Yazdırdığınız Makale: AK-PARTİ HÜKÜMETİNİ DEĞERLENDİRİRKEN....


AK-PARTİ HÜKÜMETİNİ DEĞERLENDİRİRKEN...

 
Eğer Türk milleti, bugün ortaya çıkan siyasi iradesini ABD’deki neoconlara, İsrail lobilerine, Türkiye’de faaliyet gösteren istihbarat örgütlerine ve onların içerideki işbirlikçilerine karşı güçlü bir şekilde koruyamazsa, yeniden karanlık günlere dönecektir.

Aydınlarımıza Einstein’ın “İzafiyet Teorisi”nin sadece evrendeki fiziksel olayları anlamakla ilgili bir düşünme tarzı olmadığını, bu teorinin sosyal ve siyasal olayları anlamada da kullanılabileceğini hatırlatmak isterim. Elbette teorik düşünmede kendimize bir sınır koymamalı ve mükemmeliyetçi olmalıyız. İdealizm (ülkücülük) denilen şey de belki budur. Uygulamalarla ideal fikirler arasında her zaman birebirlik bir uyum sağlanamaz; çünkü idealler, tabiatı gereği, hayata dair unsurlarla zenginleştikçe ideal olmaktan çıkarlar. İdeal olan, “ulaşılamayan” demektir. İşte bu yüzden, olaylara bir yöntem olarak göreceli yaklaşmak daha gerçekçidir. Bana göre bu yönteme “göreceli (izafi) yaklaşım” diyebiliriz. Bir an için kendimizi sahabelerle mukayese ettiğimizi düşünelim; utanç içinde kalır ve aynaya bile bakamaz hale geliriz. Ama hayatı boyunca Müslümanlara kötülük yapmış Ebu Leheb ve Ebu Cehil’e göre kendimizi çok daha iyi bir konumda görebiliriz. Rahmi Koç’a göre fakir olan biri, asgari ücretle aile geçindirmeye çalışan birine göre zengin sayılabilir. İşte izafiyet böyle bir şey… Bütün bu harmanlamayı, bugünkü AK-Parti Hükümetini değerlendirirken, önceki hükümetlerin neler yaptıklarını, hatta neleri yapamadıklarını düşünerek değerlendirmenin daha sağlıklı olacağını düşünüyorum. İşte bu değerlendirmeleri yaparken izafiyet teorisinden yararlanmayı ihmal etmeyelim ve geriye doğru zihinlerimizi bir yoklayalım.

Elimizdeki nitel verilerle daha önceki hükümetlerin icraatları veya icra edemediklerini, bugünkü AK-Parti hükümetinin icraatları ile karşılaştırarak daha sağlıklı değerlendirmeler yapmak mümkündür. Karşılaştırmalar nesnel (objektif) bir yaklaşımla yapılmazsa, önyargılar ağır basar ve ülkemiz için gerçeği görmemiz zorlaşır. İşte önyargısız bir şekilde bu karşılaştırmayı yaptığımda, “Tayyip Erdoğan gitsin de ne olursa olsun” diyenlere katılamıyorum. Müsaade edin de, benden sonra çocuklarımın ve torunlarımın yaşayacağı güzel ülkemde, yapılan iyi ve kötü icraatları özgürce tartışayım. Olaylara, gözünü kıskançlık, haset ve iktidar hırsı bürümüş muhalefet partileri ve mensupları gibi bakmak zorunda değilim.