Yazdırdığınız Makale: GERÇEĞİN OYUNCULARI OLMAK.


GERÇEĞİN OYUNCULARI OLMAK

 

Kapatma davası, dolar artışı, faizler, Ergenekon derken nerelere geldik günlerdir. Ülke kamuoyu hiç bilmediği konularda bile uzmanlaşmaya yöneldi medya sayesinde. Öyle ki, tüm dünyada dolar düşerken bizim ülkemizde arttığını, nedeninin yabancı yatırımcıların faizlerin yükselmesi amacıyla bono satıp dolar alması olduğunu herkes okudu bir yerlerden. Şimdi gözler merkez bankasında. Ya faizleri yükselterek ülkeden dolar çıkışını durdurmaya çalışacak, ya da hiçbir şey yapmadan bekleyecek. Zira bu hep böyle gitmeyecek.

           İşte son günlerin en çok tartışılan ve merak edilen konularına kısa bir bakış. Hatta ayrıntı isteyen varsa, Sabah Gazetesi kaynaklı bu satırları okuyabilir.

            YABANCILARIN FAİZ OYUNU

           İşte bu tablo piyasalarda "Yabancı yatırımcılar bugünkü toplantı öncesinde Merkez Bankası\'nı faiz artırımına zorlamak için bono satıp döviz alıyor" yorumlarına neden oldu. En yüklü bono satışını yapan 4 yabancı kurumun aynı gün yayınladığı raporlarda "Merkez faizi artırmalı" tavsiyesinde bulunmaları da tepki çekti.

Nitekim geçen hafta kriz ortamında para çıkışını engellemek için İzlanda faizini yüzde 15.50\'ye, Güney Afrika da yüzde 11.50\'ye yükseltmişti.

Dünkü yangını söndürmek için yerli büyük bankalar devreye girdi. Bonoda satışları yerliler karşılarken dövizin daha fazla yükselmesine engel olundu.

Kaynak: Sabah  

          Sonu ne olur, nereye gider bilemiyorum. Ancak bilinmesi gereken bir şey var ki, bu ülkede ne zaman bir kriz yaşansa ya da kriz ortamı oluşsa, vatandaşların aksine bundan karlı çıkanların olduğudur. Vatandaşların ise, krize davetiye niteliğindeki provokasyonlara gelmemesi, kar sağlayanların daha da kar etmesine yarıyor. Yani biz kaybedeni oynamak yerine, daha çok kaybedeni oynuyoruz. Oynamak diyorum zira bu tabloya bir tiyatro olarak bakıyorum. Perdenin arkasından bizleri yönetenler, adeta bir tiyatro oyunu yönetircesine bizleri yönetiyorlar. Halkımızdan, sağduyulu ve milletini seven herkesten, bu ortamda dikkatli olmasını ve kışkırtmalara alet olmamasını isteyenlerin ne kadar haklı olduğunu, inşallah onların dedikleri doğru çıktığında anarız. Aksi halde iş işten geçtikten sonra keşke hak verseydik diye yakınmayız.

Ülkemizde son dönemde yaşananların büyük bir bölümünün aynı amaca hizmet etmekte olduğunu, üniversitelerdeki gençlerin bunlara alet edilerek olayın boyutlandırılmaya çalışıldığını, kaos ortamı yaratılarak bazı eylemlerin gölgede bırakılmaya çalışıldığını gözler önüne seren gerçeklere biraz değinmenizi istiyorum. aksi halde kaybeden olmaktan başka çaremiz olmayacak. Bilinçli ve duyarlı bir toplum, kaybeden olmamak için birinci koşuldur. Geleceğin duyarlı, bilinçli,  saygılı ve sevgi dolu bir toplum için gelmesi dileği ile saygılarımı sunuyorum Esen Kalın.

 

                                                                                              Kadir ÇETİN

                                                                                              GÜKSAD Başkanı