Merhabalar değerli Gümüşhaneliler. Uzun zamandır bu köşede yazı yazmayışım, bende bir heyecanın uyanmasına neden oldu. Bu heyecanın getirisidir ki nereden başlayacağımı ve neyle başlayacağımı bilemez durumdayım. Ama yinede affınıza sığınıyor ve bence en önemli sorunumuzdan bahsetmek istiyorum, Umursamazlık.

        Geçtiğimiz aylarda hepinizin bildiğini zannettiğim bir karikatür krizi yaşandı. Tüm dünyada küçük Ya da büyük protestolar yapıldı Hz. Muhammet'in (SAV) karikatürlerini yayınlayan ülkelere karşı. Ancak ne hikmettir ki bazı ülkelerde bu protestolar dahi reklam amacı olarak kullanıldı. Bu kısım bizi ilgilendirmediği için üzerinde fazla durmak istemiyorum. Benim asıl takıldığım konu; bizim güzel Gümüşhane'mizde neden kimse bunu protesto etme gereği duymadı. Bunun sebebi umursamazlık olabilir mi? Ya da geçim derdine düşmüş yoldaşlarım bu konuyla uğraşamayacak kadar geçimsizlik mi yaşıyor. Belkide demokrat şehrimin insanları konunun demokratik yollarla çözülmesini mi bekliyor. Bence tek sebep umursamazlık. Çünkü kimsenin ne yaptığını ya da ne yapmaya çalıştığını başka kimse umursamıyor. Aksini iddia edenler hemen yanı başlarında oturan komşularının evlerine ne zaman gittiklerini düşünsünler ne demek istediğimi anlayacaklardır.

        Bu umursamazlık sadece bu konuda mı? Elbette değil. Her konuda halkımız bu umursamazlığını göstermektedir. Buna farklı bir örnek vermek gerekirse; kendi şehrimizin duyarlı birkaç gencinin, profesyonellere taş çıkaracak kadar çalışarak sahneledikleri Tiyatro oyunlarının gişe durumu bunu gözler önüne sermektedir. Öyle ki ithal oyunlara nazaran bedava denebilecek fiyatlarla yapılan oyunları yok denebilecek kadar az seyirci seyrediyor. İşte buda bir umursamazlık örneğidir.

        Peki ne oluyor bizim halkımıza. Neden bu kadar umursamaz oluyor insanlarımız. Durup dururken bir insan ben umursamaz olayım deyip olabilir mi? Bence hayır. Bunların sebepleri birilerin halkı buna itmesi. Sesini çıkaranı susturan siyasiler, çıt diyenin kafasına çöken idareciler, klasik devlet anlayışını, salla başını al maaşını diye değiştirenler bunlara sebep bence. Bunlara ek olarak, bazı aydın geçinenlerinde, duyguları ön plana sürüp, insanları gerçeklerin önünde, duygularla kandırması da bunun sebeplerinden biri. Öyle ya. Onlar ya halkı kandırdıkları için aydın ilan ediliyor, ya da gerçeklerden çok uzakta, farklı dünyalarda yaşadıkları için kendilerini aydın sayıyorlar. Bunun örnekleri gerek Türk basınında, gerekse dünya basınında mevcuttur. O kadar uzağa gitmeye gerek yok diyenlere; bizim içimizde de mevcuttur.

        Bu tip insanların aslında halkı sömürenlerin maşası olduğu kaçınılmaz bir gerçektir. Çünkü bir kral aciz ise halk onu tefe koymaya kalkacaktır. Ama bu kralın yanında bu tip sözde aydın provokatörler oldukça ve halkı duygusal masallarla kandırdıkça, halk kralın aciz olduğu gerçeğini görmeyecektir. İşte bu nedenledir ki bizim idareci eğitme bölgesi olarak kabul edilmiş şehrimizde halkın aynı şekilde kandırılması gereklidir.

        Bazı zamanlarda ilimizde birtakım eksiklikler yazılıp çiziliyor gazetelerde. Hele şimdilerde günlük çıkan birkaç gazetenin varlığı iyice artırdı yazılıp çizilenleri. Ama ne değişti. Sadece halkı kandıranların sayısı arttı o kadar. Ama nedense gerçekleri içeren sivri dilli yazıları yayınlayacak bir tane basın yayın organı bulamıyorsunuz. Nedeni yukarıda verdiğim kral örneğinde açıkça izah edilmiştir.

        Avrupa kapılarını zorlayan ülkemizde de aynı sorunlar yok mu. Adalet eksiklikleri, adam kayırmalar, adamına göre yasa çıkarmalar yok mu? Bu nedenle bizim ilimizde yaşananları çok görmemek lazım.

        Fazla uzun tutmadan bitirmek istiyorum. Gelecek günlerde bir haberi, br yazıyı, Ya da bir konferansı takip ederken, biraz duygularınızı bir kenara bırakın derim. Bu şekilde gerçekleri daha açık bir şekilde göreceksiniz. Eldekileri satıp, sağmalayıp yemek, iyiye gitmek değildir. Bu günün yarını da var. Yarın ne satılacak merak ediyorum. Geleceğinizin bu günkünden daha iyi yönetilir olması dileği ile esen kalın.

                                                                                                                     Kadir ÇETİN