Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Aygül ÇELİK->BÜLBÜL İLE GÜL'ÜN AŞKI [ Arama ]

BÜLBÜL İLE GÜL'ÜN AŞKI
Başlık BÜLBÜL İLE GÜL'ÜN AŞKI
Açıklama -
Siteye Ekleyen AdamGibi
        Derler ki, sevmek hiç istemezdi Gülleri, Bülbül. Solardı çünkü Güller, terkederdi sevenini bir gün. Ayrıca da, acımak bilmeden batırırdı dikenlerini, sevenlerine Gül.  

        Gün o ya, bir çiçek bahçesindeki pek çok çiçek arasından Gül'e ilgi duymuştu Bülbül. Onun çiçeği idi artık, bir başkasının değildi Gül... Gülünün susuz kalmaması için Bulutlara, ayakta durabilmesi için de Toprağa şarkılar söylüyordu artık her gün Bülbül. Bulut ve Toprak yardım ettiler, çünkü, hayrandı onlar da Bülbüllerinin sesine. O kadar güzeldi ki sesi, Gül de kayıtsız kalamadı Bülbülün aşkına, hayaller gerçek olmuştu, eninde sonunda... Bulut ve Toprak, tüm çiçekler de Bübüle aşık ama, Bülbül sadece Gülüne... Şarkılarını sadece Gülüne söylüyor, en güzel şarkılarını sadece Gülü dinliyordu artık Bülbülünden...

        Bu durum kızdırdı Bulut ile Toprağı. Kestiler yağmur ile, Gülünü besleyen gıdayı. Yağmur yağmayınca, toprak beslemeyince, yaşayamadı, soldu (öldü) Gül. Onu gören Bülbül doyasıya sarıldı Gülüne... Sevip kucaklamıştı onu ama, dikenlerinin akıttığı kanı onu besleyemiyordu. Kaçınılmaz olan oldu, Gülünün toprağa serili bedeninin yanına o da uzanıp kapadı gözlerini, ölmüştü artık Bülbül....İşte o günden sonra Bülbül İle Gülün aşkı dilden dile dolaşırmış olmuş, aşk da hiç mutlu bitmiyormuş artık...

        Nedir bu Bülbül ile Gülün aşkı? Edebiyatın dışında bilimsel gerçek ne? ...

        Yaklaşık M.Ö.10.000 yıl önce biten " Son Buzul Dönemi"nin sonunda, bu döneme kadar yaşamış olan pek çok bitki ve hayvan türü, "en sonki" ' insansız toplu yokoluş' ile yokolmuşlardır. Bu yokoluşa paralel olarak ise, pek çok "yeni bitki ve hayvan türü" ortaya çıkmıştır. İşte Gül dahil Çiçekli Bitkiler bu dönemin, yani M.Ö.10.000 civarında biten "Son Buzul Dönemi"nin sonunda ortaya çıkmıştır.

        Çiçekli bitkilerin, bu dönemden milyonlarca yıl önce ortaya çıktığı iddiaları, evrimbilimsel hurafedir, siz onlara boşverin, aksini iddia eden bizimle tartışır da, biz bilimsel gerçeğimize devam edip, daha da şunları diyelim...

        Bitkiler dünyasında Çiçekli Bitkiler yeryüzünde "en geç (son)" ortaya çıktıkları için, bugün yeryüzü üzerinde gerek çeşit, gerekse alan bakımından çiçekli bitkiler egemen olmuşlardır. Yaratan, YARATICI olandır; insanlara, hoş kokulu nebatları (Çiçekli Bitkileri), çeşitli şekillerde istifadelerine 'nimet' olarak da sunan:

        "Arzı da ..döşedi...orada meyva çeşitleri, tomurcuklu meyva

        ağaçları, samanı hububat, hoşkokulu nebatlar var."  / Rahman

        Yer'de hoş kokulu nebatları (çiçekli bitkileri) ortaya çıkartan, "yine bu dönem"de, göklerdeki Kuşları da insanoğluna nimet olarak sunandır:

        Daha gün ağarmadan (güne başlamak için) şarkılar söylemeye başlayan Kuşların, sevinç dolu ötüşlerinden, çok sesli melodileri bir üfleyişte en güzel melodilere dönüştürmelerinden etkilenmemek ( yeryüzüne ilk kez bu dönemde ayak basan insanoğlu için) mümkün değildir artık.

        Kuşların dinazorlardan türediğini ileris üren evrimbilimcilerin, kuş'a benzediklerini düşündükleri her yeni fosil bulgudan sonra, önceki iddialarını sıklıkla "yeniden yorumlama" gayretleri de, Kuşların dinazorlardan türedikleri hurafesini ortadan kaldırır niteliktedir. Bunun aksini iddia edecek olanlarla arzu ederlerse her zeminde tartışırız da, bu çağrımızı bırakıp devam edersek yolumuza; Kuşlar da, Çiçekli Bitkiler gibi milyonlarca yıl önce değil, yaklaşık M.Ö.10.000 civarında bir başka nimet olarak sunulmuşlardır İnsanoğluna...

        Kur'an-ı Kerim'de yer alan Habil-Kabil kıssası, İlk Kuşların ilk insanlarla birlikte (aynı dönemde) ortaya çıktıklarını düşünmemize izin vermektedir. Hz.Adem'in iki oğlunun kıssasında, oğulların, Allah'ın rızasını kazanmak için kurban kestikleri, bu olay sonucunda kurbanı kabul olunmayanın (Kanil'in), diğerini (Habil'i) öldürdüğü haber verilmektedir .

        "...Allah bir karga gönderdi. Kabil'e ölü kardeşinin

        cesedini nasıl örteceğini göstermek için o karga, yeri eşeliyordu.

        Kabil; -bana yazıklar olsun! Ben şu karga gibi olup da

        kardeşimin cesedini örtemedim- dedi.. ." / Maide (5) 31 
Oyu Puanı: 33 - Ortalama: 4

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar
gümüşhaneli
03 Şbt 2007
gönlüne sağlık abla.

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 22 (0 Kayıtlı Üye 22 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 0.82403 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu