Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Altan EKMEN->HANGİSİ DOĞRU; KİM HAKLI? [ Arama ]

HANGİSİ DOĞRU; KİM HAKLI?
Başlık HANGİSİ DOĞRU; KİM HAKLI?
Açıklama 24 Şubat 2010 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen Recep Ergin
        Bir konuda tartışmaların yaşandığı üzerinde fikir ayrılıklarının olduğu olgu ve olaylar hakkında ortak bir kanaat oluşturmak için tarafları bağlayıcı olması açısından yazılı metinler üzerinde ortak kararlar alınır, onaylanır ve herkese duyurulursa; bu metinlere en ilkel şekli ile veya en modern haliyle “kanun” deriz. Kanun kanundur. Herkesi bağlar, herkes ona uyar, uymayanlar uyarılır. Her türlü muğlakta kalan tereddütlerin giderildiği yegane kaynaktır kanunlar.

      Herhangi bir konu hakkında yazılmış biri öbürünü yalanlayan; tersini izah eden birden çok kanun olabilir mi? Olamaz!Olursa kaos olur,ak ile kara,iyi ile kötü,haklı ile haksız ayırt edilemez. Kanunların net olmadığı ülkelerde terör olur,anarşi olur,kargaşa olur,karışıklık olur. 

Net yazılan kanunları uygulayan yargıçlar aynı metni biri başka öbürü başka yorumlayabilir mi?Nadiren mümkündür; İstisnadır. Hakimlere verilen “vicdani kanaat” yetkisi bazen kanunu suçlunun lehine yorumlamasına sebep olabilir. Yani kanunun emrettiği cezai muayedeyi olduğu gibi uygulamaktan kaçınıp bir alt cezayı uygun bulabilir. Ancak bu durum hakimin kanunu çiğnediği veya kanunu yanlış bildiği anlamına gelmez.

    Devletler adalet mekanizmasını yargıçlar eliyle bağımsız mahkemeler aracılığı ile uygularken, mahkemelerin olası yanlış kararlarına karşı kurulan üst yüksek mahkemeler yanlış kararları temyiz ederler. Yetki alanları farklı yüksek mahkemelerin arasında yetki konusunda bir tartışma ya da itilaf çıkarsa, konu Uyuşmazlık Mahkemesinde nihai karara bağlanır.

    Son günlerin gündemini meşgul eden yargı tartışmaları şunu gösterdi ki;  ülkemizin yüksek yargı organlarının yetkileri konusunda çok ciddi bir anlaşmazlık söz konusu. Halkın kafası çok karışık.  Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun yetkileri ülkemizin gündemini uzun süre meşgul edeceğe benziyor. HSYK, özel yetkilerle görevlendirilen bir savcının yaptığı uygulamayı beğenmeyerek görevine anında son verdi ve başka bir savcıyı özel yetki ile görevlendirdi. Bu durum hukukçuları ikiye böldü. Bu yetkinin kullanılamayacağı görüşünde olanlar olduğu gibi, bu uygulamayı haklı bulanlarda  var.Oysaki her karışıklığın çözüm mercii olan yargıda belirsizlik demek büyük bir karışıklık demektir.Yani halkın deyimi ile” tuzun kokmasıdır”.En kötü olanı ise; haklı yada haksızdır diyenlerin görüşlerini hukuk metinlerine dayalı değilde,  ideolojik kaygılarla dillendirmeleridir.Yani yargıya siyasal  kılıf giydirme çabalarıdır.Yargı kararları adaletten uzak ideolojik kaygılar içerir ise; adalet mekanizması adalet dağıtmayı başaramaz; dolayısıyla  korku dağıtır,rüşvet dağıtır,nefret dağıtır. Dünyada iç çatışmaların yaşandığı bütün ülkelerin ortak özelliği adaletin, tarafsız kararlar alamamış olmasıdır. Unutmayalım devlet örgütünün ana dişlisi adalettir. Diğer dişliler; eğitim sağlık,güvenlik, ona bağlıdır.Ana dişli bozulursa hepsi bozuk işler.    

    Bu konu tartışılmaya devam edeceğe benziyor. Aslında konunun tartışılması en makul olanıdır. Çünkü tartışmalar kamuoyunun bilgilenmesine sebep olacağından “işin nasıl olması gerektiği” konusunda genel kanaat oluşacaktır.   Bizim bugün asıl anlatmak istediğimiz buydu. Siz bakmayın yazıya yanlış yerden başladığıma. Ben asıl konu olarak, kanunlara neden ihtiyaç duyuluru işleyecektim. Konu nerden nereye geldi. Yüksek mahkemelerden tuttuk Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna geldik.

    Kanunlar toplumların ortak ihtiyaçlarından doğarlar, ihtiyaçlar değiştikçe kanunlarda değişir. Otomobil icat edilmeseydi trafik kurallarına nasıl ihtiyaç duyulmazdı ise; hiç hırsızlık olmayan bir ülkede de hırsızlığı suç sayan bir kanun yapılmaz. Bundan hareketle çok rahatlıkla söyleyebiliriz ki; eğer kanunlar ihtiyacımızı karşılamıyor ve kamuoyunun genel kanaatlerini yansıtmıyorsa, değiştirmek gerekir.

    Eskilerde kalan bir Belediye Meclis Kararını sizle paylaşalım, hem gülümseyin hem de kanunların nasıl değişmesi gerektiği konusunda bize hak verin! Geçmişte İstanbul Belediyesinin aldığı bir karar şöyledir; “Beyazıt meydanına keçi bağlamanın cezası 2,5 kuruştur.” Şimdilerde ne keçi kaldı nede meydana keçi getiren insan var; nede bu kanuna gerek var.    
Oyu Puanı: 29 - Ortalama: 2.33

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 21 (0 Kayıtlı Üye 21 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.31345 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu