Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Hasan TOK->ORMAN YANAR TOPRAK KALIR, BEDEN ÇÜRÜR RUH KALIR [ Arama ]

ORMAN YANAR TOPRAK KALIR, BEDEN ÇÜRÜR RUH KALIR
Başlık ORMAN YANAR TOPRAK KALIR, BEDEN ÇÜRÜR RUH KALIR
Açıklama -
Siteye Ekleyen Recep Ergin
İnsanoğlu neden topraktan yaratılmıştır diye düşündüm. Ve o KÜLLİ İRADEYE, cüzi irademle bir katkım olmasına imkan olmayacağı kati gerçeği ile; YÜCELER YÜCESİNİN mükemmel kelimesi ile sınırlandırılamayacak yaratma yeteneğini bir kez daha idrak ettim.

Dünyada hiçbir şey kaybolmuyor. Ne bir toz tanesi nede bir su damlası dünyamızdan uçup; uzaya gitmiyor muhakkak ki. Gerçi uzaya gönderilen mekiklerde dünyamızın bir parçası ama bu mekikler asla kaybolmuyor ve yok olmuyor.

Orman yanar gider, çeşit çeşit binlerce ağaç, karıncadan en vahşi ve büyük hayvanlara kadar sayısız canlı, hatta insanlarda bu yangının içerisinde yanar gider. Ama ormanın aslı; ormanı yeniden orman yapacak toprak kalır. Bu toprak filizleri, mayaları alır, sarar büyütür ve yeniden capcanlı bir orman yapıverir. Nede olsa onun görevi de o.
Gelelim insana; insan, et ve tırnaktır. Ama topraktan yaratılmıştır. İnsan ölünce bu ceset aslına, yani toprağa döner. Ancak içerisindeki ruh Yaratıcısına doğru yola çıkar. 

Evet toprak her şeyin özünü barındırır ama hesabı verecek olan toprak ve ceset değildir. Hesabı ruh verir.

Demek ki her şeyden değerlisi dünyamızda RUH tur. Ruh kelimesi argoda hakaret olarak kullanılır. Ancak ne değerli şeydir bilinmez. 
O zaman gelin sevgili arkadaşlarım ruh sağlığımızı koruyalım ve bu ruhu mahşerde sıkıntıya sokacak dünyevi ihtiraslarımızla sıkıntıya sokmayalım. 
Ruh beden sağken cesedi terk etmez. Ancak buna teşebbüs edebilir. Eğer ruh bedenden firara teşebbüs ederse o zaman unutmayalım ki Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi müdavimi ve dünya ile ukba arasında  sorumsuzlaşmış birer insan oluveririz.
Fıkra ile bitirelim…

Bir gün adamın birisinin arabasının bir lastiği patlamış. Öyle yağmur yağıyormuş ki;  yolda minik seller oluşturuyormuş. Adam yedek lastiği çıkarmış, patlak lastiği söktükten sonra bijonları kenara koymuş, o lastikle uğraşa dursun, bijonları yağmurda oluşan su akıntısı, atık su mazgalının içerisine düşürüvermiş. Adam yağmurda sırılsıklam kaldırıma oturmuş ve başını iki elin arasına alıp, düşünmeye başlamış…

Birden kendisine birisinin seslendiğini duymuş Sesin geldiği tarafa dönmüş. 

Bakmış bir adam bir binanın penceresinden sarkmış buna bağırıyor. Binanın kapısında da “Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi”  yazıyor.

Deli adama demiş ki “ kardeş, diğer sağlam 3 lastikte bulunan 4 er bijondan birer tanesini sök ve üç adet bijonu bu lastiğe tak. En yakın lastikçiye kadar rahat rahat gidersin” demiş. 

Adam çok sevinmiş ve şaşırmış. Deliye demiş ki:“Kardeş senin tımarhanede ne işin var?” 

Deli adama demiş ki “Kardeş biz burada salaklıktan değil, delilikten yatıyoruz”…

Her açıdan sağlıklı bir hafta diliyorum.
Oyu Puanı: 2 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 16 (0 Kayıtlı Üye 16 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.21716 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu