Cumartesi günü  Valimiz Sayın Dalmaz’ın birkaç ziyareti oldu. Bu ziyarette biz de bulunduk. Sayın Vali, bir iş adamımız tarafından Organize Sanayi Bölgesi’ne yaptırılan  kanepe fabrikasında incelemelerde bulunarak bilgi aldılar. Fabrikada 30 kişinin istihdam edilmesi, bu insanlarımıza  aş ve iş  demektir.
      Aynı gün, geçen yıl kapanan ve el değiştiren Tekke Beldesi’ndeki tekstil fabrikasına da gittik. Sayın Dalmaz, çalışmalarını sürdüren yetkililerle birlikte fabrikayı gezdiler. Yaklaşık 200 kişinin çalışacağı bu fabrika  ilimiz ekonomisine büyük bir ivme kazandıracak. Kapatılan fabrikanın açılması ile birlikte işsiz kalan 200 insanımıza yeniden umut kapısı açılacak.
      Bu bilgileri alan Sayın Valinin adeta gözlerinin içi gülüyordu.
      Hafta sonu olmasına rağmen Pazar günü de ayrı bir mutluluğu yaşadık. Kayak sporunun gelişmesine büyük katkı sağlayacak kar ezme makinesi törenle hizmete girdi. Sayın Dalmaz burada yaptığı konuşmada dikkatimi çeken birkaç cümlesi oldu. Sayın Vali “Gümüşhane kayak sporuna çok önemli sporcular yetiştiren bir ilimiz. Türkiye ve dünya şampiyonasında altın madalyalar alarak yüzümüzü güldüren bu sporcularımız ne yazık ki kayakları ile karları ezerek antrenman yapıyorlardı. Artık bu devir sona ermiştir. Özel İdare kaynaklarımızla  225 euroya aldığımız kar ezme makinesi sporcularımızın hizmetindedir.”
      Gerek ekonomik gerekse sportif alanda bu gelişmeler Sayın Dalmaz’ın yüzünü güldürdüğü gibi bizlerin de yüzünü güldürüyor. Bunlar güzel gelişmeler. Kale Kireç Fabrikası’nın yeni ortakla birlikte Nisan ayından itibaren bacasının tütmeye başlayacak olması, Arzular Beldesi’ndeki çimento fabrikamıza Köseli bir iş adamımızın talip olması gelecek günlerde daha güzel şeyleri yaşayacağımızın işaretidir.
      Valimiz Sayın Dalmaz, Trabzon’dan da gelen basın mensupları ile birlikte bir basın toplantısı da düzenlediler. Gazetecilerin sormuş olduğu soruları yanıtladılar. Sayın Vali “ Ben hem ilimiz adına, hem Trabzon adına bir şeyler söylemem gerekirse; son birkaç gün içerisinde yaşanan olaylar vatandaşlar arasında infial yaratacak olaylar değildir. Yaşanan bu olaylardan yöre turizminin etkileneceğini tahmin etmiyorum. Biz hem toplum olarak, hem millet olarak hem de basın olarak olumlu mesaj vermek zorundayız. Bu olumlu havayı dışarıya yansıtmak zorundayız. Ufak bir patlama, bir cinayet olayını büyüterek topluma ve dışarıya yansıtırsak elbette ki turizmimiz de olumsuz etkilenir. Burada basına da büyük görevler düşmektedir. Asayişe müessir bazı olayların olması doğaldır. Bunlar münferit olaylardır. Bu olaylarda galeyana gelenler olacaktır. Ancak, bunların kamuoyuna sağlıklı yansıtılması halinde turizmimizin etkileneceğini sanmıyorum. Ben Antalyalıyım. Orada da ufak tefek  olaylar oluyor ama Antalya, bu gün turizm açısından çok önemli bir ilimiz. Her olayı, çok büyükmüş gibi, büyüterek kamuoyuna yansıtmak, kendi içimizdeki bazı davranışları da etkiliyor. İlimizde yaşanan bir iki olay, sanki her tarafa yayılmış, millete korku  salmış gibi bir hava estiriliyor. Vatandaşlarımızın ufak tefek olaylar karşısında evine kapanmasına, kabuğuna çekilmesine gerek yok.”
      Sayın Dalmaz’ın bu sözlerine katılmamak mümkün değil. Münferit olaylar dünyanın her yerinde oluyor. Olmasını elbette istemiyoruz ama insanın yaşadığı her yerde olaylar olmuştur, olmaya da devam edecektir. Güvenlik güçlerinin kuruluş amacı da zaten toplumda güveni sağlamak için  değil  mı? Bu nedenle korkuya, paniğe kapılmaya gerek yok. Herkes işinde, gücünde olsun. Yaşadığımız ve yaşanması olası olaylar karşısında güvenlik güçlerimiz görevlerini en iyi şekilde yapacaklardır.