Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Mevlüt ERGİN->YÜREĞİMİZDEKİ SEVDA [ Arama ]

YÜREĞİMİZDEKİ SEVDA
Başlık YÜREĞİMİZDEKİ SEVDA
Açıklama 20 Nisan 2011 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesindeki yazısı
email mevlut29@mynet.com
Siteye Ekleyen Recep Ergin
        Kuran'ın sırrını açıklayan, mesajlarını deşifre eden, sevgililer sevgilisi peygamberimiz Hz Muhammed Mustafa (S.A.V) , 571 yılının Rebiyülevvel ayında Mekke de doğmuş, 632 yılında Medine'de vefat etmiştir. Kabri bugün dünyanın en büyük camisi olan Mescidi Nebevi'de bulunmaktadır.

            İçinde bulunduğumuz hafta Kutlu Doğum Haftası'dır. Âlemlerin efendisi, günlümüzün sultanı, insanlığın kurtarıcısı, peygamber efendimiz (S.A.V)'i hangi yazıyla, methiyeyle, şiirle, cümleyle, kelimeyle anlatırsak anlatalım yetersiz ve aciz kalır... Ona ne yazılsa az, ne anlatılsa eksik kalır... Üstat Necip Fazıl şöyle diyor:

'Bu eserimde anlatılan bütün eksiklikler benim, bütün iyilikler sizin eseriniz Ya Resülallah...'

O usta kalem ki, aciz kalırken Allah Resulü'nü anlatmaktan, biz ne yapabiliriz..

              Hani sevgiliye anlatamasın ya sevgini, kalbin atar, kelimeler düğümlenir, seçilen bütün kelimeler yetersiz kalır ya, bu sevgi, bu muhabbet, bu aşk ondanda ileridir. Kâinatta hiçbir insan onun kadar sevilmedi... Müminlerin çarpan kalbi, gözündeki yaş, yüreğindeki sevdadır onun sevgisi... Kurtuluşun anahtarı, Rabbine yakın olmanın rehberi, huzur ve mutluluğun kaynağıdır onun sevgisi.

            O sevgiyi en güzel işleyen olaylardan biri de şair Nabi olayıdır. Şair Nabi, zamanın paşalarından biriyle hacca giderler. O devirlerde hacca deve ile gidilirdi. Develerin sırtına yüklenen mahmil ismi verilen iki kişinin rahatça yolculuk edebileceği bir semer vardır. Nabi ile Paşa da böyle bir deve de yolculuk ederler. Nihayet bir seher vaktinde Medine topraklarına girerler. Nabi, Peygamberin kabrini ziyaret edeceğim diye heyecanlanır. Mahmilin öbür tarafında ise Paşa yatmış uyuyor. Bu durum Nabi'yi müteessir eder. İki cihan güneşinin bulunduğu topraklara geldik. Biraz sonra Medine şehrine gireceğiz. Böyle yatmak hiç münasip olur mu? diye düşünür ve bu heyecanla dudaklarından şu mısralar dökülür.

'Sakın terk-i edebten kuy-ı mahbub-ı  hudadır bu.

       Nazargahı ilahidir, makamı Mustafa'dır bu…'

      Nabi farkında olmayarak bu mısraları birkaç kere tekrarlar. Her tekrar edişte sesi biraz yükselir. Ve nihayet öbür tarafta uyumakta olan Paşa uyanır.

Nabi ne oldu ne söylüyorsun der. Nabi de:

Efendim Peygamberimizin kabr-i sadetlerinin bulunduğu Medine şehrine geldik de bazı şeyler hatırladım bunları söyledim.

      Paşa da Nabi nin heyecanına katılır. Abdest alıp yaya olarak Medine sokaklarında Ravza-i Mutahharaya doğru yürürler. Bu esnada kulaklarına bir ses gelir. Durup dinlerler. Gelen ses Mescid-i Nebevinin minarelerinden yükseliyor. Sesi dikkatle dinleyince biraz evvel Nabi nin söylediği mısraların müezzin tarafından okunduğu anlaşılır. İyice şaşırırlar. Paşa Nabi ye şöyle seslenir.

      Nabi bu hal nedir? Nabi de:

      Bilmiyorum der.

      Her ikisi de sükût ederler ve beraberce minarenin kapısına girerler. Müezzin minareden inmesini beklerler. Müezzin inince:

      O söylediklerin ne idi onları ne için söyledin sebebi nedir diye sorarlar. Fakat müezzin bir türlü söylemez. Ne kadar ısrar ederse de Söylemem kafamı kesseniz de söylemem! Deyince:

      Ama der Nabi Bunları biraz önce ben söyledim. Sana kim söyledi. Bu sefer müezzinin tavrı ve şekli değişir heyecanla:

      Senin ismin Nabi mi? der. Evet, cevabını alınca müezzin Nabi nin ellerine Nabi de müezzinin boynuna sarılır. Bu dehşetli manzarayı seyreden Paşa dayanamayıp:

      Nereden bildin bunun isminin Nabi olduğunu Allah aşkına söyle der. Müezzin rüyasını anlatır.

      Efendim akşam abdestli olarak yatmıştım. Biraz evvel Peygamberimizi rüyamda gördüm. Ya müezzin kalk yatma. Benim âşıklarımdan biri benim kabrimi ziyarete geliyor. Şu cümlelerle minareden onu istikbal et dedi. Ben de hemen kalktım. Abdest aldım. Peygamberimizin iltifatına mazhar olan âşık kimdir diye düşünerek minareye koştum.

            Evet değerli okurlar, hakiki Peygamber sevgisi, saygı ve teslimiyet insanlık, yürekteki sevda, gerçek aşk ve muhabbet bu olsa gerek.  Tüm İslam âleminin Kutlu Doğum Haftası'nı tebrik ediyorum. SAYGILAR
Oyu Puanı: 31 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 22 (0 Kayıtlı Üye 22 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.20943 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu