Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Ekrem YILDIZ->VATAN-I SÜKNA'DA BAYRAM İZLENİMLERİ VE KRİTİĞİ [ Arama ]

VATAN-I SÜKNA'DA BAYRAM İZLENİMLERİ VE KRİTİĞİ
Başlık VATAN-I SÜKNA'DA BAYRAM İZLENİMLERİ VE KRİTİĞİ
Açıklama 7 Eylül 2011 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen Recep Ergin
Bir bayram daha geldi geçti... Geçen hafta sonundan itibaren yollar ana baba gününe dönmüştü. Bayram günlerine diğer günlerde eklenince dokuz günlük bir bayram, bayram tatiline dönüşmüştü. Bayramlar sevinçtir, mutluluktur ama gelin görün ki bayramlarda trafik kazalarından dolayı birçok acı da yaşanması kaçınılmaz hale geldi. Mutluluğa gidelim derken acıyla yüzleşiyoruz. Bayram varsa hem sevinç vardır bir de muhtemelen trafik kazaları ve cenazeler... Yurdun dört bir yanında onca can... Gümüşhane'de bile birçok kaza haberleri ve vefat edenler... Bayramdaki terör saldırılarını ve şehitleri söylemiyoruz bile. Günlük sıradan bir hal almış durumda maalesef, her gün bir yerden şehit haberi...

Özel sebeplerimizden ötürü bu bayram memlekete gidemeyince rotamızı haliyle diğer memlekete Düzce'ye çevirdik. Cuma günü akşama doğru yola çıktığımızda İstanbul yönüne doğru otobanda bayram hareketliliği başlamıştı. Temkinli bir şekilde Bolu dağına vardığımızda kısa bir mola verip, Bolu dağı eteklerinden manzaranın keyfini çıkaralım istedik. İftar saatine doğru Düzce'ye varmıştık. Geceleyin İstanbul'dan ve Samsun'dan gelen bacanak, baldızlarla beraber ev kalabalıklaşmıştı, haliyle büyüklerin yüzü gülüyordu. Her bayram arifesinde sabah oldu mu annem aklıma gelir, üniversite yılarımdan hatırlıyorum "Arife günü yapılan dualar kabul olunur, bu gün erken kalkılır" derdi, sonrada yorganı üstümden çekerdi. Bizde arife günü erken kalkmıştık ne de olsa ertesi gün bayramdı, hazırlık yapmak gerekirdi. Kayın valideler börek, baklava işlerine çoktan girmişlerdi bile. Erkeğe düşen işlerde bize kalıyordu. Akşama doğru bayram hazırlıkları bitmişti, son kez iftar sofrasına oturduğumuzda bir hüzün kaplamıştı içimizi... Bir zamanlar nefse düşüp nasıl geçecek diye hayıflandığımız ayın sonuna gelmiştik. Artık sahurda yoktu, iftarda. Yapabilirsek iyi tarafından şevval ayında altı günümüz vardı... Son iftardan sonra artık bayram neşesi başlamıştı, herkes bayramlığını hazırlamış bir yere koymuştu hele de çocuklar, bacanak Muammer'in tabiriyle "Hayat onlara güzel..." Sabahleyin bayram namazına giderken Sünnet-i Seniyeden ağzımızı tatlandırarak çıktık evden. Bir ayın üzerine sabah bir şeyler yemek biraz garip gelse de, ilk alıştırmaydı bizim için. Bayram namazının ardından patlayan bayram toplarıyla birlikte camide başlayan ilk bayramlaşma ve sokaklara taşış... Eve gelindiğinde çocuklar hazırdı, ailece bayramlaşma, çocuklara bayram harçlığı ve kahvaltı. Sonrasında kabir ziyareti ve büyüklerden başlayıp, kolu komşu ile devam eden bayramlaşma coşkusu. Bayramın ikinci günü Zonguldak tarafına doğru Alaplı'ya doğru aracımızı sürdüğümüzde yolların buralarda da yoğun olduğunu gördük, bir yanda yol çalışmaları diğer yanda seyir halinde bir trafik. Deniz o gün olabildiğince masmaviydi. Çocuklar son kez kumsalda yürüme fırsatını bulmuştu ve bu fırsat kaçmazdı. Bizde belki de bu sezon son kez denize bıraktık ayaklarımızı. Akşama doğru günün yorgunluğu ve istirahat... Siz bakmayın böyle yazdığımıza sanmayın ki dokuz gün boyunca günümüzü gün ettik, bizimkisi fırtına öncesi sessizlikti. Kayın peder çoktan hesabını yapmıştı ve alt devre bacanağımla beni büyük işler bekliyordu. Bayramın üçüncü günü Pazar gününe kadar devam edecek olan tadilat işleri başlamıştı. Üç katın pencere ve kapıları zımparalanıp, macunlanıp verniklenmişti.(Hakkını vereyim Muammer olmasa bu iş bitmezdi) Nasrettin Hocanın su kuyusundan ay çıkarma işi "kafayı vurdum ama senide gökyüzüne çıkardım" hesabı, bizde bayağı bir yorulmuştuk ama binayı da adam etmiştik. Doğrusu bu bayram tatilinden en karlı çıkan bizim kayın peder olmuştu. Alacağımız hayır dua bize yetmişti. Pazar günü İkindiye doğru Bismillah deyip, düştük Ankara yollarına... Yollar bomboştu, anlaşılan millet cumartesinden dönmüş bizim gibi son güne kalmamıştı. İstanbul yönüne doğru ise yoğun bir trafik akışı vardı. Bayram bitmiş olmasına rağmen oto yolların ücretsiz oluşu da turnikelerde araç birikmesini önlemişti. Ankara'ya doğru girdiğimizde yavaş yavaş akşam olmaktaydı. Sağ salim kazasız belasız çok şükür evimizdeydik. Bir daha ya nasip...

Bayramda yaşadıklarımız kısaca böyleydi ama bayramları daha güzel yapan bayram gelenek, göreneklerinin ve de isimlerin yaşatılması diyebiliriz. Çok şükür ki bir aralar Ramazan Bayramı yerine insanların beyinlerine Şeker Bayramı diktesi yapan zihniyet ortalıkta yoktu. Medyada da artık kendine yer bulamaz oldu o zihniyet. Ankara'nın Ahi Mesut ilçesinin adını Etimesgut yapan zihniyet Ramazan Bayramımızı Şeker Bayramı yapamadığı gibi umarız ki Etimesgut ve diğerleri gerçek adına dönüş yapar. Bu arada çocuklara bayram harçlığı verilmesini de sanki biraz ihmal ediyoruz gibi geldi. Beş beş vermesek de bir bir de olur, yarım alma gönül alma hesabı. "Ne verirsen elinle o gelir seninle..."

Saygılarımla...

NOT: Bayramda trafik kazalarında vefat eden hemşerilerimizle birlikte, Bayram Günü vefat eden GÜBDER Bşk.Yrd. İsa YILMAZ'ın babasına Allah'tan rahmet, yakınlarına sabırlar diliyoruz...
Oyu Puanı: 33 - Ortalama: 3

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 17 (0 Kayıtlı Üye 17 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 0.86145 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu