Yazdırdığınız Makale: ATIP TUTTURAMAYANLAR.


ATIP TUTTURAMAYANLAR

 
Siyasi hareketlilik devam ediyor. Dün Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç şehrimizi ziyaret etti. Mitingini yaptı, miting analizcilerine iş düştü, toplanan kalabalıkla ilgili yorumlar yapıldı. Derken bir yoğun Salı gününü daha atlatmış olduk.
   
Dünle bugünle ondan önceki günle ilgili atıp tutanlar, işine geldiği gazeteleri dolduranları şaşırmadan izledim, izliyorum. Hele hele hayır kampanyası yürüttüğünü sanan tarafsız gazetenin yazılarını hiç kaçırmıyorum. Çok tarafsızca yürüttükleri ve yayın ilkelerinin hep tarafsız bağımsız gibi kelimelerle sakızlandığı yayın çizgileri, çok eğlenceli…Bizzat tarafsız gazete tarafından yürütülen hayır kampanyası işte, gerisini siz düşünün…
   
Yahu gazetecilik nedir, yazarlık nedir nasıl yapılır diye bir zamanlar örnek aldığımız adamların bu hallere düşmesi de ayrı bir üzüntü…Gazetecilik, yazarlık kalem tutma işleri elbette okulunu okuduğum, eğitimini aldığım bir iş değil ki sanmıyorum öyle bir eğitimi olanı, ancak gelin görün ki ben bu yazarlık mevzusunda bu adamlardan esinlenerek başladım.  Yazarız çizeriz, beğenen de olur beğenmeyen de, hatamızda çok olur doğrumuz da ama sonumuz böyle olmasın diye dua ederim bundan sonra…
   
Adam çıkıyor yazıyor, sanki tek yazar o, bu memlekette, tek eli kalem tutan, tek bilen! O dedi ya tamam tartışması bile olmaz bu işin, o yazdı ya…Bir de ilginç yanı hep aynı fıtratta insanların yazı yazdığı yer oluyor git gide…Tek tip yazılar…Aynı dil ve kalemden çıkmışçasına tek tip. Oysa ki yılların gazetesi, her kesimce temsil edilen…Yine oradan bir yazar çıkıyor memlekette, kalem tutan yazanlar hep şöyle böyle yazıyor diye eleştiriyor, her kimse bu artık! Uzun lafın kısası, bir amaç ve doğrultuda yazdığı apaçık belli olan ve bunu her konuda dile getiren bir yayın politikası izleyipte sonra ben tarafsızım halkın yanındayım demenin bir anlamı yok. Diyor ya başbakan taraf-bertaraf meselesindeki gibi, ha siz bunu da yanlış anlamışsınız ama yapacak bir şey yok anladığınız gibi de olur, oda uygundur…
   
Bütün bu olduğu yerde ateş küpü kesilmenin, planlı programlı manşetleri doldurmanın tek bir açıklaması var…Eleştirmede sınır tanımayan ve her şekilde vurabilmenin diğer adının “özgürlükler kısıtlanıyor” olduğu bir muhalefet anlayışının tek bir anlamı var…Muhalefet olsun diye muhalefette olmanın yada yarın muhalefet olmamak üzere menfaat sağlamak için muhalefet etmenin tek bir anlamı var...İktidar olamamanın verdiği hırs,acı,keder…Bu muhalefeti, menfaatleri uğruna yapanlar için anlamı ise, iktidar olmak için savaş, olamıyorsan etki altına al ve menfaat sağla…Politikaların bu olduğu bir memlekette siyaset yapmak ne kadar anlamsız değil mi? O zaman bence de açık açık taraf ol yada bertaraf ol…Bu siyasete mantıklı bir yolda bu olsa gerek…

Şehir dertli bu konuda dertli…Ben buradan yine bir çağrıda bulunmak isterim ama öyle duyarlı aydınların olmadığı bir kentiz ne de olsa…Referandum maddelerinin aydınlar tarafından veya aydın olduğunu iddia edenler tarafından halka açık tartışılmasını talep ediyorum. İlgili örgüt veya kurumların yansız olarak düzenleyeceği bir toplantıda,tartışma ortamında bu konuların uzun uzadıya konuşulmasını gerekli görüyorum. Kim neden hayır kim neden evet diyor anlatsınlar bize…Atıp Tutmakla olmuyor bu işler, Aydınsan bilgiliysen çıkar anlatırsın bizde öğreniriz!