Yazdırdığınız Makale: ACİLİYETSİZ ACİL SERVİS.


ACİLİYETSİZ ACİL SERVİS

 

            Bir insanın en değerli serveti olan sağlık, günümüzde ne kadar önemseniyor. Yada ne kadar önemsiyor birileri, halkının sağlığını. İşte bu noktada tüm gerçekleri gözler önüne seren bir olay yaşandı geçtiğimiz günlerde. 

            Şehrimizin neredeyse merkezi kabul edilecek bir noktada, Gümüş Otel önünde bir kaza meydana geldi. Can kaybının olmadığı kazada, bir vatandaşımız yaralandı. Kırık yada çıkık olabileceği gerekçesi ile yerinden kaldırılmayan vatandaşın taşınması için ambulans çağrıldı. Ne hikmettir ki, bu güne kadar hiç trafik sorunu yaşamayan Gümüşhane’de, Ambulans olay yerine 15 dakika gibi bir sürede geldi. Gelen ambulansın içindeki personelde son derece işini biliyordu hani. Yaralıyı ambulansa ters bindirecek kadar uzmandılar. İşte size 21. Yüzyıldan sağlık manzaraları.

            Peki, sebep ne? Neden 112 acil servis, neredeyse bize komşu ilçeler kadar uzaklığa kurulmuş? Ya da bu servise personel ataması yapılırken dikkate alınan şartları kimler belirliyor? Bu konularda, sorduğumuz sorulara cevap alamayacağımız iyi biliyoruz. Çünkü, yapılan yanlışların arkasında durmaktan kaçınan yapımız gereği, bu yanlışlarında arkasında durulmaması gerek. Ancak belki şu noktaya çözüm arayabiliriz. Şehrin göbeğindeki onca mekânı parselleyip boş boş bekleten, hatta daha kötüsü çürümeye terk eden idaremiz, neden 112 acil servis için şehre daha yakın bir noktayı parsellememiş.

            Sağlık sektöründe skandalların hiç bitmeyeceğini bundan çok önce yazdığım bir yazıda belirtmiştim. Ancak burada suçu, ne işi bilmeyen personele, nede skandallara karışan sağlık hizmetlilerine yıkmak doğru olmaz. İçinde bulunduğumuz yapı gereği, torpil denen hırsızlığı önleyebilmek amacı ile, sınav sistemi ile atama yöntemine geçilmiş. Söylenene göre bütün atamaları bilgisayarlar, matematiksel olarak yaptığı için torpil olmuyormuş. Pek inandırıcı bulmasak da inandırıcı olduğunu kabul edelim. Ben işimi çok seven ve iyi bilen biri olayım. Birde işin acemisi, sadece devletten maaş almak amacında, hiçbir şeyi umursamayan birinin varlığını kabul edelim. Bilgisayar vasıtası ile ikimizden birinin atanacağını varsayalım. Bu bilgisayar, bu iki insandan hangisinin daha yararlı olabileceğini nereden anlıyor merak ediyorum. Ben hemen hemen her gün yüzlerce bilgisayar görüyorum. Hatta görmekle kalmayıp tamirlerini bile yapıyorum. Ancak bu güne kadar, insanların yeteneklerini ve düşüncelerini değerlendiren bir bilgisayar görmedim. Peki, siz nasıl bir insanın hayatını, dolaylı yoldan bir bilgisayara emanet ediyorsunuz? Ediyorsanız tabii.

            İşte görevini yerine getirirken, insan olmanın ve insanlara karşı borçlu olmanın gereklerini unutanların bizleri getirdiği nokta gayet açık. Ancak ne yazık ki, geldiğimiz bu noktadan çok daha karanlık noktalara gideceğimizi üzülerek söylemek istiyorum. Çünkü bu gün sırf devletin verdiği üç kuruş için iş diye feryat eden, başkalarının hakkını çalmaktan hiç korkmayan, torpil için hak talep eden ve talebe cevap verenlerin var olduğu bir toplum karanlığa gömülmeye mahkûmdur. Ne yazık ki, saydığımız türden insanların varlığı dürüstleri azınlıkta bırakabilecek sayılara ulaşmış durumdadır.

            Yaşayacağı bir ömürde, sırf daha fazla kazanabilmek için hırsızlığın herhangi bir türüne bulaşan insanları engelleyebilmenin tek yolu, onlara hesap verecekleri günü benimsetmektir. Siz çeşitli sebeplerle insanları bu gibi inanç değerlerinden uzaklaştırırsanız, karanlığı yakınlaştırmış olursunuz. Karanlığı yenmek için, bir mumda siz yakın diyor, saygılar sunuyorum. Esen Kalın.