Yazdırdığınız Makale: Yeni Bir Dünya Doğuyor.


Yeni Bir Dünya Doğuyor

 
Yeni bir dünya doğuyor.
Nasıl ki dünün buluşları, bugünkü dünyayı yarattı.
Bugünün buluşları da yeni bir dünyayı yaratacaktır.
12. ve 13. yüzyılda kağıt ve matbaa bulundu.
Okur yazarlık oranı arttı.
Ve bunun doğal sonucu olarak Rönesans doğdu.
Ardından Reform hareketleri tarih sahnesinde yerini aldı.
Reform hareketinin temelinde kilise otoritesine baş kaldırı vardır.
Din, kilisenin tekelinden çıkartılıp bireyin vicdanındaki yerini aldı.
Pozitivizm ve sekülerizmin sayesinde insanlık yeni bir döneme başladı.
Avrupa’da sosyal, ekonomik, siyasal bağlamda önemli değişimler yaşandı.

Aydınlanma Çağı

Rönesans ve Reform, 17. ve 18. yüzyılda Aydınlanma Çağını hazırladı.
Aydınlanma, insanın kendi eleştirel aklını  kullanmasıdır.
Aydınlanma Çağı, bir özgürlük çağıdır.
Demokrasi, insan hakları, eşitlik, bilim çağıdır.
Tarihsel olarak da kapitalizmin bu çağdan sonra geliştiğini görüyoruz.
Sanayi Devrimi ise işte bütün bu gelişmelerin doğal bir sonucudur.

Savaştan Barışa Geçiş

Kapitalistler,  dünyayı kendi aralarında paylaşamadılar.
Bunun sonucu olarak Avrupa kıtasında iki dünya Savaşı çıktı.
Ve bu savaşlar sonucu tam 50 milyon insan yok edildi.
Avrupa’da barışı korumak için Avrupa Birliği (AB)’nin temelleri atıldı.
AB, barışın, demokrasinin, istikrarın, güvenliğin adresi olmayı başarmıştır.
Savaşlardan barış sürecine geçilmiştir. Ve yeni bir dünya doğmuştur.

Nasyonalizmden Kurtulmak Gerek

Ancak bu yeni dünyada şimdi yeni sancılar çekilmektedir.
Belki de bunlar yeni dünyanın doğum sancılarıdır.
Hitler,  6 milyon Yahudiyi fırınlarda yaktırdı.
Çünkü nasyonalizm varlığını “öteki” ve  “düşman” yaratmaya borçludur.
Demokratik hukuk devletinde ne “öteki” ne de bir “iç düşman” olur.
Herkes eşit haklara sahiptir.
Şimdi hedefteki öteki  “islam” ve “müslümanlar” dır.
Oysa İkinci Dünya Savaşı sonucu nasyonalizm ölmüştü.
Şimdi ise nazizmin, nasyonalizmin yeniden hortladığını görüyoruz.
Neden?
Çünkü dünyada büyük bir ekonomik ve mali kriz yaşanmaktadır.
Böyle durumlarda nasyonalistler insanlara yanlış hedefler gösterirler.
Bu dün “Yahudiler” idi; bugün ise “Müslümanlar” dır.
Burada yerleşik demokratik partilere büyük görevler düşmektedir.
Onlar, halka doğru hedefler göstermelidirler.
Halktaki hoşnutsuzluğu kendi partilerine kanalize etmeliler.
Avrupa’da halkın yüzde 20’si bir hoşnutsuzluk yaşamaktadır.
Bunun için oylarını nasyonalist partilere vermektedirler.

Almanya Örneği

Oysa Almanya’da nasyonalistlerin aldığı oy oranı yüzde üçü geçmiyor.
Çünkü Almanya’da  nasyonalizmi frenleyecek tarihten gelen bir kültür  mirası vardır.
Orada islam ve yabancı düşmanlığı bir tabudur.
Alman Dışişleri Bakanı, “Hoşgörünün hakim olduğu Hollanda gibi bir ülkede aşırı sağcı
PVV partisinin yüzde 15 oy alması utanılacak bir durumdur,” diyor.
Almanya’da da elbette göçmenler arasında işsizlik, okul terkleri eğitim düşüklüğü gibi sorunlar vardır.
Ancak devlet, demokrasi ve siyasi partiler niçin vardır?
Almanya, 1949 da Anayasasında üyesi olmayan partilere izin vermiyor.
Çünkü Hitler de aynı yöntemi uyguladı. Şimdi de Wilders’in partisinin üyesi yoktur.
Bir milletvekililin bir önerge verip Meclis’te bu konuyu çözmesi gerekiyor.
Üyesi olmayan partiler kurulumaz.
Almanya’da özellikle ARD televizyonu her akşam Yahudi kıyımını izleyicilerine sunuyor.
Tarih fikrini canlı tutuyor.
Geçmişten ders alıp ileriye bakmak gerekiyor.

Yeni Bir Dünya Doğuyor

Yeni bir dünya doğuyor.
Nasıl ki, ufuktan güneşin doğuşunu görüyorum.
Barış, demokrasi, refahın kaynağı yeni bir dünya düzeninin de doğduğunu
öyle görüyor ve hissediyorum
Orta Çağ’ın karanlığından Yeni Çağ doğdu.
Tarihin akışı her zaman ileriye gitmektedir.
Bu yeni dünyada nasyonalizme, nazizme artık yer olmayacaktır.
Barış, demokrasi ve insan hakları temelinde yeni bir dünya doğuyor
Bilimin, aklın, uygarlığın geliştiği yeni bir dünya.
Bu yeni dünyada herkese yer olacaktır.
Ve herkes tüm özgürlükleri doya doya yaşayacaktır.