Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
27 Nisan 2011 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesindeki yazısı
email
mevlut29@mynet.com
Siteye Ekleyen
Recep Ergin
Okumak, yaşamı yeniden keşfetmektir. İyiyi, doğruyu, güzeli bulmak, sevgi, saygı, hoşgörü sahibi olmaktır. Okumak, yaşamı saydamlaştırmaktır, dünyanın penceresini aralamaktır. Filozof Konfiçyus “Tanrım bana kitap dolu bir evle, çiçek dolu bir bahçe ver” diyerek okumanın önemini çok güzel vurgulamıştır.
Gerçekten de okuma alışkanlığı, insanlık tarihinin ayrılmaz bir parçası olarak süregelmiştir. Tarihte büyük işler başarmış, milletlere yön vermiş kişilerin, çok kitap okudukları ve büyüklüklerini bir bakıma kitap okumaya borçlu olduklarını görürüz. Osmanlının büyümesinde Osman Bey ne kadar önemli ise Edibali de o kadar önemlidir. Selçuklu’nun kurulmasında Alparslan ne kadar önemli ise Nizamül mülk de o kadar önemlidir. Fatih sultan Mehmed’ in İstanbul ‘u fethetmesi genç bir komutanın bir macerası değil, onun sabahlara kadar okuduğu kitaplardan aldığı bilgi ve tecrübeden kaynaklanmıştır. Yavuz Sultan Selim’i Yavuz yapan sadece cesareti değil, onun kitaplarla olan diyalogunun çok iyi olmasında aranmalıdır.
Mustafa Kemal Atatürk, siyasi ve askeri dehasını, harp meydanlarında dahi kitap okuyacak kadar kitap sevgisine borçludur. Türkiye Cumhuriyeti gibi bir devleti kurmak ve dünya devletlerinin gözü önünde böylesine büyük savaşları vererek kazanmak çokta kolay olmamıştır.
İnsanlık bugün sahip olduğu tüm değerlere bilginin paylaşımı ve bilgide güç birliği yapılması anlayışıyla ulaşmıştır. Zamana meydan okuyan insanlık, kimi zaman ışığın ve atomun, kimi zamanda kelimelerin, mısraların peşinden koşmuştur.
Almanya ,Japonya gibi devletlerin ikinci dünya savaşında yerle bir olduğunu ancak günümüzde ekonomik ve sosyal yönden bizden çok daha iyi durumda olmasının açıklanabilir bir tek özellikleri vardır. O da çok iyi bir kitap okuru olmalarıdır. Japonya’da ayakta kitap okumanın sözlüğe geçmiş adı bile vardır. “taşiyomi”.
Bir zamanlar, yemek davetini dahi kitap okumama engel olur diye kabul etmek istemeyen, ancak yemek sofrasının kenarına rahle konulması ve kitap okumasına karışılmaması durumunda gelebileceğini ifade eden ilim adamlarımız vardı. Şimdi onların kitaba ve okumaya olan bağlılığını okuduğumuzda bizim ne kadar az okuduğumuzu ve kitaplardan ne kadar ayrı yaşayan bir millet haline geldiğimizi açıkça görebiliyoruz.
40 ülke arasında yapılan bir araştırmada ülke insanların günlük okuma oranlarını araştırmışlar. Almanya 24 dakika ile birinci gelirken aynı sıralamada Türkiye’deki oranın 12 saniye olduğu görülmüştür. Hatta Almanya’da kişi başı günlük okuma süresi 18 dakikaya düştüğünde Alman Devleti okuma seferberliği ilan etmiştir.
Yine BM İnsani Gelişim Raporuna göre, Türkiye okuma alışkanlığında Libya, Tanzanya, Ermenistan gibi ülkelerin de bulunduğu 173 ülke arasında 86'ıncı sırada yer alıyormuş. Türkiye de insanların % 5’i kitap okurken % 95’i tv izliyormuş. Kitap okuma oranının yüzde 5 olduğu Türkiye'de yılda 23 milyon adet kitap basılırken, Japonya'da 4 milyar 200 milyon adet kitap basılıyormuş. Bir yılda, ders kitapları hariç Amerika'da 72.000, Almanya'da 65.000, Brezilya'da 13.000, Türkiye'de ise 6.031 kitap yayımlanıyor.7 milyon nüfuslu Azerbaycan'da kitaplar 100.000 tirajla basılırken, 75 milyon nüfuslu Türkiye'de bu rakam 2500 civarında basılıyor. AB ülkelerinde yıllık kitap harcaması 500 dolarken, Türkiye'de 2 dolar seviyesinde kalıyor.
Dünya Kitap Günü’nde makalemizi ‘Payot’’un şu ilginç tespitiyle bitirelim.’ Okumak, kurtulma, özgür olma gücü kazandırır. Okumayanlar, dar çevrelerinin kısır düşünceleri, gelenek ve göreneklerin yetersizlikleri içinde kalırlar. Okumayı sevenler, yerlerde sürünmezler, bir kanat vuruşuyla evrensel düşüncelerin mutlu iklimine yükselirler. İnsanlığın en yüce kişilerinden meydana gelmiş bir toplum içinde yaşarlar.’SAYGILAR…
OKUMAYAN TOPLUM
