Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuruldu kurulalı ne 1950-1960 aralığında ne 70'li yıllarda nede 1984'lü yıllarda olan Özal döneminde hiç bu kadar demokratik bir ülke olmamıştı. Yeterli mi? Tabi ki değil.! Ancak gerçek şu ki; yıllar önce yazdığım gibi 70'li yıllarda doğan nesil darbecilerden, Yahudi taraftarlarından, cuntacılardan, derin PKK'dan, açık bölücülerden, gerçek irticacılardan, din sömürücüsü dinle hiçbir ilgisi olmayan derin devlet maşalarından hesap sormaya başladı.
Artık millet bu ülkede ne bir İsmet İnönü nede Kenan Paşa gibi kudretini yıldızlarından alan parlak zatları görmek istememektedir.
Demokratikleşme belirtileri neler peki?
1-CHP Demokratikleşiyor
Rahmetli Ecevit'ten sonra CHP ilk defa bu kadar kendi içinde eleştiri yapabilmekte. Milletin bazı değerlerine karşı hassas olacağını söylemekte (gerçi bunlar hep sözde kalmakta ama görünen bu şimdilik)..Bakalım Kemal Bey, sözlerini tutacak ve milletle CHP'yi barıştırabilecek mi?
2-Sivil bürokrasi gelişti ve kurumsallaştı.
Sivil bürokrasi hiçbir zaman bugünkü kadar çeşitli ve güçlü olmamıştı. Bürokratlar artık yıldızlı zatlara kafa tutabilmekteler.
3-Meclis üzerindeki askeri vesayet zayıfladı.
Bir kanun çıkacağı zaman hele bu kanun askerlerin hassas olduğu bir konuda çıkacaksa; meclis koridorları yıldızlı zatlardan geçilmezdi. Her yeri doldururlardı. Arık yıldızlı zatlara pek itibar edilmediğini görüyorum
4-Uluslar arası bürokrasi askeri dayatmalardan kurtulmak üzere
Herhangi bir milletlerarası anlaşma imzalanacağı zaman asker oraya mutlaka burnunu sokardı. Asgari Paşa rütbeli bir asker bu müzakereleri izlerdi ve Genelkurmaya hemen durumu iletir, Genelkurmayda müdahalesini yapardı. Hem de direkt Başbakan üzerinden.. Artık bunlar tarih oldu.
5-Asker, artık sivil Hükümete bağlı olduğunu anladı.
Asker, yılda 50 milyar dolar para harcamasına ve bu imkanların kendisine sunulmasına vesile olmasına rağmen; sivil iktidarı hep toplum nazarında küçük düşürdü. Sivil hükümet "tu kaka", asker pırıl pırıl..Hatta sivil iktidar vatan haini asker kahramandı. Son zamanlarda görüldü ki asker "tu kaka", sivil iktidarpırıl pırıl..Bunları daha da göreceğiz.
Sivil iktidar cuntacıların belini kırmalı ve bir daha ayağa kalkamayacak derecede tarihe gömmelidir. Yoksa bu kindar zatlar, her yolu deneyerek tekrar filizlenecek ve tekrar kanlı araçlarla sivil iktidarı zor duruma düşürmeye çalışacaktır.
Gelelim nihai gayemize;
Nihai gayemiz demokratikleşemeyen tek yapı olan MHP genel başkanının dediği gibi "ülkeyi bölmeye zemin hazırlamak" değildir. Asıl gayemiz: Amerika, İsrail ve Avrupa ajanlarını iş dünyasından, askeriyeden, adliyeden ve her yerden silip atmak ve gerçek vatanperverleri, Anadolu'nun pınarından su içmiş temiz zatları devletimizin başına getirmektir. "Hükümet olmak başka devlet olmak başkadır". O zaman bu fırsatı kaçırmayalım ve devlet olalım kardeşlerim.
Kesinlikle yalancı gözyaşlarına ve üzerindeki elbiselere bakarak cuntacılara acımayalım, öyle hesap soralım ki kandan ve irinden pislikler üzerine kurdukları düzenleri bir bir ortaya çıkarıp bu irinler, kanlar içerisinde bu zatları boğalım. Aksi halde bu irin ve bu kan hepimizi ve ülkemizi boğacak...
Ha unutmadan birde futbolun cuntacısı Fenerbahçe demokratikleşemedi...
TÜRKİYE HİÇ BU KADAR DEMOKRATİK OLMAMIŞTI
