Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
“İyi ağaç kolay yetişmez, rüzgâr ne kadar kuvvetli eserse, ağaçlar da o kadar sağlam olur.” ( J.Willard Marriot)
TDK’nın sözlüğünde kişilik “Bir kimseye özgü belirgin özellik; manevi ve ruhi niteliklerinin bütünü, şahsiyet”, kimlik ise “Toplumsal bir varlık olarak insana özgü olan belirti, nitelik ve özelliklerle, birinin belirli bir kimse olmasını sağlayan şartların bütünü” anlamında kullanılmıştır.
Sosyal hayatta en sık karşılaşılan sorunlardan birisi kişilik ve kimlik sorunudur. Hastalıklı bir kişiliğin topluma zarardan başka verebileceği bir şey yoktur. Hastalıklı kişilik yapısına sahip bireylerden oluşan bir toplum da hastalıklıdır. Toplum bireylerden oluştuğuna göre toplumdaki hastalıkları tedavi etmek için işe bireyden başlamak gerekmektedir.
Kişilik, satın alınacak bir meta değildir; özde ne varsa onun dışa yansımasından ibarettir. Toplumda statü kazanmanız kişiliğinize hiçbir katkı sağlamaz. Statünüz kumaşınızın değerinin ne olduğunun toplum tarafından anlaşılmasına neden olacaktır. Değer de ne yazık ki soyut ölçülere göre belirlendiğinden kişiler hakkında farklı yorumlar yapılabilmektedir. Öyleyse biz kişinin söylemlerine değil eylemlerine bakmalıyız. Çünkü eylem kişiliğinin aynasıdır. Kişiliğinde ne varsa onu dışa vuracaktır.
Kimlik, bir toplumda birey olmanın ön koşuludur. Bireyin ailesinden gelen ve eğitimle şekillendirdiği özellikleri onun kimliği olacaktır. Toplum sizi kimliğinize göre ait olduğunuz yerde durmanızı sağlayacaktır. Ne olmak istediğinizle ilgilidir aslında kimlik. Kimlik yürümektir yaşamın zorlu virajlarında; kişilik ise yürüme eylemini harekete geçiren gizilgüçtür..
“Kimlikte esas olarak dışa karşı yansıtılan bir cephe, bir tutum söz konusudur. Kimlik, daha ziyade topluma dönük sosyal bir veçhedir. Kişilik, iç dünya ile ilgili psikolojik bir veçhedir. Kişilikte benliği meydana getiren temel ögeler esastır. Kimlik, bir tür planlanmış davranış veya yüklenilmiş rol olduğundan, alternatiflerden bir diğeri tercih edilebilir, herhangi bir sosyal durumda bir başka kimlik sergilenebilir. Kişilik ise, psikolojik bir hal olduğundan, iradî olarak bir diğer alternatif ile kolaylıkla değiştirilemez.”(1)
Kişilik genetiktir; kimlik sosyal bir olgudur. Kişilik ve kimliği bir ağaca benzetebiliriz. Kişilik ağacın kökleri, kimlik ise ağacın dallarıdır. Yani kişilik öz cevher, kimlik ise görünüşte olandır. Kökler ne kadar derinde ise kişilikte o oranda sağlam olur. Kökler sağlam ise onun dalları da güçlü olur. Güçlü bir kimlik ancak güçlü bir kişilikle mümkündür. Özünde hiçbir özelliği olamayan insanı üstün bir kimlikle donatırsanız o elbise ona dar gelir. Belli bir süre sonra kimlik ve kişilik çatışması yaşaması olasıdır.
Kişilik sabit kriterlerden oluşur; kimlik göreceli ve yer yer gevşektir. Toplumda söylenen “Sen çok değiştin” diye bir söz vardır. Söz söylenilen kişi de “Hayır, değişmedim” der. Sorun kavramların yerli yerince kullanılmamasından kaynaklanmaktadır. Değişen kişilik değil kimliktir. Kişiyi farklı kılan kimliği değil kişiliğidir. Tabii ki kişilik ve kimlik birbirini tamamlayan unsurlar olduğu için birbirinden ayrı değerlendirmek pek de doğru olmaz. İnsanları değerlendirirken öncelikle kişiliğine bakılmalı sonra kimliği sorgulanmalı. Sağlıklı bir toplumu ancak ve ancak kişiliği ve kimliği sağlam bireyler oluşturabilir.
.jpg)
KİŞİLİK VE KİMLİK-
