Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
24 Kasım 2010 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen
Recep Ergin
Bir bayramı daha geride bıraktık. Bir daha ki bayrama ya nasip… Bir hafta gibi bir zaman geçirdik memlekette. Cumartesi sabahı AŞTİ’den başlayan yolculuğumuz akşam saatlerinde GÜŞTİ’de son bulmuştu. O gece yol yorgunluğunu yün döşek üzerinde yün yorganın altında ve çıtırdayan sobanın sıcaklığında attık. Pazar günü gün ışıldadığında ailece güzel bir kahvaltı zamanı gelmişti. Kendimi bir an önce caddeye atmak için sabırsızlanıyordum. Karşıyaka mahallesinden Atatürk caddesine doğru adım atarken Ahmet Ziyauddin Caddesinde yapılan doğalgaz çalışmalarını gördüm. Köprü trafiğe kapalıydı, doğalgaz kazma çalışmalarıyla beraber yeni ve geniş kaldırımlar yapılmıştı. Oh be dedim. Kaldırımlar anca adam gibi olmuş. Eskiden neydi öyle yama gibi bölük pörçük… Bu yıl merkeze verilemeyecek olsa da üniversiteye doğalgaz verilecekmiş. Bu da güzel, seneye merkeze de verilirse çok daha güzel. Böylece hem insanımız soba yakma derdinden kurtulacaktır hem de Gümüşhane’nin havası temiz kalacaktır. Hadi bakalım diyelim. Atatürk ve Cumhuriyet caddelerinde öyle çokça değişir bir şey yok. En fazla bir dükkân kapanır yerine başka bir dükkân açılır. Derken telefonum çaldı arayan bizim arkadaşlardı. O gün Gümüşhane sporun Yimpaş Yozgat sporla futbol maçı vardı, maça davet ettiler. Torul’un voleybol maçına yetişememiştik ama futbol maçına yetişmiştik. Bilet fiyatlarının uygun olması güzeldi,7’den 70’e herkes maça gidebilirdi. Oh be işte böyle. Neydi o eski günlerde taş kayalarda çam ağaçları üzerindeki maç izlemeler. Birde şu tribünü yapan muhterem zat tribünü kuzey yamaca değildi güney yamaca yapmış olsaydı. Hem saha gölge hem sırtımız üşüdü kardeşim. Neyse ki çay servisi vardı da içimiz ısındı. Maç 2-0 olduğunda arkadaşlar korku dakikalarının başladığını söylediler. Neden dedim. Bizimkilerin 2-0 handi kapı var.Yiyorlar golü 2-1 oluyor sonra son dakikaya kadar sancı dediler.Allah’tan bu maçta korkulan olmadı ve liderin maçını lider olarak bitirdik.Sonrasında tekrar çarşıya çıktık ve arkadaşları dostları ziyaret ettik.Ertesi gün bayram arefesiydi.Küçüklüğümüzde annem arefe günlerini oruçlu geçirmemiz gerektiğini öğretmişti bu gün duaların kabul günü derdi.Arefe günü ailece niyetlenmiştik.Çarşı pek kalabalıktı o gün anlaşılan gurbetten gelen çoktu hem artık bir üniversitemiz ve de maden işletmeciliğimiz vardı.Belki de bu hareketlilik geçici değildi.Ertesi güne hazırlıklar tamam gibiydi,bıçaklar köstere taşında bilenmişti.Güneş batmaya yaklaşırken iftarda Ankara’da tazesini pek de bulamadığımız Karadeniz Hamsisi vardı.Ertesi gün bayram namazını Kemaliye camiinde ifa ettikten sonra bayramın 1.gününü akrabalara,büyüklerimize ayırmıştık.Sayın Bakanımızı da ziyaret etme fırsatımız oldu,komşuluk hakkı olarak etimizi de aldık sağ olsunlar.2.gün kurbanımızı Colaşana’da kestiğimizde bizim tosunlar rodeo sahnelerini aratmamıştı.3.gün arkadaşlarla gezme tozma derken bir halı saha maçı yapmadan ayrılmayalım dedik.Jübile maçımız Gümüşhane’ye kısmet olmuştu.Zira artık halı saha defterini kapatmıştık.4.gün dönüş günüydü bizim için.Günler bir bir tükenmişti.Yollar kalabalıklaşmadan dönmek lazımdı kürkçü dükkanına.Lüksümüz Gümüşhane Seyahat ile güzel bir yolculuk ile gözlerimizi başkentte açmıştık.Bu arada yolculuk esnasında kaptan şoföre neden bizim otobüslerimizde diğer otobüslerdeki gibi her koltukta kişiye özel LCD sistem yok dediğimde kaptan: Bırak kardeş LCD sistemi ben her koltuğa deri yastık yaptırdım sonra baktım biri ayağının altına almış biri tornavidayla delmiş,biri de koltuk kolunu bıçakla kesmiş.Şimdi bir de her koltuğa LCD taksak ne hale gelir kimbilir.Bizim insanımızın biraz daha bu kültüre alışması gerekir dedi.Nasrettin hoca diyeni sende haklısın.Anlaşılan o ki bu biraz zaman alacak.Başkentte geldiğimizde hava memleket havası gibi güzeldi.Lakin pazartesinden itibaren bir sis bir soğuk var ki sormayın.Pazartesi günü malum bayram sonrası kurum içinde ve kurumlar arasında bayramlaşma ile geçti.Pazartesi günü Rixos otelde FATİH projesinin imza töreni vardı,bu törene davet edilmiştik,bizde davete icap ettik.Sayın Başbakan,Ulaştırma Bakanı ve Milli Eğitim Bakanı ile birlikte imza protokolü gerçekleşti.Başbakan konuşmasında bu proje ile çocuklarımızın daha modern bir eğitim alacağını ve eğitim kalitesinin yükseleceğini belirterek hedeflerinin her sınıf mevcudunun 30 kişi ile sınırlandırılması olduğunu söyledi.Yine hedeflerinde okul öncesi eğitim için ayrı okullar yapılması olduğunu belirten Başbakan bu konuda Milli Eğitim Bakanlığına büyük bir ödenek ayrıldığını söyledi. Bu arada bir sima gözüme takıldı.Bu yüzü bir yerden tanıyorum derken içimden bu yüzün Gümüşhaneli olduğu geçti.Bu yüze doğru yanaşıp selam verdim ve kendimi tanıtarak Gümüşhaneli misiniz diye sordum.Evet deyince sohbet sohbeti açtı.Bu yüz Gümüşhane’nin dibekli köyünden MEB Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğünde şube müdürü olan Hüseyin ÇELEBİ’ymiş,tanımış olduk eyvallah.Kendileri de FATİH projesi için çalışan ekibin içindeymişler,gurur duyduk.
Gümüşhane’mizin bayram izlenimlerinin zafer meydanı kahve sohbetlerini yaklaşan seçim öncesi kritikleri, üniversiteyi, GÜDESAN’ı kısmet olursa önümüzdeki hafta paylaşacağız.
BAYRAMDA GÜMÜŞHANE İZLENİMLERİ
