Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Yusuf SADIK->BİR ÖMÜR ve GERÇEKLER!... [ Arama ]

BİR ÖMÜR ve GERÇEKLER!...
Başlık BİR ÖMÜR ve GERÇEKLER!...
Açıklama 24 Şubat 2010 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen Recep Ergin
Geçen zamanı düşündükçe, acaba ömrümün neresindeyim?diye bir soru bilmem aklınıza geliyor mu? Gelmiyorsa ben hatırlatmış olayım. Zamansız gelen ölümler, genç yaşta kaybettiklerimizi düşündükçe; “Bu dünya boş” diye hüzünlendiğimiz zamanlar mutlaka olmuştur. Çok da uzun sayılmayan ömrümüz sürecine sıkıştırmağa çalıştığımız özlemlerimize kavuşmadan hayatımızı bittiği anı çok güzel anlatan ve Ankara’dan yazan dostumuz Raşit Genç mektubunda bir hayatın öyküsünü çok güzel dile getirmiş.  
 
    Sayın Raşit Genç; “Yaşamak için zaman kalmıyor” diye başlayan mektubunda şu görüşlere yer veriyor. Uzun ama okumaya değer!... Ölüm değil beni korkutan! Boş bir yaşamın ardından varacağım yer olması sıkıyor canımı.   

    Nedir ki? Kırk yıllar, elli yıllar, billahi çok değil!                              
     Hele hele çizilen bu yolda, bize hiç gelir.
    Ne beklersin yaşamdan ÇORBACI ?!
    Ne bekler yaşam senden?   
İkiniz de tüketirsiniz hoyratça zamanı,  
İşte, geride kalanlar sıkar canımı..
Yedi yaşında başlarsın okula,
Sayma ondan öncesini. Sonra, yıllar yılı gider gelirsin, kara tahtalı değirmene,      
 berrak zamanını öğütmek için.
Yirmi iki civarı alırken diplomanı, tüketivermişsindir üçte birlik zamanını...
Diploma yetmeez!!, diyor Topal Şarapçı;     
 İyi bir iş bul gel hele bakalım.!
Askerliğini de yap birde, sonra evlen bakalım..
İşte bir on yıl daha uçuveriyor ansızın.             
Yaş oluveriyor otuz beş!
Gerçekten yarısı mıdır yolun?! Belki de yarısından da yakın geriye bakma sakın küheylan !
Kopuverir zincirleri yaşamın, bir iplik gibi ansızın.
“Hele bir borçlarımızı ödeyelim, sonra daha iyi yaşarız. Şimdilik biraz sabır” diyor karım Nazife!
 “Hele bir başımızı sokacak yuva olsun da, gerisi kolay” diyor.
Eee.. bu da doğru hani.. İşte böyle yitiyor hep on seneler, eriyen buzlar misali. Karım, çocuklarım, kooperatif başkanım, yardımcım, tek tük arkadaşlarım.. Ve... TV'deki haber sipikeri!   Bu kadar çevremdekiler.  
Bunlara bakıyor yıllardır gözlerim. İşte bu yüzdendir ki, Miyopsun! Diyor doktorum. Tak.....' ne iki numara..
Ellinci yaş günümü, kimse fark etmiyor bile.
Ufaklığın diploma töreni var.
Ne biçim alış veriş bu?   anlayamadım gitti!
Yapmak istediğim bir çok şey,   Özlem kapısında yitti…
Hırs ile mutfağa., ne varsa atıştırmak için, sıcacık bir el tutuyor elimi.           
 “Perhiz yapmalısın artık !” diyor Karım Nazife.
Eee..doğru da söylüyor hani. Kalan on yılımın birkaç yılı hastalıkla geçiyor.
Gerisi de torunların peşinde..
Eee, “Ulan hani yaşayacaktık!!!” diye bağırıyorum. “Sakin ol ! Tansiyonun yükselecek” diyor karım   Nazife.    
Eee. doğru da söylüyor hani. Nedir yaşamın kısır döngüsü anlayamadım gitti.
İyi yaşadık, hoş yaşadık” diyor karım Nazife
“Patronların da pek severlerdi çok da çalışırdın hani.
Bak her şeyimiz var, büyüdü sayılır çocuklar da, daralacak ne derdin var?
Haydi neşelen artık.
Eee.. Doğru da söylüyor hani Bir karı, birkaç çocuk, bir ev ve araba,           
İşte yaşamın bilançosu…
Gelde korkma ölümden
Boşa geçen bir yaşamın ardından nasıl gidilir oraya?!
Özgürce çizmeliydim yaşamımı zorda olsa, özgürce ulaşmalıydım sona.
Yalnızlıkla yaşansa.. kanaviçe gibi dokumalıydım, güzellikleri, gizemleri.
Ter basıyor fırlıyorum yataktan.             
 “Dönüp durma” diyor, karım Nazife,      
Yarı uykulu “Sıkıca örtün de uyu”
Tüketmek için  bunca acele ettiğimiz takvim yapraklarına..
Onca hızla çevirdiğimiz akreplere yelkovanlara..
İçine gönüllü daldığınız o insafsız rutin çarkına…    
Şöyle bir uzaktan baktığınızda, ne hissediyorsunuz ?
Ne kadarı benim haytım diye soruyormusunuz.
Ne kadarını başkaları yaşamış benim yerime.
Yada ben başkalarının.
Sevgiyi koydum, kum saatının dolu dizgin akıp giden kumlarının her bir zerresine.    
Çünkü bir tek sevgi var elimizde; bunca yıldan damıtılıp gelen..    
Yine bir tek o kalacak, yaşanacak yıllarından geriye kalan
    Ötesi yalan.
Oyu Puanı: 27 - Ortalama: 2.33

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 7 (0 Kayıtlı Üye 7 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.37949 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu