Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Altan EKMEN->İSRAİL'LE İLİŞKİLERİN SONU NEREYE VARIR? [ Arama ]

İSRAİL'LE İLİŞKİLERİN SONU NEREYE VARIR?
Başlık İSRAİL'LE İLİŞKİLERİN SONU NEREYE VARIR?
Açıklama 21 Ekim 2009 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen Recep Ergin
     1948 Yılında Ortadoğu'da kurulan Dünyada  tek Yahudi devleti olan İsrail; ABD ve Birleşmiş Milletlerin desteği ile bölgesinde Arap ülkelerin karşısına  güçlü bir cephe olarak yerleştirilmiş, pervasızca etrafına korku salan bir duruma getirilmiştir.Tarihte zaman zaman bütün Arap devletleri birleşerek İsrail'e savaş açmışsa da İsrail bu savaşlardan galip gelmekle kalmamış,Mısır'ın Sina Yarımadasını Ürdün'ün Batı Şeria Bölgesini,Suriye'nin Golon Tepelerini işgal etmiştir.1948 yılında ilk kurulduğunda NATO'ya girebilmemizin karşılığı olarak tanımak zorunda kaldığımız bu devletle ilişkilerimiz o günden bu yana “müttefik” olarak devam ettirilmiş; bu durum Türkiye'nin dış siyasetine uygun bir durum olarak kabullenilmiştir.

      Türkiye İsrail'le ilişkilerini müttefik olarak kabullenmişken, çevresindeki komşu devletler ile ilişkilerini korku siyaseti üzerine kurmuş, komşularını ülkemiz üzerinde emelleri olan tehdit olarak görmüş, ilişkilerini büyük müttefikimiz ABD'nin izni münasebetinde sınırlı tutmuştur. Suriye düşman, Irak düşman, İran düşman, Bulgaristan düşman ve diğer komşularımızın hepsi topraklarımızda gözü olan birer canavar gibi devasa korkularımız olarak kurgulanmıştır zihnimizde. Bu siyaset İsrail'in çıkarları açısından tam istedikleri cinstendi. Çünkü bölgesinde yapayalnız kalmış İsrail'e bölgenin en güçlü ülkesi olan Türkiye'nin destek vermesi, onlara için can suyu ehemmiyetinde idi.
        Çünkü İsrail'in düşmanlarının büyük çoğunluğu bizim komşumuzdu. Buna karşılık İsrail gerçekten bize müttefik gibi mi davranıyordu? Kuzey Iraktaki terör örgütüne aleni destek verip, örgüt üyelerine silahlı eğitim yaptırdığı sadece söylentiden mi ibaretti? Yoksa bunlar gerçek miydi?.Bizi de Arap devletleri gibi güçsüz kılmayı kendine hedef edinmiş gerçek bir düşman mı idi? İsrail'le müttefik olmamız bize gerçekte kaç kuruş menfaat sağlamıştı?

       Bu soruların cevaplarını bilen fakat hep yutkunmakla  yetinen Türkiye ilk olarak bölgesindeki devletlerle iyi ilişkiler kurup onları birer komşu görmeye başladı.Bu tutumunu “biz büyük devletiz”edası ile komşularına kabul ettirdi. Komşuları ile ticaretini artırdı,tarihi bağlarını güçlü kılmaya başladı.Bu durum Türkiye'nin hem bölgesinde hemde dünyadaki itibarını artırdı.Bölgede herkes Türkiye'nin yeni tutumundan memnunken bir devlet bu durumu şaşkınlık ve hayretle izliyor, endişeleri ve kaygıları artıyordu.İhale sözleşmesi yapıldığı halde ülkemize vermeyi taahhüt ettiği 10 adet insansız hava aracını(HERON) tüm uyarılara rağmen 2008 yılında teslim etmemiş, 2009 Eylül ayında teslime edeceğini bildirmesine rağmen çeşitli bahanelerle teslimat yapılmamıştı.Bu araçlar havadan insansız olarak net görüntüler çekip her türlü görüntünün koordinatlarını ilgili merkezlere rapor etme kabiliyetine sahip araçlardı ve bizim terörü bitirmemizdeki en etkili silahlarımız olacaklardı.Bu teslimatın yapılmamış olmasının sonucunda Türkiye uluslar arası düzeyde yapacağı askeri tatbikattaki İsrail ayağını iptal etti.Bu iptal İsrail'le Türkiye'nin 60 yıldır sürdürdüğü iyi ilişkilerin sonumudur,bekleyip göreceğiz.Ancak kesin olan bir şey var ki, İsrail ile ilişkilerde bir kırılma noktası yaşanacak ve artık eskisi gibi “tek taraflı müttefik” rolü oynamayacağız.

        Gelelim sadede; bölgesinde tek müttefikini de kaybeden İsrail yeni bir müttefik bulma arayışına girerek bu yarayı sarma yoluna mı gider, yoksa  bu ihtimali zayıf gördüğü için  hırçınlaşarak öç alma yolunu mu seçer? İkinci yolu seçeceği ve istihbarat alanındaki gücünü devreye sokup yeni nifak tohumları ile ülkemiz üzerine yeni senoryalar peşinde koşması muhtemeldir.

      Dünyaya büyük devlet olduğumuzu duyurmuşsak bunu İsrail'e de duyurabiliriz. Tarihi zafiyetlerimizi kullanmalarına fırsat vermemeliyiz. Biz gerçekten büyük devletiz,inanın.
Oyu Puanı: 20 - Ortalama: 3.67

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 16 (0 Kayıtlı Üye 16 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.37737 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu