Terör can alıyor, asker vatan diyerek ölüme gidiyor. Kimi askerlerde can koydukları vatan uğruna, tüm arkadaşlarının ölümünü izlemek zorunda kalıyor ve aklını yitiriyor. Kimilerin ise nerede olduğu bile belli değil. Binlercesi bir yarımada için kefensiz yatıyor. İşte bu vatan bu kahraman yüreklerin hatırına ayakta duruyor. Kimse sanmasın ki uyguladıkları siyasetle ayakta bu gün bu ülke. Aksine bu ülkenin bunca eğilmesinin sebebidir uygulanan yanlış siyasetler.

            Evet, bu gün terör olayları, geçmişteki günlerine geri dönüyor. Hatta geçmişte ülke içinde bu kadar rahat hareket edemiyorlardı diyebiliriz. Üniversitelerde gençlik hareketleri başlatıyorlar, sokaklarda kapkaç yapıp para kazanıyorlar, hatta yayın organları bile çıkarıyorlar. Peki, bu kadar rahat hareket edebilme hakkını kim veriyor onlara. Nereden destek bulup ta bunları yapabiliyorlar. Bu sorulara cevap arayanlara, Hollanda’yı örnek vermem yeterli olur herhalde. Uğruna onurumuzu, gururumuzu satıp girmeye çalıştığınız Avrupa Birliği ülkelerinden biri. Hatta İngiltere ve Amerika’nın da özgürlük ve barış getirdiği Irakta beslenen terör örgütüne göz yummasını bu bağlamda destek olarak algılamak gayet mümkündür. Peki, Türk milleti ne yapmaktadır. İşte en acı tarafı burasıdır.

            Bir şehit annesine oğlunu kutsal bir vatan uğruna şehit vermekten çok, o vatanı korumakla görevli bir polisin, oğlunu şehit eden örgüte yardım toplayan kapkaç çetesine göz yumması acı verir. Bir şehit babası, şehit oğlunun cenaze töreninde, küçük oğlunun kolunu kaldırıp, “bunu da alın, vatana feda olsun” derken göz göre göre ölüme itin demek istememiştir emin olun. Çünkü bu gün teröristler içimizde. Dağlara çıkmaya gerek yok. Aziz vatanın başkentini çiğniyor o teröristler. Meclis lokantasında yemek yiybiliyor. Hatta belediye başkanı seçilebiliyor, komiser, polis olabiliyor. Daha dağlarda ne diye şehitler veriyoruz? Ne diye yeni anaların ve babaların bağrına ateş düşürüyoruz? Ne diye teröre aleni destek veren ülkelerin birliğine girmek için onurumuzdan vazgeçiyoruz? Bunları yapanlar hiç mi düşünmüyor tarihini? Hiç mi vicdanı sızlamıyor? Hiç mi tanımamışlar Yahya Çavuşu, Seyit Onbaşıyı?. Hiç mi görmemişler Çanakkale’de mezarsız yatanların halini.

            Ya yüce Türk milletinin devletinden maaş alıp ta, ülkesini parçalamaya çalışan örgütlere destek veren bazı güvenlik güçleri mensupları. Onlar anne sütü emmedi mi? Onlar bir değil bin can borçlu değil mi aziz atalarına. Ya Antalya’nın göbeğinde fuhuşa göz yuman komiserler, polisler, adalet görevlileri. Neyi temsil ettiklerini hiç mi düşünmediler. Bu kadar mı kolay satılabiliyor vatan millet aşkı. Hangi paha unutturuyor onca şehidin ve gazinin ıstırabını.

            İşte bu günden ülke manzaraları. Şimdi utanıyorum atalarıma karşı. Bu vatanı bu ellere emanet etmenin hesabını biz nasıl vereceğiz? Üç kuruş için ülkesini satan evlada süt veren anne ne diyecek o şehitlerin huzurunda? Gelin vazgeçin. Türk milleti tarihte olduğu gibi bu günde affedecektir sizleri. Bu ülkeyi bölmeye çalışmayın. İnsanları alt üst diye sınıflamayın. Sağcı solcu deyip kardeşi kardeşe düşürmeyin. Bu vatan üzerinde onlarca şehit vermiş insanları bölge bölge ayırmayın. Bu halkın dişinden tırnağından artırarak bu günlere getirdiği kurumları, birilerine peşkeş çekmeyin. Kapalı kapılar ardında, pazarlıklara son verin. Bu gün bizden kurtulsanız dahi, yarın onca ananın, babanın, garibin ve yetimin hesabını vermekten kurtulamazsınız. Geleceğin barış, huzur, güven ve adalet getirmesi ümidiyle hepinizi saygı ile selamlıyor, tüm şehitlerimize bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Esen kalın.

Kadir ÇETİN                        

GÜKSAD Başkanı