Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Alabildiğine hırçın, ancak bir o kadar da muhteşem güzelliklere sahip Karadeniz dağlarının nazlı gelinleri, özgürlük abideleri ladin ormanları, sessiz sedasız aramızdan ayrılıyor.
Gümüşhane’de Kürtün ilçesinden itibaren başlayan Ladin ölümleri son yıllarda Torul ilçesi ormanlarında da sıkça görülmeye başlandı. Yöre halkı tarafından “Alat” olarak ta adlandırılan yüksek dağların heybetli sahipleri, milyonlarca küçük böcek tarafından yavaş yavaş yok ediliyor.
Ladin ağacının kabuklarından içeri giren zararlı böcekler, ağacın öz suyu ile beslenip ürüyor. Topraktan aldığı suyu gövdesine ve dallarına ulaştıramayan ağaç ise, bir süre sonra tepesinden itibaren kurumaya başlayarak yok oluyor. İlk olarak çeşitli nedenlerle yaralanmış ağaçlarda başlayan felaket, zaman geçtikçe sağlıklı ağaçlara da sirayet ediyor. Gelinen noktada ise yemyeşil Ladin ormanları içerisinde kurumuş kahverengi bölgeler, insanoğlunun geleceği için tehlike çanlarını çalıyor.
Orman işletme müdürlükleri, zararlı böceklerle mücadele çalışmaları yapıyor olsa da; yaşanmakta olan sorunun büyüklüğü karşısında çaresiz kalınıyor. Tuzaklar kuruluyor, zararlı böcekleri yok eden böcekler üretiliyor, yine de ormanlardaki Ladin ölümlerinin önüne geçilemiyor. Üretilen yok edici böcekler zararlı böceklerden daha yavaş üredikleri için yapılan mücadele istenilen seviyede gerçekleşmiyor.
Prof. Dr. Cantürk Gümüş hocanın ifadelerine göre 1963 yılında Gürcistan üzerinden ormanlarımıza giren zararlı böcekler, her geçen yıl on binlerce Ladin ağacının kurumasına yol açıyor. Uzmanlara göre böceklerin Ladin ağaçlarında yarattığı tahribat, ormanlar için korkulu rüya olan yangınların yol açtığı tahribatın birkaç kat önüne geçmiş durumda.
Nihat Genç, Ladin ağaçlarını Anadolu toprağının en nazlı ağaçları olarak nitelendirdiği yıllar önceki yazısında, “Milyonlarca küçük böcek, ülkemiz tarihinin bize bıraktığı bu en büyük mirası elimizden alıyor. Hiçbir yerde yazmıyor, kimsecikler bilmiyor. Ladinler yok oluyor” diyordu.
Yine Nihat Genç yazısında; siyasetçilerin, devlet adamlarının ve gazetecilerin, bu yok oluş karşısında ki ilgisizliğinden dert yanıyordu. Ne acıdır ki yazının üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen, gelinen noktada bir arpa boyu yol bile, kat edilmiş değil.
Ladinlerin gözyaşları
