SONDAN ONUNCU OLMAYI İÇİME SİNDİREMİYORUM

       Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Atilla Koç’un verdiği iki söz vardı. Bu sözün bir bana, diğeri de Gümüşhane’ye. Bana verdiği sözü tutarlar mı, tutmazlar mı, orasını bilmem ama Gümüşhane’ye verilen söz mutlaka tutulmalıdır. Yoksa Sayın Koç yine espri mi yaptılar?
       Gümüşhane’nin, bir  Kültür Vadisi olduğunu bilmeyen yok. İlimizin kültür mirasını saymaya kalkmak mümkün  değil. Bu konuda çok zengin bir kültür mirasımız var. Bu kadar zengin kültüre sahip olan Gümüşhane’nin ne yazık ki, bir kültür merkezi yok.
       Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Koç, Özdenoğlu Konağı’nda, yılan hikayesine dönen kültür merkezinin yapımını üstlenen yüklenici firma ile yaptığı bir pazarlık vardı. Yüzde 14 olan tenzilatın yüzde 30’a çıkarılması halinde 2005 yılında 2 trilyon lira ödenek göndereceklerdi. Yüklenici firma yetkilisi Sayın Muzaffer Altıparmak sıkı bir pazarlıktan sonra  Sayın Bakan’ın yapmış olduğu teklifi kabul etti. Sayın Koç da 2 trilyon lirayı hemen gönderecekleri sözünü verdi.
       Ama  ne hikmetse 2 trilyon lira  bir türlü Gümüşhane’ye gelmedi. Acaba, Sayın Bakan gönderdiler de bir tarafı aydınlık, diğer tarafı karanlık olan Zigana Tüneli’ne mi takıldı? Acaba Bakan Bey bu sözü verirken çok sevdikleri tatlı uykuda mıydılar? Uykuda olmadıklarına tanığım. O zaman 2 trilyon bir yerlere takıldı. 2006 yılı sonuna kadar Kültür Merkezimiz bitecekti. Yapılan pazarlık, anlaşmalar, şeffaftı. Benim yine de umudum var, Sayın Bakan verdikleri sözü tutacaklar. Bana verdikleri sözü tutmasalar da olur.
                                         ****
       Bir ay gibi uzun bir  yarıyıl tatilinden sonra okullarımız yeniden şenlendi. Elbette bir ay okuldan ayrı kalmanın o öğrenciyi ne derece etkileyeceğini konunun uzmanları çok daha iyi bilirler.
       Okulların açılması ile çocuklarımızı bekleyen çok yoğun bir de sınav maratonu var. Gerek ilköğretim gerekse ortaöğretim kurumlarının son sınıflarındaki öğrencilerin bu yoğunluk içerisinde girecekleri sınav maratonu onları yoracağa benziyor. Ama kazanmamak her şeyin sonu değil. Bu bir yarış, kazananlar sevinecek, kazanamayanlar elbette üzülecek. Ama bir son değil.
        Ancak…
       Okullaşma oranında ülke genelinde ilk onun içerisinde olan ilimizin, üniversiteye öğrenci yerleştirmede sondan onuncu olduğumuza hala inanamıyorum. Geçenlerde bir yazımda buna değinmiştim. Eleştirime alınganlık gösterenler oldu. Hiç kimsenin alınganlık göstermesine gerek yok. Milli eğitim gibi devletin trilyonlarının aktığı Gümüşhane’de ÖSS’ de sondan onuncu olmayı içime sindiremiyorum. En modern yatılı ve pansiyonlu ilköğretim okulları, en modern orta öğretim kurumlarının bulunduğu Gümüşhane’de eğer ÖSS’de sondan onuncu oluyorsak bunun mutlaka bir nedeni var. Benim yazıma alınganlık gösterenler başlarını iki ellerinin arasına alıp çok iyi düşünmelidirler. Başarısızlığın nedenleri araştırmalıdırlar. Okumadan başka yapacak herhangi bir şeyi olmayan ilimin çocuklarının sondan onuncu olmalarına neden olanlar mutlaka hesap vermelidirler. Hesabını veren kalır, veremeyenler gider. Bizim kimsenin koltuğunda, aldığı maaşında gözümüz yok.
       Bir aylık karne tatili süresi içerisinde milli eğitimin yaptığı çalışmalar hakkında bir bilgim yok. Yapılan bir çalışma var ise faksla, telefonla e-mail adresimle bana bildirirlerse bu köşeden yayınlamaya hazırım.
       Gümüşhane’deki eğitim konusunu sürekli gündemde tutacağım. Ben, 81 il içerisinde sondan onuncu olmaktan utanç duyuyorum. Bunu yapmaya kimsenin hakkı yoktur. Bu yörenin çocuklarının ne şartlar içerisinde  okula geldiklerini çok iyi bilenlerdenim.  Gümüşhane’yi ilk onun içerisine  sokun herkesin yanında elinizi öpmeye hazırım. Bana telefon açıp da alınganlık kimse göstermesin. Ben görevimi yapıyorum. İlk onun içerisine Gümüşhane girdi de biz mi yazmadık. Mutluluğumuzu mu dile getirmedik? Teşekkür mü etmedik? 2006 yılı sınav sonuçlarını sabırsızlıkla bekleyeceğim.