Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Kanunlar ve kurallar çıkarmak, uygulamak ve bunlara uymayanları cezalandırmak devletin görevlerinden birkaçı. Peki bu görevlerin yerine getiriliş hangi düzen ve sıra ile ilerliyor. Bu noktada ülkemizde kanayan yaralar uzun yıllardır vardı ve halende devam ediyor.
Her gelişmenin arkasında bazı olumsuzlukların var olduğu ve bundan sonrada var olacağı bir gerçektir. İnsan eli ile düzenlenmiş her yapının aksayan bazı yönleri olduğunu kabul edersek, gelişmelerin olumsuz yönleri karşısındaki düzeltme yapılarının da aksayan yanları olacağı gerçeği karşımıza çıkar. Ancak bu yanların, zorunlu kayıplar olarak değil de, bazılarının işine gelen yanlar olması sıkıntı verici olacaktır.
Birkaç gün önce alışveriş yapmak için gittiğim bir işyerinde, radyoda bir haber duydum. Bir okulun yurdunda, öğrencilerin bazıları diğer öğrencilere tecavüz ve cinsel tacizlerde bulunuyormuş. Bu gerçek nasıl olduysa ortaya çıkmış ve soruşturma başlatılmış. Şimdi sormak gerekiyor, vereceğiniz ceza ne değiştirecek, yada ne kadar caydırıcı olacak. Bu noktada her yurttaş gibi benimde sıkıntılarım var. Geleceğimizin emanetçisi gençlerimiz bu kadar kötü duruma geliyor, ve bu olayların merkezi, milli eğitim kurumları oluyor. Peki bu eğitim kurumlarının yetkilileri soruşturma başlatmaktan başka ne iş yapıyor. Bence hiçbir şey. Sadece soruşturma başlatıyor, birilerini suçluyor. Ha unuttum birde imza atıyor okumadan. Ondan sonra diyoruz ki, şu yasak, bu yasak, bilmem ne onlardan daha yasak. Peki bu yasakların belini büktüğü vatandaşlar? Onların hali ne olacak? Kimin umurunda.
Bu noktalarda biraz fazla uzağa gittik. Bu haberdeki olayın benzeri değilse bile, şiddet konusunda bizim gençliğimizde hayli iyi durumda olduklarını zaman zaman göstermiştir. Peki neden? Şimdi gelin bir bakalım nedenlerine.
Polat diye bir karakter çıkıyor, 70 milyonun önünde kafa kesiyor, kahraman ilan ediliyor. Bu kafa kesme sahnesinin öncesi ve sonrası net belli iken, sadece kesme esnası puslandırılıyor sansür adına. Şimdi kendinizi, 16 yaşında bir gencin yerine koyun. Hiç kız arkadaşınız yok, kimse sizi önemsemiyor, kendinizi ispatlayabileceğiniz önemli bir farkınızda yok. Nasıl kahraman olacaksınız -Kahraman olmayı istemeyeniniz yoktur diye düşünüyor ve kahraman olmak ister misin diye sormuyorum-. Cevabı göremeyenler varsa Allah rızası için yazımı okumasın. Bu daha bir örnek. Kosovalı, Miroğlu, Memati gibi birçok örnek mevcut.
Bu örneğin ardından birileri beni medya düşmanı ilan edecek biliyorum. Varsın etsinler. Ama ben suçu medyaya bulmuyorum. Neden biliyor musunuz. Çünkü suç bizim içimizde. Biz gençlerimizi önemsemediğimiz müddetçe, ve onları önemsediğimizi onlara belli etmediğimiz müddetçe bunlar olacaktır. Değil polat, kim olursa olsun, kendini ispatlamak için herkese özenecektir bu gençlik. Peki ne yapmalıyız diyenlerin sesini duyuyorum şimdi. İşte cevap:
1. Öncelikle gençlerimize güveneceğiz ve onların yapabileceklerini yapmaları için onlara şans vereceğiz. Fiillerinin sonucunda ortaya çıkardıkları ürünleri de bir zahmet değerlendireceğiz.
2. Özellikle ergenlik çağındaki gençlerimizi nedensiz yasaklarla değil, mantıklı nedenlerle kısıtlayacağız. Buna bir örnek gerekirse, bugünkü gibi şu yasak, bu yasak yapma cezalandırırım diyerek değil, bunu yaparsan şu olur, onu yaparsan bu olur ve sonucu şu olur şeklinde izahlarla doğruya sevk edeceğiz.
3. En önemli olan etken ise, onlara bir insani değer kazandıracağız. Bu değerden yoksun olanların insanlık adına neler yaptığını hepimiz biliyoruz. O nedenle gençlerimize, yani çocuklarımıza insan olmayı ve insanlığın gerekleri öğreteceğiz. Sadece keyif peşinde koşan bir robot olmayı değil, amacına uygun bir İNSAN olmayı öğreteceğiz.
Bu saydıklarımız çoğaltılabileceği gibi yok sayılabileceği de bu gün olduğu gibi mümkündür. Yinede kural koyucularımızın bu gerçekleri görmeleri ümidi ile, hepinizi selamlıyorum. Esen Kalın.
kadir kardesin bu konuya cok iyi bir sekilde degingin bende bir konuda bi şeyler söleyecegim özellikle üniversitelerden mezun olan arkadaşlara ve bu konuda hiçbir sey yapmayanlara birkaç çift lafım var üniversiteden mezun olan bu zavllılar kendimde içinde olmak üzere acaba kendimizi ne kadar yetiştirdik ne kadar beceri kazandık gördük dinledik en önemlisi bunları uygulama fırsatı elde ettik kim derse yalan sölüyor eğitim fakultelerinden mezun olan meslektaşlarım lütfen bazı şeyleri orada çözün ve bu şekilde göreve başlayın kpss sizler bişeyleri çok iyi bildiğinizi ve çok iyi olduğunuzu ifade etmiyor sizler gelecegin mimarları bu geleceği köreltmeyin onu yüceltin fakultelerde beceri kazanın bunu cok okudunuz ne oldugunu hissetin ben yeni hissetiyorum şimdi görev başında sizler hissederek gelin ki birkaç gelecek daha harcanmasın. SAYGILARIMLA MEMO
KURAL İNSANLARI VE GERÇEK İNSANLAR
