Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Fatih YALÇIN->DÖNEKLİK MECLİSİN KAPISINDA BAŞLIYOR [ Arama ]

DÖNEKLİK MECLİSİN KAPISINDA BAŞLIYOR
Başlık DÖNEKLİK MECLİSİN KAPISINDA BAŞLIYOR
Açıklama -
E-Mail -
Siteye Ekleyen AdamGibi
        Kurtlar Vadisi Terör yayından kaldırıldı. Beklenildiği gibi belli gruplar koro halinde dizinin şiddeti arttıracağı nakaratını her imkân ve ortamda dillendirdi. Böylece onlar barış ve hoşgörünün savunucusu oldu. Ya diğerleri... Beklenildiği gibi diğerleri faşist, şiddet yanlısı, barış ve hoşgörü düşmanı ilan edildi. Ben bu dizinin önceki bölümlerini de çok fazla izleyemedim. Dizinin çok fazla şiddet içerdiği söyleniyordu. Ancak bu dizinin bu ülke gençliğinin gündemine unutulmuş bir çok değeri getirdiğini de aklı selim herkes kabul ediyor. Şiddete taraftar olmak şüphesiz ki savunulacak bir şey değil. Ancak merak ettiğim şey mesela "Sıla" dizisinde patlayan silahlar, töre için öldürülenler, şiddete maruz kalanlar şiddeti arttırmıyor mu? Mesela belden aşağı sanatçıların etek altı görüntüleri bu ülke gençliğine ne kazandırıyormuş. Cesaretiniz varsa bunlara müdahale edin. Bir anda gerici olursunuz değil mi? Şimdi Kurtlar Vadisi dizisini yayından kaldırınca birden ilerici, hümanist, demokrat oluverdiniz. Bütün cinayetlerin azmettiricisini ortadan kaldırdınız değil mi? Bu ülkenin sömürge aydınlarının gözünde bir puan daha aldınız. Ne mutlu size ki koltuklarınızı biraz daha sağlamlaştırdınız. Ama unutmayın ki bu zevat en küçük açığınızda yine tepenize binecektir. Çünkü bu ülkedeki iktidar mücadelesi ideolojiler üzerinden değil, statüler üzerinden verilir. Siz ne kadar sakalları kesip, şalvarları çıkarıp smokin giyseniz de taşralı kimliğinizden kurtulamazsınız.

        Dizi ilk bölümünde yaklaşık otuz milyon insan tarafından izlenildi. Fakat yedi bin civarında şikâyet telefonu üzerine dizi yayından kaldırıldı. İşte size kaba bir hesap yedi bin tane -kim oldukları az çok bellidir- demokrasi şövalyesi otuz milyon insan üzerinde tahakküm kurdu. Bu tam da bize göre bir demokrasi. Üçüncü dünya demokrasisi. 

        Kendine güvenini kaybetmiş, ülke problemlerindense Hülya Avşar'ın, Sibel Can'ın sevgililerini araştıran, verdikleri frikikleri şehvetle bekleyen, geleceğini Amerika ve Avrupa hayalleri ile inşa eden bir nesil elbette ki bu gruplar için daha arzulanır bir kitledir. Kendini ve çevresinde yaşanan hadiseleri sorgulayan, gerektiğinde tavır koyabilen bir nesil bu gruplar için ciddi bir tehlikelidir.

        Bu milletin belli gruplar için en tehlikeli dönemleri kahraman üretmeye başladığı dönemlerdir. Fiziki, sosyal ve politik şartların en feci şekilde aleyhimize olduğu bu dönemlerde kocaman bir millet kahramanlaşır ve kendi kahramanını üretir. Selçuklu ve Osmanlı Devletleri böyle bir zeminde kurulmuştur. Kurtuluş mücadelesi kahramanlaşan bir milletin kendi içerisinden çıkardığı bir kahramanın önderliğinde gerçekleştirilmiştir. Şimdi bu ülkenin her köşe başını tutmuş bir grup kendince seçkin ve aydın zümre bu milletin kendine olan güven ve saygısını kaybetmesi için mücadele veriyor. Bunun temel sebebi kendilerinin asla bu ülkenin kahramanı olabilecek potansiyele sahip olmamasıdır. Doğal olarak bu cesarete ve imana sahip olmayan kitlelerin yapacağı en doğru şey kendilerinin yapamayacağı şeyleri kimsenin yapmasına müsaade etmemektir.

