Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
12 Nisan 2011 tarihli Kuşakkaya Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen
Recep Ergin
Bir sezonu daha geride bırakmak üzere olduğumuz bu haftalarda, önce Yozgat deplasmanında bulduğumuz son dakika golüyle aldığımız bir puan, ardından da 14 maçlık seride yenilgi yüzü görmeyen lider Kırklarelispor'u darmadağın eden bir futbolla mağlup etmemize sevinelim mi, üzülelim mi şaşırdık kaldık.
Doğru olan sevinmek mi yoksa üzülmek mi? Buna geride kalan 29 haftayı nasıl geçirdiğimizi değerlendirerek karar vermek daha uygun olur kanaatindeyim.
Temsilcimiz şu anda puan sıralamasının üçüncü basamağında. Bir üst sırasında Afyon Karahisarspor ve zirvede Kırklarelispor. Bu iki takımı da Gümüşhane'de izleme fırsatımız oldu. Eğer bu takımlar bir ve ikinci sırayı paylaşıyor ve bize puan farkı atmışsa başka ayrıntıya bakmadan çok hem de çok üzülmemiz gerekiyor. Çünkü temsilcimiz Gümüşhanespor bu iki takımdan da üç gömlek daha iyi takım. Bu iki takımla oynadığımız üç karşılaşmadan sadece üç puan alabilmemiz aradaki puan farkının en önemli sebebi.
Kendi evimizde oynadığımız ve 1-0 kaybettiğimiz Afyon Karahisarspor karşılaşmasını bir hatırlayalım. Adamlar resmen ezildikleri karşılaşmadan bir puan alsalar oynayarak Afyon'a dönecekken futbol şansıyla üç puanı alıp gittiler ve o şaşkınlıkla inanılmaz puanlar kaybedip önemli bir avantajdan oldular. Çünkü kazanacaklarına inanmıyordular. Eğer inansaydılar Gümüşhane gibi zor deplasmandan aldıkları galibiyeti rahatlıkla kazanma alışkanlığına çevirebilirdiler. İşte Gümüşhanespor ve Afyon Karahisarspor'u Kırklarelispor'un altında bırakan en önemli sebepler inanmak ve kazanmaya alışmak. Kırklarelispor, iyi veya kötü oynayarak (ben iyi oynayacağına inanmıyorum, çünkü o kapasitede bir takım değil) inanmış Gümüşhanespor'a çatana kadar 14 maçlık yenilmezlik ve 11 maçlık galibiyet serisi yakalayarak zirveye yerleşti.
Ama bu tılsım bozuldu ve iddia ediyorum bu hafta Bursa deplasmanında Oyak Renault maçından sağlam çıkamayacaklar. Afyon Karahisarspor'da evinde konuk edeceği Batman Petrolspor karşılaşmasında çok zorlana-cak. Çünkü bu iki takımda rakibini boğacak ve oyunu domine edecek kadro kalitesine sahip değiller. Buda demek oluyor ki, temsilcimiz Gümüşhanespor 2-3 hafta içinde zirveye çıkabilir. Ama en önemli soru, Gümüşhane-spor bu inanç ve tempoyu bundan sonraki haftalara taşıyabilecek mi?
Bu hafta sonu deplasmanda oynayacağımız Darıca Gençlerbirliği karşılaşması kağıt üzerinde zor bir deplasman görünse de, Darıca'da izlediğim iki karşılaşmanın verdiği izlenimle o müthiş taraftar desteğimizle çok rahat kazanacağımızı düşünüyorum. Eğer bu deplasmandan üç puanla dönersek sondan bir önceki hafta, Afyon deplasmanında final oynarız.
Temsilcimizin bundan sonraki haftalarda psikolojisinin yanında, birde sahaya yansıtacağı teknik yanı önemli olacak. Eğer teknik yönüne bakarsak son hafta lideri sürklase etmemize rağmen hala birçok eksiğimiz görünüyor. Kaybedince hatayı görmek kolay ama önemli olan kaza-nıyorken bu tespitleri yapmaktır. Kırklarelispor karşısında, Sinan hoca oyuna müdahalede çok geç kaldı. Eğer se-zonun en iyi futbolunu oynayan Sinan'ın 60.dakikada yor-gunluktan bittiğini görüp değişikliğe gitse, puanın yanı sıra yapacağın farkla rakibinin psikolojisini alt üst ede-cektin. Ayrıca ikinci yarı boyunca futbolcularımızın saha-daki laubali tavrı, kulübeden çekinmediklerinin işaretidir.
Kulübe tabi ki öcü değildir ama futbolcunun orayı kumanda merkezi olarak görmesi ve buna göre disiplinli olması gerekir.
Ben sadece lideri bu kadar ezici bir oyunla yenmenin rahatlığıyla bu kadar laubali olduklarını umut ediyorum. Yoksa geride kalan haftalarda ki bizim fikstür avantajımızın yada rakiplerimizin zorlu maçlarının olması bir anlam kazanmaz.
Bu yüzden geriye fazla bakmadan, ileriye de fazla gitmeden bundan sonraki maçları tek tek düşünmek en iyisi olacaktır. Yukarıda belirttiğim gibi eğer Darıca deplasmanından üç puanla dönersek, zirve yolunda büyük mesafe kat ederiz.
Ancak herkes bu zorlu virajda üzerine düşeni yapacak. Teknik heyet, Batman Petrolspor karşılaşmasında olduğu gibi kadro hatası yapmayacak ve oyuna müdahalede geç kalmayacak. Maçı taraftar gibi izlemeyecek, aksayan yerlere anında müdahale edecek.
Futbolcular, son haftada olduğu gibi mücadele edecek ama son haftaki kadar laubali olmayacak. Yönetim şimdiden hafta sonunda oynanacak karşılaşma için, İstanbul ve İzmit'teki hatta Bursa'daki derneklerle irtibata geçecek ve bundan önceki Darıca maçlarında olduğu gibi seyirci üstünlüğü yakalanacak.
Bu saydıklarımızı planlı ve programlı şekilde hayata geçirebilirsek, zaten üst düzey kadromuzla Darıca Genç-lerbirliği karşılaşmasından başlayarak, geride kalan bütün maçlarımızı rahatlıkla kazanıp hedefimize ulaşabiliriz.
Son paragrafta da santraforumuz Sinan'a değinmek istiyorum. Bu camia seni kadrosuna katarken, yarım sezon boşta olduğuna bakmadan, şampiyonluğa giderken gol bölgesini sana teslim etmenin riskini alıyorsa ve sen geçtiğimiz haftaya kadar vasat bir oyun oynamana rağmen hala itibar görüyorsan, iyi oynadığın ilk karşılaşmada haklı bile olsan taraftara o tepkiyi verme hakkın asla yoktur. Kaldı ki, o pozisyonda haklı tarafında yok. Dönüp hakeme boş itirazını yapana kadar topu takip etsen boş kaleye gol yapacaksın. Taraftar sana neden kızdı peki? Önüne bak futbolunu oyna dedi. Eğer sen bu kadar küçük tepkiyi bu kadar büyütüyorsan demek ki, sen birkaç maç üst üste iyi oynasan neler yaparsın neler.
Sinan kardeşim iyi oynamaya başladın. Sen bırak saha dışı etkenlerini. Futbolunu oyna ve gollerini atmaya bak. Bu taraftar yine bundan önce olduğu gibi bu yaşananları sinesine çeker ve olanları unutur ve seni alkışlar.
.jpg)
SEVİNELİM Mİ, ÜZÜLELİM Mİ?
