Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Okumak düşünmektir. Okuyan bir kimse, karşılaştığı olayları enine boyuna ölçmeyi mümkün olduğu kadar tarafsız ölçer içerisinde değerlendirmeyi akıl yürütmeyi, sebep-sonuç münasebetleri üzerinde zihin yormayı öğrenir ve bilir. Gereksiz, isabetsiz, gayesiz, boş düşünce ve duygulardan, tavır ve hareketlerden kaçınmak isteyenler, sabır ve dayanıklılıkla ciddi bir şekilde okumayı bir ilke haline getirmelidir. “Oku!” Emrinin muhatapları olan bizler bu emrin gereğini yerine getirmeliyiz. Boş zaman meşguliyeti olarak gördüğümüz okuma şekli bir an evvel terk edilmelidir. Gerçek okuyucunun nitelikleriyle donanmalıdır.
Batılı, hayatının her aşamasına okuma sevgisini yerleştirmiş, ilim ve teknik buluşlarla hayatını kolaylaştırmıştır. Bu asil ve sihirli ruh iksiri hükmündeki okuma yeteneği Türk’ün geçmişinde mevcuttur. Bize düşen bu erdemi tekrar canlandırmaktadır. Bu, bir vefa borcudur. Geleceğin fikir işçileri, yarının kurumları, inancı ve ideali uğrunda fedakârlık yapan muhabbet erleri, sizler zevkinin efendisi olmak durumundasınız kölesi değil! Dünya, sizin harman edeceğiniz düşüncelerle yeniden kurulacak. Gelecek sizin sunduğunuz mesajlarla düze çıkacak. Bu sihirli iksir, ulvi meleke ruhunda ve bedeninde zaten var. Hem; muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcut değil mi? O halde ne duruyoruz? Bu günden tezi yok bir yerlerden başlamalıyız. Yarını beklemek gafletine düşmeliyiz.
Yemek-içmek gibi doğal kılınmalıdır okumak. Hayvan olmazsa olmazlarından olan okuma yeteneği her şeyin ilk ve son noktasıdır. Şöyle ki; yüce Kitabımız Kur an-ı Kerim’ de”... De ki: “ Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Ancak temiz akıllı olanlar anlar” diye buyurmuştur. Görüldüğü gibi asıl olan okumak ve okuduğu üzerinde tefekkür etmektir. Peygamberimiz ise “ Allah, akıldan daha üstün bir şey yaratmamıştır.” diye buyurmuşlardır. Akıllı olmak bir şey değil, mühim olan akılı yerinde kullanmaktır. Çünkü yaşadığımız dünyada her eylemin bir hesabı vardır. Bu noktayı tarzlardan bakacak olursak okumak, davranış değişikliği şeklinde hayatımıza yansımalıdır. Aksi takdirde pek anlam taşımaz. Diyebiliriz ki okumak, düşünmek ve karşılaşılan hadiseler (olaylar) hakkında isabetli hükümler vermektir.
İyiyi, doğruyu, güzeli ve hakikati gösteren bir kitap; onun dilinden anlayan, yani dünyasına girebilene en sadık dost, samimi, sevecen, riyasız candan bir arkadaştır. Bu hal zamanla okumayı saadet kaynağına dönüştürecektir.
Okuyucu tarafından vazgeçilmez alışkanlık olacaktır. Çünkü kitap, kendi halinde, sessiz ve sakin duruşuna karşın; okuyan insanı ta içinden sıcak kavramak, fikrini ve ruhunu bütünüyle sarmak, önüne yepyeni ufuklar açmak aydınlık yolu göstermek gibi sihirli kuvvete sahiptir.
“Esaret zincirleri akıllara süs olmuş
Gençler heves peşinde kitaplara küs olmuş
Bu adam neylesin ki çarklar böyle dönmekte
Gencecik şu beyinler erken ölüp gitmede.”
Ay Yüzüne Vurunca, M.ARSLAN, Gündüz Yayınları, Ankara
Aklınız ve gönlünüzle yolunuz açık, alnınız ak olsun!
.jpg)
OKUMANIN AMACI NEDİR?-
