Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Ekrem YILDIZ->1 MAYIS, İŞ, EMEK FALAN FİLAN... [ Arama ]

1 MAYIS, İŞ, EMEK FALAN FİLAN...
Başlık 1 MAYIS, İŞ, EMEK FALAN FİLAN...
Açıklama 4 Mayıs 2011 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen Recep Ergin
      Her ne kadar 1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı deseler de oldu olası pek inandırıcı gelmemiştir. Nasıl gelsin ki:  Gerçek işçi, emekçi hariç herkes meydanlarda. Meydanlarda olmayanlardan bir zorunlu grup vardı birde gönüllüler. Gönüllü dediklerimiz bayram maryam dinlemeyip mesai yapan kardeşlerimizdi. Meydanlarda seçim öncesi bir muhabbet vardı ki gözlerin yaşarması türünden. Sendika başkanları, zaten onlar bu günler için var. Yılda kaç kez 1 Mayıs kutlanıyor ki...

     Yukarıdaki paragrafı hayat hikâyemizden yola çıkarak biraz daha aralayacak olursak;

     Efendim, sene 2004'ün sonuydu. Öğretim görevliliğinden istifa edip, memleketimizde TEDAŞ'ta işçi mühendis olarak göreve başlamıştık. Bizimle işe başlayan teknisyenleri, teknikerleri işçi sendikasına almışlar ama bizi üye olarak kabul etmemişlerdi. Bir dedikoduya göre sendika Genel Müdürlükle anlaşmış ve mühendisler için alınmamasını istemişti. Sendika yetkilileri ile görüştük, her defasında bir parmak bal... Bizler için çok da bir çaba gösterilmedi, belki de alınmamız kasıtlı istenmiyordu olur ya yönetimi ele geçiririz. Sendikalarda kafası çalışan istenmez diye bir cümle kulağımızı çınlatır olmuştu. Sonuçta mühendisler sendikaya alınmadı, haliyle Harranlı muamelesi gördük, durduk. İşçi bizi kendisinden kabul etmez, memur hiç haz etmez. Deve kuşu misali ne deveyiz ne kuş kaldık ortada. İnternette işçi mühendis arkadaşlar olarak platform oluşturduk. İş başa düşmüştü aldık kâğıt kalemi elimize dertlerimizi cümlelere dizdik. O zamanın TES-İŞ bu günün TÜRK-İŞ Başkanı Sayın KUMLU'ya  (Hani meydanlarda 1 Mayıs gününü kutlayanlar) zamanın sosyal güvenlik bakanı Sayın BAŞESKİOĞLU'na, zamanın enerji bakanı Sayın GÜLER'e ve Başbakanımız Sayın ERDOĞAN'a mektup yazdık. İadeli taahhütlü postaların kaşeli alındı belgesi arşivimde halen durmakta. Olumsuz dahi olsa bir cevap yok... Acı olan belki de kaide alınmamak. Elektrik Mühendisleri Odası Başkanına konuyu iletiyorsunuz ama yine bir sonuç yok. Hani sendikalar, STK'lar nerede? Hani emek? Hani işçi hakları? Kimsenin umurunda değildik. Özlük hakları açısından birçok haktan mahrum bırakıldık. Oysaki bizde işçiydik. Özelleştirme olunca diğer işçiler ne ise bizde aynı muamele görecektik. Yani özelleştirilince, çaptan düşünce aynı kategoride olacaktık. Özelleştirme olana kadar Harranlı olmaya devam edilecekti. Bu durum birçok arkadaşımızın psikolojisini de bozmuştu. Sonrasında baktık ki sesimizi duyan yok, derdimizi dinleyen yok, gemisini kurtaran kaptan hesabı herkes kendini kurtarmaya baktı. KPSS ile kazanıp gidenler kafalarındaki soru işaretlerinden kurtuldu, bizde o kurtulanlardan olduk. Ya kurtulamayanlar; Onlar bu gün mahkeme kapılarında hukuk mücadelesi veriyorlar, hak adına, emek adına. Bu mücadelelerinde tek başlarına devam ediyorlar gittiği yere kadar... Sinir tepemizdeydi, bir yerden tepkimiz açığa vurulmalıydı. İlk iş olarak biz elektrik mühendislerini savunma noktasında eksik kalan odadan istifa ettik, sonrasında attık kendimizi gurbet ellerin arkasına.

     Şimdi döndük dolaştık geldik 1 Mayıs kutlamalarına, işçinin emekçinin sözde bayramına. Sahi kimdi işçi, kimdi emekçi? Sendikaya alınmayan işçi mühendisler mi işçiydi, emekçiydi yoksa onları sendikaya almayıp biz emekçinin haklarının savunucusuyuz diyen başkanlar mı? Yoksa ortadaki bu duruma çözüm getirmeyen yetkililer mi? Yoksa bizim keyfimiz yerinde, ne halleri varsa görsünler deyip sırtlarını çeviren sözde işçi arkadaşlar mı? İşçi, emekçi, alın teri ile vicdanı rahat bir şekilde mesaisini tamamlayan mıydı yoksa işini tatile, bayrama bırakıp ta mesai isteyen mi? İşçi, emekçi kamu sektöründe bilmem kaç bin liraya çalışan mıydı? Yoksa özel sektörde asgari ücretle çalışan mı? İşçi, emekçi işçi kadrosunda masa başında elleri cebinde olan mıydı yoksa yerin yüzlerce metre altında kazma kürek sallayan mı? Şimdi o meydanlarda maden işçisi mi vardı yoksa asgari ücretli mi?

      Demiryollarındaki çalışma hayatımdan hatırlıyorum:1 Mayıs günü tatildi, işçi bayramı ilk defa kutlanacaktı. Bizim işçi arkadaşlarımız ise 1 Mayısta ben mesai yapayım diye birbiri ile kavga ediyorlardı. Bayram, maryam hikâyeymiş meğer... Kamu sektöründe memur işçinin amiri derler ama işçi sendikalarının geniş haklarından dolayı memur işçiye de iş yaptıramaz halde. Özel sektör mantığı olsa bu kadar KİT zarar eder miydi acaba? Bu da ayrı bir tartışma konusu. Çalışan, çalışmaya çalışana kimsenin sözü olmaz. Vicdanlarında mutlu, alın terinin, akıl terinin huzuru içerisinde evinde rahat uyuyabilen işçilere, emekçilere, memurlara ne mutlu... Herkesin istediği en başta adil bir sistem... Çalışan da, çalışmayanda hak ettiğini alsın. Çalışanın hakkı çalışmayana gitmesin. Sendikalar siyasetin yuvası olmaktan çıksın. İşverenler hakkaniyeti gözetsin, kanunlar işvereni de çalışanı da korusun. Yok, bunlar sağlanmayacaksa, sistem değişmeyecekse demokrasi bizim neyimize, Padişahım çok yaşa...

Saygılarımla...
Oyu Puanı: 31 - Ortalama: 3.29

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 11 (0 Kayıtlı Üye 11 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 5.0949 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu