Yazdırdığınız Makale: MUHANNETLİK VE YİĞİTLİK.


MUHANNETLİK VE YİĞİTLİK

 
       Ovalarda tatlı tatlı esen rüzgarlar, yüksek zirvelerde fırtınaya dönüşür.  Böyle yükseklerde sağlam durmak gerekir. Aksi taktirde fırtınanın önünde sürüklediği yapraklardan farkınız kalmaz. İşte Türkiye Cumhuriyeti’nin sayın Başbakanı da Davos’ta sert esen fırtınalara karşı sağlam duruşunu göstermiş, fırtınaların önünde sürüklenen bir yaprak olmadığımızın ve asla olmayacağımızın mesajını bütün dünyaya vermiştir. Türk Milleti olarak yıllardır özlemini duyduğumuz bu onurlu ve dik duruş yanık yüreklerimize su serpti.

       İşte liderlik budur ve böyle olmalıdır. Türk Milletine ve Türk Dünyasına böyle liderler yakışır ve her zaman lazımdır.
Atalarımız, “muhannetlik ile yiğitlik arasında bir kıl payı mesafe vardır” demişlerdir. İşte bu mesafe bugün aşılmıştır.

       Fakat, gelin görün ki, bu duruşu hazmedemeyen ve halen koyun gibi güdülmekten yana olanlar, halen gaflet uykusundan uyanamamış olan yazarlar, çizerler, sözüm ona aydınlar ve bilim adamları. Hep aynı terane, hep aynı hazımsızlık ve hep üzerine vazife dahi olmayan işlere maydanoz olmayı kendine vazife bilenler.   Bunlar sebebiyle bu millet böyle onurlu duruşlara hasret kalmıştı.

       Böyle dik durabilmek, Türkiye Cumhuriyeti’nin itibarını her yerde koruyabilmek için Türk Milleti olarak ataleti ve tembelliği üzerimizden atıp, çok çalışmalı ve çok kazanmalıyız. Artık paranın güç olduğunu çok iyi anlamamız gerekmektedir.
Devlet olarak 3,5 milyon, diasporasıyla birlikte 6 milyon civarında bir nüfusa sahip İsrail, yeri geldiğinde bütün dünya devletlerini hiçe sayarak bildiklerini yapmaktan geri durmuyor. İsrail bu gücü nereden alıyor dersiniz? Tabii ki paradan.  Paranın ne kapılar açtığını bu satırlarda anlatmağa bilmem lüzum var mı? Dünyanın önde gelen ülkelerinde ticaret yapan Yahudiler, bütün üreticilerin olmazsa olmazları durumunda olan ham maddeleri üretir ve satarlar. Yani bütün üreticiler, onların ürettiklerine ve sattıklarına muhtaçtırlar.

       Devletimizin güçlü olması için, milli birlik ve beraberliğimizi iyi muhafaza etmeli, çalışmaktan hiç yorulmamalı, dinlenmeyi çok çalışmakta, yorgunlukları ise tembellikte aramalıyız. Sürekli tüketen değil, üreten toplum olmalı, aydınımızla, yazarımızla, çizerimizle, bilim adamımızla, sanayicimizle, esnafımızla, işçimizle, memurumuzla, köylümüzle bir bütün olarak onurlu ve dik duracak günlere elbirliği ve gönül birliği içerisinde ulaşabilmek hedefimiz olmalıdır. Biz, kendi kabuğumuza çekilmek istedikçe bizi rahat bırakmayacaklardır. O halde rahatlığı rahatsızlıkta aramanın zamanı geldi de geçiyor bile. Artık silkinmeli, adımlarımızı hızlandırmalıyız. Çünkü yakın gelecekte dünya liderliği bizi bekliyor.

       Yılmaz Garip
       yilmaz.garip@ipa.com.tr