. Önce kendine, sonra ailesine ve vatanına yararlı bir kişi olarak yetiştirir. Ama bu iş para ve pulla yapılacak bir iş değildir. Onun için “Peygamber Mesleği” denilir, kutsaldır. Hz. Ali “Bana bir harf öğretenin kölesi olurum” demiştir. Yavuz Sultan Selim bir seferde iken hocasının atının ayağından sıçrayan çamurun kafasına süs olduğunu, temizlemeden tabutunun üzerine örtülmesini emrederek hocasına verdiği değeri göstermiştir. Sevgili Peygamberimiz ise : “Alimlerin kaleminden damlayan mürekkep şehitlerin kanından daha üstündür.”diyerek öğretmenliğin çok önemli ve kutsal bir meslek olduğu belirtmiştir. Atatürk'ün öğretmenliğin önemi hakkında güzel sözleri vardır. “Muallimler, Gelecek Nesil Sizin Eseriniz Olacaktır.” demiştir. “Milletleri kurtaran yalnız ve ancak muallimlerdir.” Diyerek öğretmenlerin toplum içindeki önemli bir yere sahip olduğunu belirtmiştir.
       Kurtuluş savaşından galip çıkan Türk Milletini yeni bir savaş beklediğini söyleyen Atatürk; bunun cehaletle, bilgisizlikle yapılacak olan savaştır. Bunun için öğretmenlere, aydınlara büyük görev düştüğünü söylemiştir. Yeni Latin Alfabesi kabul edilince Saray Burnunda “Yeni harfleri sandalcıya, hamala, köylüye, ahalinin her tabakasında bulunan kişilere öğretiniz. Bu milis bir görevdir. Ancak o zaman cehaletten kurtulur muasır devletlerin seviyesine çıkarız” demiş, bir okuma yazma seferberliği ilan etmiş yeni alfabeler basılarak bedava halka dağıtılmıştır.
      İpekböceği dut yaprağını yiyerek kozasını nasıl sabırla, sevgiyle incecik ipeklerle örerse; öğretmen de öğrencilerine okumayı, yazmayı öğretirken onlara sevgiyle, hoşgörüyle, sabırla yaklaşır. Giyinişiyle, konuşmasıyla, hal ve hareketleri ile bilgisiyle onlara örnek olur.
       Öğrenciler de üniversite, akademi veya yüksek okullarda okuyup mimar, mühendis, avukat, doktor, eczacı… gibi meslek dallarından birini bitirip öğretmenlerini gördükleri yerde onlarla sohbet ederek eski günleri hatırlamaları “Öğretmenim ben mimar oldum.” Demesi öğretmen için bir gurur ve onur kaynağıdır. Öğretmenin serveti topluma kazandırdığı binlerce meslek sahibi kişilerdir.
       Bende bir öğretmen olarak yıllarca çeşitli okullarda öğrenci yetiştirdim. Onlara yıllar sonra caddelerde, sokaklarda rastlayıp sohbet edince doktor, eczacı, mühendis olduklarını öğrenince  gurur duyuyorum, emeklerimizin boşa gitmediğini görüp seviniyorum. Öğretmenler Günü'nüz Kutlu Olsun, nice sağlıklı,mutlu günlere…