Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
25 Nisan 2007 tarihli Kuşakkaya Gazetesindeki yazısı
Mail
kusakkayagazetesi@yahoo.com
Siteye Ekleyen
AdamGibi
Köylerin, kasabaların, kentlerin ortak kullandıkları alanlar vardır. Örneğin :caddeler, sokaklar, parklar, mezarlıklar, diğer eğlence ve dinlenme yerleri gibi. Buraların temiz tutulması ve korunması konusunu yalnız kamu yöneticilerine bırakarak geri çekilmek doğru değildir. Kamu yöneticileri topluma ve toplumu oluşturan bireylere hizmet sunar ama, bireyler de o hizmete layık olacak şekilde hareket ederler.
Belediye temizlesin diye parkları, caddeleri, kaldırımları kirletmek yakışık almaz. Uygarlıktan nasibini alan her birey, yalnız evini, barkını değil, çevresini de temiz tutmak sorumluluğunu taşımalıdır.
Bu konuda bireyler olarak iyi bir sınav verdiğimiz söylenemez.
Biz, bireylerin çevresini temiz tutmalarını beklerken, kimi sakat ruhlu bireyler toplumun ortak mallarına zarar vermekten bile çekinmiyorlar.
Birkaç gün önce Canca mahallesindeki mezarlığın elektrik ampullerinin kırıldığını öğrendik. Bir kaza değil, bir kasıt sonucu meydana gelmiş kırılma olayı. Ne kadar çirkin,ne kadar yanlış bir davranış.
Diyelim ki, topluma o hizmeti sunanlardan birine kişisel bir kin besliyorsunuz. Kamunun malını tahrip etmekle, yalnızca kin duyduğunuz kişi ya da kişilere değil, o hizmetten yararlanacak olan tüm bireylere de haksızlık etmiş oluyorsunuz.
Geçtiğimiz yıllarda da eski garajların yakınındaki parkın duvarlarını kasıtlı olarak hem de birkaç kere kırmışlardı.
Yine bundan birkaç ay önce, etnoğrafya müzesi ziyareti dönüşünde, asfaltın kenarındaki kaldırımla dere arasına dikilen bir iki fidanı ortadan kırmış, bırakmışlardı. Görünüşe göre bu bir kaza değil, kasıttı. Birilerine kızarak öcünü fidandan almak gibi hasta bir ruh hali. Bu konuyu o günlerde de yazmıştık.
Belli ki, uygarlıktan nasibini almayanlarla bir arada yaşamak gibi bir talihsizliğimiz var.
Yine birkaç gün önceydi. Kaldırımda yürürken (Gezerken değil) iki hanım kız (Hanımlıkla da ilgileri yok ya) arkadan : "Amca müsaade et" demez mi ? Döndüm, hiç ses çıkarmadan yüzlerine baktım. 16- 17 yaşlarında iki bayan. Sanki yan yana yürümek zorundalar. Onlara yol verebilmek için benim kaldırımdan, araçların geçtiği yola inmem gerek. Oysa ki, onlar teker teker geçebilirler. İkisi yan yana yürümek zorunda değil. Dedelerinin yaşındaki insanın çekile-rek onlara yol vermelerini istiyorlar.
Kim bilir, belki onların da kusuru değil bu. Onları yetiştiren aile de uygarlıktan kent kültüründen nasibini almamıştır. Onlar da karşılarındakinin yaşını dikkate almadan kaldırımların yalnız kendilerine ayrılmış olacağını düşünüyorlardır.
Kaldırımlarda gezinmek, ayakta durup dakikalarca kaldırımı işgal etmek işine bir an önce gitmek isteyenlere engel olmak elbette doğru değil. Ama, birileri (O bayanların yaptığı gibi) çok hızlı yürümek zorunda iseler, yoldan normal hızla yürüyen insanlardan yol vermelerini beklemek yerine, kendilerinin yola inmeleri daha doğru olmaz mı ?
Ama, ne gezer Kızdığı kişiden öcünü almak için ya kamuya ait ampulleri kıracaklar, ya fidanları ortadan ikiye ayıracaklar ya da dedelerinin yaşındaki adamın yoldan çıkarak kendilerine yol vermesini bekleyecekler. Birilerinin yaptığı ihanet, diğerlerinin ki saygısızlık.
İHANET VE SAYGISIZLIK
