Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Kemal Şükrü SEVİNDİK->SAHABE'YE HAKARET ETMEK (?) [ Arama ]

SAHABE'YE HAKARET ETMEK (?)
Başlık SAHABE'YE HAKARET ETMEK (?)
Açıklama 19 Haziran 2009 tarihli Gümüşkoza Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen Recep Ergin
Günümüz İslam coğrafyasına dikkatle baktığımızda görürüz ki, bu coğrafyanın pek çok bölgesinde şiddet, kan ve gözyaşı hüküm sürmektedir. İslam kendini barış ve hoşgörü dini olarak tanımlamıştır. Oysa Müslümanlar, bırakın barış ve hoşgörüyü dünyaya hâkim kılmayı, kendi coğrafyaları kendi toplumlarında bile bunu başaramamışlardır.

Irak’ta öldürülen milyondan fazla masum insanın ekserisinin kanı, kendini Müslüman olarak tanımlayanlar tarafından akıtılmıştır. Zihinlerin “Afganistan ve Pakistan” gibi İslam ülkelerini “şiddet ve kan” kelimeleri ile algılıyor olmasının ardında da kendini Müslüman olarak gören ve sözde cihad ettiklerini iddia eden “vahşi ve terörist” anlayışlar vardır!. Misallerin sayısı ve çeşitliliğini artırmak mümkün. Ama misallerin konunun önüne geçmemesi için bu kadarı ile iktifa etmeliyiz.
 
Misaller üzerinden ifade etmek istediğimiz şudur; “insan sevgisi, barış ve hoşgörü üzerine inşa edilmiş ilahi bir dinin temsilcileri nasıl olur da birbirlerini öldürmeyi mubah, hatta cennete gitmenin vesilesi bilebilir?..”

İnsan havsalasını sarsan bu cehaleti doğru kavrayabilmek ve çözüm üretebilmek için tarihe gitmeliyiz. Çünkü günümüz de her ne kadar farklı İslami mektep, mezhep, meşrep ve anlayış varsa bunların kökü tarihtedir.

İslam tarihini doğru anlamadan, İslami mektep ve anlayışları doğru anlamak mümkün değildir! Doğru anlaşılmayan bir konu üzerinde yapılacak her türlü analiz ve üretilecek her çözüm doğal olarak hata içerikli olacaktır!.

İşte bu sebeple İslam tarihçi ve felsefecilerinin: “Günümüz İslam dünyasının her ne sorunu varsa bunun kökleri İslam’ın ilk asrındadır. Eğer bu sorunları çözmek istiyorsak, öncelikle müracaat etmemiz gereken yer de yine İslam’ın ilk asrıdır…” görüşü önemsememiz gereken ufuk açıcı bir anlayıştır.

İslam tarihinin analiz edilmesi, kavranması ise başlı başına büyük bir sorundur. Özellikle “ilk dönem İslam tarihi”ni eleştirel olarak ele alabilmek için aşılması gereken pek çok “kutsal engel” vardır!

İlk dönem İslam tarihi ile alakalı olarak şu anlayış neredeyse kutsallaşmıştır; “yaşanan vakıa, hakikatin kendisidir. Bunun dışında hakikat arama sapkınlıktır!..” Oysa biz biliyoruz ki, yüzyıllar boyunca kullandığı unvan “halife” olsa bile nice zalim sultanlar Müslümanlara vaziyet etmiş, onların kanlı ve kirli elleri İslam kaynaklarının üzerinde gezinmiştir!

İslam tarihini araştırmak, hakikati ile kavramak isteyeceklerin karşılaşacağı en büyük “kutsal engel” ise “Sahabe” kavramıdır. İslam tarihi ile alakalı eleştirel her yaklaşımı “Sahabe’ye hakaret” olarak ele alıp, farklı düşünceleri “aforoz etmek” için siperde bekleyen kocaman bir “yobaz cemaati” bulunmaktadır!

Sahabe, İslam tarihinin ilk neslidir. Dolayısıyla bizim bugün savunacağımız ya da reddedeceğimiz her anlayış ve düşüncenin tohumları onlar tarafından atılmıştır. Sahabe’yi doğru kavramamız, İslam düşüncesini doğru kavrayabilmenin kapılarını bize açacaktır.

Bugün “Sahabe” kavramı ile her anlayış, düşünce ve hareketleri ile örtüşen “altın bir nesil” tanımlanmakta. Oysa Sahabe hiçbir zaman bir blok halinde hareket etmemiştir. Hz. Peygamber’in vefat ettiği günden itibaren farklı anlayış ve hareketlere bölünmüşlerdir. Tartışmışlar, karşı hareketlere girişmişler, mücadele etmiş ve savaşmışlardır!.. Yaptıkları savaşlarda on binler ölmüşlerdir!..
Onlar birbirlerine karşı böyle iken bugün hakikati öğrenmek isteyen kişilerin önüne: “Onlar kılıçlarını birbirlerinin kanına buladılar, biz dilimizi bu kana bulamayalım!..” şeklinde akıl mantıktan yoksun bir kutsal engel dikilmekte!

Eleştirel olarak araştırmak, anlamaya olayları çözümlemeye çalışmak sahabeye hakaret olmadığı gibi bilakis erdemli bir davranıştır. Eğer “sahabe” kavramı (bugünkü anlamda) kutsallık içeriyorsa bunu en iyi bilecek olanda yine bizzat sahabelerdi. Oysa biz dakik bir şekilde onların hayatlarını incelediğimizde görürüz ki, onlar birbirlerine karşı olan hal ve hareketlerinde (bizim onlara verdiğimiz) kutsallığı dikkate alır bir tavır görmüyoruz!

Sahabe’nin kendinde görmediği kutsallığı onlara atfetmek; ancak yollarımızı tıkar, akılları dumura uğratır, basiretlerimizi köreltir ve cehaletin hükümetini güçlendirir!.. 

Oyu Puanı: 37 - Ortalama: 4.11

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 10 (0 Kayıtlı Üye 10 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.28128 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu