Yazdırdığınız Makale: İŞ ADAMININ ÖĞÜTLERİ (!).


İŞ ADAMININ ÖĞÜTLERİ (!)

 

            Herkes bir amaç için yaşar. Bir başka deyimle; herkesin bir amacı olmalıdır. İnsanı, insan olmayan canlılardan ayıran özellik de budur.

            Meslekler, insanları amacına ulaştıran araçlardır.

            Manav, doktor, öğretmen, tüccar, mühendis, gazeteci, berber, devlet adamı, çiftçi, memur, ayakkabı tamircisi ya da asker olmak istemeniz, bu unvanlarınızla anılmaktan çok, bu görevlerinizi, elbette önce kendinize, sonra da içinde yaşadığınız topluma ve giderek ülkeye hizmet etmek için seçmiş olmalısınız.

            Rahmetli şair, yazar ve gazeteci Orhan Seyfi Orhon’da bir şiirinde, Tanrı’ya;

            “Dalalette bırakıp da insanı,

            Yapma arzın en korkulu hayvanı,

            Unutturma insanlığı, vicdanı,

            Bizi sana layık olan kullar et.”

diye yakarmıyor muydu?...

            Uzun yıllar önce bir yazımda: “Birbirimizi yükselterek yükselmek yerine, birmbirimizi batırarak alçalıyoruz” demiştim de, karşı çıkılmıştı; “Başkalarını yükselterek değil, başkalarını batırarak yükselebilirsiniz” denmişti.

            Maddeyi, herşeyin önüne koyan görüş bu.

            Şimdi, yazının başlığına gelelim. Neymiş iş adamının öğütleri?

            Ürettikleri ülkemizin her yerine ulaşan bir iş adamı. Bir kaç ilde çiftlikleri de varmış. Yaş; 75-80 gibi gösteriyor. Daha çok ya da daha az da olabilir.

            Bir kaç gün önce geceyi Gümüşhane’de geçiren, ertesi gün Kelkit’e geçen, yaptırdığı okulları gezen, annesinin mezarını ziyaret eden, dostlarıyla görüşen, organik tarım yetkililerinden bilgi alan, ilin ve ilçelerin sorunlarının çözümü için katkı sözünde bulunan, değerli hemşehrimiz Aydın Doğan’a öğütler veriyor diğer iş adamı:

            “Uçakla iş yerine inecek, gerekli bilgileri alacak, denetimini yapacak, geldiğin gibi döneceksin. Oysa ki sen; hanımın memleketine uğruyor, kendi ilçende dostlarınla görüşüyorsun, mezarlık ziyaretinde bulunuyorsun, zamanın çoğunu bu şekilde geçiriyorsun, böyle para kazanılmaz, böyle başarı yakalanmaz!....”

            Eğer çok para kazanmanın ötesinde; hastalarını, yakınlarını kaybetmiş kişilere, mezarlık ziyaretlerine, dostlarınıza, baba ocağına, yoksullara el atılmadığı, güç katılmadığı için verimli çalışmayan eğitim yuvalarına, kamu kurumlarına, insanlık borcunu yerine getirmek gibi bir amacınız yoksa, hedefinizi; (ilerleyen yaşınıza rağmen) yalnız ve yalnız para kazanmak, karunlar gibi zengin olmaksa, iş adamının öğütleri yerindedir.

            Diyelim ki; o iş adamının öğütlerini tuttuğunuz için çok, çok para kazandınız, uçaklarınız, yatlarınız, fabrikalarınız, arsalarınız, apartmanlarınız, yalılarınız oldu ama; gözleriniz iyi görmüyor, dizleriniz tutmuyor, şekeriniz, tansiyonunuz, kolestrolünüz yükseliyor, ağrılarınız artıyor, yaş kemale ermiş, onca dünya malı ne olacak?!...

 

            Sayın Doğan, siz yine bildiğiniz gibi yapın.