Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Talat ÜLKER->DEFİNEYE MALİK VİRANE [ Arama ]

DEFİNEYE MALİK VİRANE
Başlık DEFİNEYE MALİK VİRANE
Açıklama -
Siteye Ekleyen AdamGibi
        Şehir, hayatın kumsallaştığı, insanlar arası ilişkilerin hukuk çerçevesinde yaşandığı mekândır. Lakin biz, tarım toplumundan sanayi toplumuna geçişimiz, doğal bir süreçte tamamlanmadığından olsa gerek, ken­dimize özgü şehir modelleri oluşturamadık. Batı­nın iki yüz elli yıllık macerasını elli yıla sığdır­maya kalkışmanın toplumsal yapımızda oluştur­duğu çalkantılardan en çok nasiplenen şehirleri­miz oldu.

        Büyük kentlerde hayatın öz­nesi insan değil artık. Zamana hükmetme, hayatı kontrol etme, ömrün akışına istikamet çizme şan­sını kaybetti insanlar. Yerleşim merkezlerimizi kendimize özgü bir üslupla kurgulayamama kusuru, sadece büyük kentlerde değil taşrada da boynumuza asılmış bir yafta gibi.

        Hatıralarla bağlandığımız ve ata yurdu diyerek üzerine toz kondurmadığımız bu şehirler maalesef çocukluk ve gençlik yıllarımızın kentleri değil artık. Büyük şehirler kadar olmasa da on­larda aldılar nasiplerini yozlaşmadan ve yabancı­laşmadan yana. Bu tespit, yapılacak hiçbir şey kalmadı anlamına da gelmez şüphesiz. Kaybolmamış güzellikleri ve yitirilmemiş kıymetleri muhafaza etmek için hala yapılacak bir şeyler olmalı.

        Şehirleri geleneğiyle buluşturacak kültür ve bilim çalışmalarına ihtiyacımız var. Yapılacak çok şey var ama bunların içinde en önemlisi "gönül adamları"na sahip çıkmak. Çünkü gittikçe maddeleşen, eşya mahşerine dönüşen hayatımızda onların önemi eski zamanlara oranla kat kat artmıştır. Bizim birinci ödevimiz yerel değerlerimizi ve renklerimizi milli kültüre katmaktır. Gümüşhane'mizin milli kültürümüze katacak önemli değerleri mevcuttur. Bu kent "defineye malik bir virane" gibidir sanat alanında. İnsanının hamuruna sanat katılmıştır. Eksik olan bu değerlerin araştırılması için ortaya emeğini koyacak araştırmacılar ve onları teşviktir. Geç kalmış sayılmayız.

        Bu tür çalışmalar için emek verecek uzman insanlar bulmak önemli ama ondan da daha önemlisi bu tür emekleri takdir ve teşvik edecek kurumlardır. Yazdığı şiirleri, hazırladığı kitapları bastırıp yayınlayamayan benim tanıdığım onlarca kişi var. Tanıyamadıklarım, haberdar olamadıklarım da cabası. İşte bunlardan birisi: Osman Nebioğlu'nu, nam-ı diğer Hışır Osman. Onu, türkülerini tanıdıktan çok sonra, şahsen tanıyabildim. Eskilerin deyimiyle nev-i şahsına münhasır bir adam. Hem dümdüz hem de çok derin.

        Onun türkülerini Gümüşhane'de kültür merkezinde belediye için düzenlediğimiz "ezgi ve şiir güldestesi" programlarında seslendirdiğimizde kendisini sahneye çıkarmak için çok ısrar etmiş ama başaramamıştım. Kasetlere okunmuş, radyo repertuarlarına girmiş türkülerin sahibi olmakla takdim edilmekten çocuksu bir masumiyetle utanıyor gibiydi.

