Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Altan EKMEN->DE GELSİN EHLİ DİLLER [ Arama ]

DE GELSİN EHLİ DİLLER
Başlık DE GELSİN EHLİ DİLLER
Açıklama 11 Kasım 2009 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen Recep Ergin
    Divan Edebiyatının en güçlü şairi Baki’nin adını herkes duymuş olmalı; ne var ki onun şiirlerindeki musikiyi ve derinliği anlamak için kim ne kadar çabalıyor dersek, bu soruya vereceğimiz cevap çok iç açıcı olmaz. Bu sonucun ortaya çıkmasında Divan Edebiyatının çoğunlukla Arapça ve Farsça terkiplerden oluşmuş olmasının da  payı vardır. Böyle olsa dahi ortada anlaşılınca insanı öylesine büyüleyen bir güzellik var ki; onu gözlerden saklamak, o musikiyi kulaklardan uzak tutmak ne büyük kayıptır; bilmek gerek.

   Prof. Dr. İskender Pala’nın gayretleri olmasa belkide Baki unutulup gidecek. İskender Pala “İstanbulda aşk Babilde ölüm” ve “Leyla ile Mecnun” adlı eserleri ile Bakinin ününü günümüze taşıdı. Bununla da yetinmeyerek gerek gazete köşelerinde gerekse TRT televizyonundaki programında onun eserlerine sıkça yer veriyor. Geçtiğimiz Cumartesi yine onun ünlü eserlerinden birisini bütün ihtişamı ile anlattı.  Şu beyite bir kulak verelim:

“Müheyyâ oldu meclis sâkiyâ peymâneler dönsün.
  Bu bezm-i rûh-bahşın şevkine mestâneler dönsün.”

Ne anladık desem; tabiî ki haklı olarak diyeceksiniz ki hiçbir şey anlamadık.16-17. yüzyılda yaşayan halk ozanlarının söyledikleri günümüz Türkçesine çok yakınken, sarayda ve medreselere kullanılan dil günümüzde çok zor anlaşılıyor. Şair baki bu şiirinde sohbet meclislerini anlatırken özetle:
“Ey içki dağıtan, toplantı düzenlendi kadehler dönsün.
      Bu can bağışlayan toplantı coşkusuyla kendinden geçenler dönsün” diyor.
Burda “sakiya” dediği ile meclislerde toplantılarda içecek dağıtan kişi kastedilmiştir.

 Bakın Karacaoğlan ne diyor:
“Bana kara diyen dilber gözlerin kara değil mi?
 Saçın,  kaşın, kirpiklerin, gözlerin kara değil mi?

  Görüldüğü üzere Karacaoğlan yalın bir dille düşüncelerini halka anlatırken, şair Baki’yi anlamak için üzerinde düşünce sondajları yapmak gerekiyor. Bu zorluk Baki’nin yaşadığı yüzyıl içinde geçerlidir.

    Bu divan şiirinde ana tema olarak Osmanlı meclisleri anlatılmaktadır. Bir adap, erkân ve terbiye öğretim yeri olan meclislerin üzerine söylenen pek çok şiir vardır. Bu şiirlerde genelde; meclislerde ki coşkulu sohbetlerde insanların kendilerini geliştirdikleri, bu sohbetlerden kendinden geçecek kadar hoşlandıkları, konuşmasını ve susmasını burada öğrendikleri, dinlemenin adaplarını en iyi bu meclislerde öğrendikleri üzerinedir.

   Devrin ünlü şairleri ve söz söylemesi gerekenler bu meclislere çağrılır dinlenirmiş. Bu meclislerin kuruluş düzeni tam daire biçiminde herkesin birbirinin yüzünü göreceği şekilde oluşturulurmuş. Hal böyle olunca hizmet edenler, dinleyenler, konuşanlar, büyükler, küçükler, herkes yerini ve haddini bilirmiş.

    Bunca kalabalıkların arasında yapayalnız yaşadığımız bu zamanda konferanslar, paneller, forumlar yalnızlığımızı gidermeye yetmedi. Daha çok insanı bilgilendiriyoruz ama meclislerdeki o coşkuyu yakalayamıyoruz. Çünkü birbirimizin yüzündeki ışığı göremiyoruz, yüzlerimiz karşı karşıya değil. Birbirimizin yüzüne bakarak konuşmuyoruz. Bakın şiirin dehası Baki bu meclislere kimlerin gelmesi gerektiğini nasıl anlatmış!

Bu bezm-i dil-küşâya mahrem olmaz Bâkiyâ herkes
Di gelsün ehl-i diller gelmesün bîgâneler dönsün

(Bu gönül açıcı topluluğa herkes katılmaz Ey Baki; Söyle gönül erleri(ehl-i diller) gelsin, gönülden anlamayan yabancılar geri dönsün)
Kanaatimce burası en iyi anlaşılan kısım.”De gelsin ehli diller, gelmesin biganeler, dönsün.”

  Ne kadar güzel değil mi? Okuyalım Baki’yi, Nedim’i, Yunus’u Mevlana’yı. Değerlerimiz bir bir kaybolmasın, unutulmasın. Suçu Osmanlı Türkçesinin zor anlaşılmasına atarak bu güzellikleri unutmayalım. İlimizdeki ehl-i diller, bizi duyduysanız ses verin. Siz bir görünün hele bakarsınız Şair Baki’ler çıkagelir.
Oyu Puanı: 32 - Ortalama: 3.33

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 18 (0 Kayıtlı Üye 18 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.30121 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu