Yazdırdığınız Makale: DÜŞÜNEN VE ÜRETEN BEYİN GEREKLİ.


DÜŞÜNEN VE ÜRETEN BEYİN GEREKLİ

 
        Bu ülkenin, düşünen ve üreten beyinlere gereksinimi var.

        Diyelim; bir kamu kuruluşunda çalışıyorsunuz, size verilen görevi aksatmadan yerine getiriyorsunuz. Güzel, ama yeterli değil. Yaptığınız görevi, daha verimli kılmak, daha az zamanda, daha çok iş çıkarmak için, sürekli düşünmeli, düşündüğünüzü gerçekleştirmelisiniz.

        Diyelim; esnafsınız, tüccarsınız, müşterileriniz var, onların ihtiyaçlarını tespit edip getiriyor, satıyorsunuz.

        Piyasayı sürekli izlemelisiniz. Nerelerde neler üretiliyor, maliyetler çıkıyor mu, iniyor mu. Neyin yerine neyi koyabilirsiniz. Vitrinlerinizi nasıl düzenleyebilir, çeşidinizi nasıl artırır, müşterilerinizin sayısını nasıl çoğaltabilirsiniz. Müşterileriniz sizden ne bekliyor, neden hoşlanıyor, ya da hoşlanmıyor. Vatandaş ne bekliyor. Tüm bunlar beyninizi meşgul etmeli.

    Diyelim; mali müşavir, ya da muhasebecisiniz. Göreviniz sadece defterleri işlemek,beyannameleri doldurmak, ödeme günlerini tüccarınıza anımsatmaktan ibaret olmadığını elbette biliyorsunuz. Defterleri işlemenin, beyannameleri doldurmanın ötesinde ticarete yön verme ödeviniz de var. Dünyayı ne bekliyor. Savaşlar, afetler nasıl etki edecek. Alımlar, satımlar açısından neler azalacak, neler artacak. Piyasadan neler çekilecek, ya da piyasaya neler girecek. Bankacılık sektöründe neler olacak, faizler nasıl seyredecek. Hangi sektörde değişmeler, gelişmeler, ya da gerilemeler olacak. Rakamlarla uğraşırken, önce kendi içinizde bunları da sorgulayacak, sonra da ticareti yönlendireceksiniz.

            Diyelim; yöneticisiniz, çok kolay olmayan bir görevi üstlenmiş olduğunuz bilincindesiniz kuşkusuz.

            Kimleri ön plana çekecek, kimleri beklemede, ya da denemede tutacaksınız.

            İyi bir ekip kurmak başarıya giden yolu açacaktır.

            Kurtuluş savaşında İsmet Paşa'nın Batı Cephesi Komutanlığına getirilmesine (rütbece büyük olanlar) sitemlerini Atatürk'e ilettikleri zaman, Atatürk kendilerine: "Savaşı rütbeler değil, kafalar kazanır." Yanıtını vermişti.

            Büyük işler başarmak için, kocaman, kocaman unvanlara, çarşaf çarşaf (çok kolay elde edilmemesine karşın) diplomalara değil, düşünen, üreten, düşündüğünü ve ürettiğini hayata geçirenlere gereksinim vardır.

            Her şey, her başarı, her hizmet, insanın kendini keşfetmesiyle başlar.

            Tebrizli Şems de öyle demiyor muydu: "Bütün peygamberlerin çalışıp can vermeleri bunun içindi. Bunu arıyorlardı. Bütün alem bir kişidedir. İnsan kendini bildi mi, her şeyi bildi, demektir".

            Sadece verilen görevi yerine getirmek yetmiyor. O görevi ve daha başka görevleri daha verimli kılmak için sürekli düşünecek sürekli üretecek beyinlere ihtiyaç var. Mevcudu koruyarak bir yere varamayız.