        Sohbetimiz ilerledikçe Yahya Kemal'in şiirlerinde bayraklaştırılan "rind meşrep" insanların biriyle dost olma bahtiyarlığına nail olmanın kıvancını hissettim hep. Çünkü Hışır Osman, bu dünyanın dostluklardan başka hiçbir şeyine kıymet vermeyen bir gönül adamıydı. O güzel gönlün ürettiklerini topluma taşımaya aracı olmak vazifemdi. İşte bu vazifenin inşası için oturup onun şiir ve türkülerini inceleyen bir kitapçık hazırladım.

        Nebioğlu'yla kitabın hazırlığı aşamasında sık sık birlikte olduk. Metinleri gözden geçirdik. Şiirlerin yazılış öykülerini, türkülerin yakılışına kaynaklık eden olayları paylaştık. Sonra seçmeler yaptık birlikte. Bir kısmı bir yangında yanıp gitmiş bir defterde unutulmuş şiirlerden artakalanlarından seçtiklerimizi okuyucuya sunarken, Osman Nebioğlu'nun yaşam öyküsünü ve sanatını okuyucuyu gereksiz malumatla sıkmamaya çalışarak incelemeye çalıştım. Kitap iki bölümden oluştu: Birinci bölümde Osman Nebioğlu'nun hayatı, sanatı ve şiirleri üzerine tarafımdan kaleme alınmış mütevazi bir inceleme yer alıyor, ikinci bölümde ise şiirlerinden seçmelerle oluşturduğumuz güldeste. Osman Nebioğlu, az yazan ama yazdığının hakkını veren bir halk şairi. Onu daha çok üretmek üzere teşvik edecek bir çalışmayı ortaya çıkarmış olmayı umuyorum. Kendisine birçok kere tekrarladığım talebi burada yenilemekle vazifeliyim: Hayatın gittikçe hızlandığı, eşya mahşerinde çırpınan yüreklerimizin şehirlerin kasvetli sokaklarında her gün biraz daha çoraklaştığı bu zamanlarda, her zamankinden daha fazla şiire ve gönül adamlarına ihtiyacımız var. Osman Nebioğlu, Mevla'nın kendisine bahşettiği o güzel gönlünün nice yeni ürünüyle Gümüşhane'mizin kültür hayatına katkılar sunmak zorundadır. Ve inanıyorum daha nice güzel şiir ve beste saklı o mütevazi adamın "hışır" yüreğinde.

        Kitabın basımını Gümüşhane Belediye Başkanı Sayın Mustafa Canlı üstlendi. Kısa bir süre sonra bu kitapla Gümüşhaneli şiir severleri buluşturmayı umut ediyorum. Ancak bu konudan bahsetmemin sebebi şu: Gümüşhane'de eserlerinin değerlendirilmesi gereken, üzerinde çalışılması gereken daha nice "Hışır Osman" var? Onları kim bulup çıkaracak? Onlar üzerinde çalışma yapmak üzere sahasında uzaman kişileri kim takdir ve teşvik edecek? Valilik bu tür ürünleri ortaya çıkarmak için bir çaba koyacak mı artık ortaya? Ticaret odası kaynaklarını seferber ederek birkaç çalışma kazandıracak mı Gümüşhane'ye? Belediye, kırık dökük desteğini daha düzenli ve daha sistemli bir çalışmaya dönüştürebilecek mi? İşte asıl sorun buralarda düğümlü.

        Hala Vasfi Mahir, Necdet Sancar, Şinasi Özdenoğlu, Dilaver Cebeci, Nurettin Özdemir gibi Türkiye çapında isim olmuş sanatçılarımız için kaleme aldığımız bir broşür bile yok ortada. Daha nice isim var ilgi bekleyen. Mesela Kuşakkaya'nın şiir sayfalarından gönlümüze düşen Aşık Zevraki (Akif Timurhan), Erkan Kocatürk gibi üzerine şiir kokusu sinmiş ustaların şiirlerini derli toplu olarak kitaplarda görmemize aracılık edecek bir kurum yok mu? Her yere para bulan kurumlarımız sanata ne zaman kaynak ayırmayı ödev bilecekler?
Oyu Puanı: 35 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 0 (0 Kayıtlı Üye 0 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 2.5635 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu