Yazdırdığınız Makale: KINAMAK YETERLİ Mİ?.


KINAMAK YETERLİ Mİ?

 

     Artan terör olaylarında şehit düşen güvenlik görevlileri için yetkili yada yetkisiz ağızların klasik kınama sözcüğü ile olayları protesto etmesi yüreklerdeki yangını söndürmeğe yetmiyor.
     Kınamak yeterli mi? Asla! Kesinlikle yeterli değil. Eylemlerin protestosu kaybedilen canları geri getirmediğine göre olsa olsa bunlara sebep olanların ayni akibete uğramaları ve uğratılmaları belki bir teselli kaynağı olabilir. Kınama, arı, namusu ve insanlıktan az çok nasibini alanlar için belki bir mana ifade eder. Ne var ki 22 yıldır kınanan teröristler kınanmadan utandılar da eylemlerinden vazmı geçtiler sanki. Efendim bırakın bu modası geçmiş üslupları. Bıçak kemiğe dayandı. Halkımız inandırıcı ve kesin açıklama beklentisi içerisinde. Haksız da değiller.
     Terörün; teröristin kullandığı yöntemlerin çok daha etkilisi olan karşı yöntemlerle önlenebileceği gerçeğini artık kabul etmemiz gerekiyor. Bence zamanı geldi ve de geçiyor bile. Hukuk devletiyiz. Evet hukuka bağlı kalacağız ama herkes bu kurallara uymalı. Bir taraf boğazlarken diğer taraf boynunu koyun boynu gibi uzatmamalı.
      Fidan gibi gençler acımasızca katlediliyor, tepki gittikçe büyüyor. Vatandaş çözüm için inandırıcı yaptırımlar bekliyor. Vatan ve milletimiz için canımız tabii ki feda olsun. Görev yaptığım Siirt’te 10 Eylül 1989 tarihinde terör kurbanı üç şehit eğitimcinin cenaze töreninde; dönemin valisi sayın Atilla KOÇ; “Biz ölüme düğüne gider gibi gideriz. Ancak bu kalleşçe olmamalıydı” demişti. Bu tümce kulaklarımdan hiç mi hiç çıkmadı.
     Üç askerimiz kalleşçe katledildi. Şehit oldular. Hem de Gümüşhane kırsalında. Bölge komutanı ve İl Yöneticileri dışında diğer devlet yetkililerinden ses çıkmadı. Yüreğimiz param parça. Duygularımız doruk noktasında. Bilinmez ama keşke fırsat verilseydi de haykırabilseydik. Çünkü; yazarları, çizerleri, şairleri, sanatçıları haykırmayan bir millet yakınları ölmüş öksüz çocuk gibidir.