        Biz "Rambo"nun seri filmleri ile büyüdük. Rambo -Amerika- bütün dünya mazlumlarının kahramanıydı bizim için. Nerde bir haksızlık varsa Rambo oradaydı. Rüyalarımızda rambomsu kahramanlıklar yapıyorduk. Çocukluğumla ilgili hiçbir Türk kahraman yok hafızamda. Bugünkü gençliğin batı hayranlığı Hollywood eksenlidir. Bugünlerde çocuğum bana her gün "Batman" hakkında sorular soruyor. "Örümcek adam"ın binalara nasıl tırmandığını sorguluyor. Bir baba olarak -doğal olarak en çok güvendiği kişi- bana batman ya da örümcek adamın yaptıklarını yapıp yapamayacağımı soruyor. Evet, bugün onun kahramanı batman ve örümcek adam. Emin olun birileri çıksa mesela Malkoçoğlu'nun ya da Kara Murat'ın cizgi filmlerini yapsa bu grup aynı nakaratı tekrarlayacak. İnsanların bu noktalara nasıl geldiğini anlamak çok zor. Dün Osmanlı Padişahlarını oğlan tiplemesi ile sinema aktarılmasına tepki gösterenlere sansür çağdışıdır diye edebiyat yapanlar bırakın sansürü işlerine gelmeyen her şeyi toptan yok ediyorlar.  Aslında onların bu tavırları çok da şaşırtıcı değil. Ama bir grup var ki onları anlamakta zorlanıyorum Bu grup bu milletin değerlerinden beslendiğini söylemeyi her ortam da ihmal etmeyen, yaptıkları her işe dini referans olarak gösteren bir grup. Mesela adaletsizlik, yolsuzluk, hırsızlık, namussuzluk yaparken dinden, kendi din adamlarından fetva almayı unutmazlar. Fetvalarını ayet ve hadislerle süslemeyi de ihmal etmezler. Mesela bugün onlar için Polat Alemdar'a göre Hülya Avşar, Fatih Ürek gençler için daha örnek alınası karakterlerdir. Onların oy isterken, gazete satarken, televizyon veya şirket kurmak için harekete geçtiklerinde veya demagoji yapacakları zaman akıllarına gelen yamalı bohça Müslümanlıklarının bugünlerde kol kola yürüdüğü karakterlerdir bunlar. Onlardan daha Müslüman, daha adaletli, daha namuslu, daha demokrat, yeri geldiğinde daha milliyetçi, daha hoşgörülüsü yoktur. Ama beş dakikada Iraktaki Müslümanları yalnız bırakmaları Müslümanlıklarına, yaptıkları adaletsizlikler adalet duygularına, insanlar üzerinde tahakküm kurmaları demokratlıklarına, Batı karşısındaki onursuzlukları ise milliyetçiliklerine halel getirmez. Bu bölgede güzel şeyler olmuyor, Afganistan'da sahnelenenleri görmemek aptallıktır, Irakta olanlara seyirci kalmak aymazlıktır, Filistin'de akan kana seyirci kalmak vicdansızlıktır demeyi faşizanlık diye nitelendiriyorlar. Onlar için bütün bunlar yıllardan beri oy almak için kullanılan birer malzeme olmaktan öte hiçbir kıymete sahip değildir. Daha dört yıl öncesine kadar okul önlerinde başörtüsüne özgürlük pankartlarını gözyaşlarıyla taşıyan kitleler için bu problem bitmiştir mesela. Hiçbir yerde göremezsiniz onları. Onlar iktidar olunca, alınması gereken oy derdest edilince bütün problem bitmiştir. Ne zaman bunlar iktidardan düşerse Filistin kanayan yara, başörtüsü özgürlük problemi, Avrupa Birliği haçlı birliği oluverir. Biz de millet olarak yeriz bu temcit pilavını. Hafızayı beşer nisyan ile maluldür ya.

        Bu yeni bir hikâye değil aslında. Evet, bu ülkenin sosyal demokratları en büyük kazığı sosyal demokratların iktidarında, Müslümanları İslamcıların iktidarında, milliyetçileri ise milliyetçilerin iktidarında yemiştir. Biz bizdendir diye seçip gönderiyoruz, onlar meclisin kapısından girerken "onlardan" olup çıkıyorlar. Biz bu oyunu defalarca gördük ama her dem aynı oyuna geliyoruz.

        Ne diyelim döneklik meclisin kapısında başlıyor...
Oyu Puanı: 35 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 13 (0 Kayıtlı Üye 13 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.21107 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu