Yazdırdığınız Makale: YENİDEN EKONOMİ.


YENİDEN EKONOMİ

 
         Yine,Yeniden, bu köşeden ve değerli gazetemizden tüm okuyucularımıza selam olsun. Köşemizde yarım bıraktığımız yazılarımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz. Ekonomi Kozası olarak yer aldığımız Gümüşkoza Gazetesinde yeni bir köşe ile başlamanın sevinci içersindeyim. Bu şansı bana veren gazete yetkililerine teşekkür ediyorum. Ekopolitik Köşemizde önümüzdeki ekonomik beklentilere ve yerel gündemlere değineceğiz. Sizlerin yatırımları konusunda ve gidişatları yorumlamaya devam edeceğiz.

        İlk olarak gündemden düşmeyen ve hemen her medya kanalından aktarılan, artık neredeyse hayatımızın parçası olan, "Küresel Finans Krizin"den bahsedelim. 2006-2007 yılları döneminde, "Ekonomi Kozası" olarak yazılarımı kaleme almaya başladığımda Ülkemiz ufak çaplı bir krizin etkisinde kalarak, döviz ve faiz piyasası hareketlenmeye başlamıştı. Doların 1.75 sınırından dönmeye başladığı altının gramının 20-25 TL/gr olduğu dönemlerdeydik. Bu dönemde Doların düşüş trendine gireceğini ve 1.25 li rakamların da alım fiyatları olduğunu ve asıl krizin bu fiyatların altına inilmesiyle geleceğinden bahsetmiştik. Finans Piyasalarında ters mantık genelde haber verici olmaktadır. Kırılmayan rakamların kırılması, geçilmeyen fiyatların geçilmesi, yeni trendlerin habercisi olmuştur her zaman...Lakin 1.25 dolar fiyatının da 1.15 lere kadar aşağı kırılmasıyla yeni trendlerin açılacağı beklentisi tarafımdan artmıştı. Yazılarımızda da hep bu yönde vurgular yaparak döviz borçlularını özellikle uyarmıştık. Döviz borçlularının risklerini bertaraf etme yollarından bahsetmiştik. Lakin bu kriz yıllarını önceden ve elimizden geldiği kadar yazmaya çalışmıştık. Krizin bu denli ağır faturalar çıkardığı dünya ekonomisine bakıldığı takdirde ülkemiz bu krizi benim beklentilerimin de altında bir hasarla atlatmak üzeredir. Atlatmak üzeredir diyorum çünkü yukarıda da belirttiğimiz gibi kırılmayan rakamlar kırıldığında ters düşünmek ve yeni trendlere hazır olmak lazımdır. Doların 1.75 geçeceğini kimse tahmin etmezken 1-2 günde 1.83 lü rakamlara ulaşılmış serbest piyasada 1.85 ler görülmüştür. Hatırlayanlar varsa aynen 1.25 li rakamlarda olduğu gibi 1.25 aşağı kırılınca 1.00 dolar beklentisi artmıştı. Şimdi de 1.75 yukarı kırılınca Ekonomistler başta olmak üzere herkes dolar 2.00 olacak diye konuşmaya başlamıştı. Ancak görüldüğü gibi trend tersine dönmüş ve hızla 1.60 lı rakamlara geri gelmiştik. Şimdi ne olacak sorusuna cevabı da ekleyelim. Kriz geliyor diye sessiz çığlık atmışken şimdi de "Kriz Bitiyor" diye sessiz çığlıklarıma başlıyorum. Ufak tefek bir-iki dalga daha kaldı ancak bu dalgalarda fırsatları değerlendirmenin son şansları olacaktır. Dövizi-Altını olanlar için son satış fırsatları diyelim diğer adıyla...

            Kriz bitiyor diyoruz ancak bu eski günlerimize geri döneceğiz anlamına gelmiyor tabiî ki...Çünkü kriz düşüş dalgalarının bitmesiyle bitmiyor. Varolan süreçte dünya ekonomisine çok zarar veren ve büyük faturalar çıkaran bu krizin dünyayı durgunluğa sokması bekleniyor. Durgunluk döneminde de her şey şuan olduğu kalıplarda devam edecek demektir. Devletler harcamalarını kısacak, tasarruflara gidecek, buda talep ve üretim düşüşlerine neden olacak ve ekonominin tekrar büyüme durumuna geçmesi epeyce zaman alacaktır. Kısaca artık döviz fiyatlarında büyük çaplı hareketler hem aşağı hem de yukarı olarak kısıtlanacaktır. Bu dönem içinde Dolar fiyatları 1.50-1.75 arasında dalgalanacak, bu fiyatlara uygun olarak diğer kıymetli madenler ve dövizler etkilenecektir. Bu resesyon döneminin tahminen 2 yıl sürmesi bekleniyor.

            İlimiz ekonomisine bakıldığında da durum pek farklı değil...Kredi koşullarında iyileşme sağlayamayan firmalar, borç-alacak dengesini devam ettiremeyen firmalar, gün geçtikçe artıyor. Halkımızın da temkinle yaklaştığı tüketim,tasarrufların artması esnafımızı daha da zor duruma sokuyor. Kosgeb bünyesinde verilen kredilerden de yararlanan firmalarımızın olduğunu sanıyorum. Sağlanan bu krediler bir nebze olsun esnafımızın da borçlarını öteleyebilmesine olanak tanıyor. Bunun yanında Ziraat Bankası ve Halk Bankası aracılığıyla devlet nezdinde sağlanan kredileri de takip etmelerini öneriyorum.

            Ekonominin her geçen gün daralttığı alanların dışında siyasi olarak da şehrimiz son seçimlerin ardından hareketini koruyor. Siyasetin, her ne olursa olsun birinci gündem maddesi olduğu bu memlekette ,Gümüşhane için her şeyin hayırlısını temenni ediyor ve  tüm okuyucularımıza hayırlı bir hafta diliyorum.