Yazdırdığınız Makale: AMACIMIZ İNCİTMEK DEĞİL.


AMACIMIZ İNCİTMEK DEĞİL

 
    Yeni bir yıla kurban bayramı ile birlikte gireceğiz. Bayramlar geçmişi geleceğe bağlayan sevgi ve dostlukların pekiştiricisi olarak bilinen anlamlı günlerdir. Yeni yılınızla birlikte mutluluklara vesile olmasını diliyorum ve tebrik ediyorum.
    Dargınların, küskünlerin barışmasına da katkı sağladığını bildiğimiz manevi anlamı yüksek olan bayram münasebetiyle bize göre yok ama üzdüğümüz okurlarımız olabilir endişesi ile onların gönlünü almak ve bu manada özür dilemek de tabii ki görevimiz.
    Yıl boyunca yazdığımız yazılarımızda, haberlerde ve yorumlarda toplum yararına olabilecek konuları ve doğruları gündeme getirdik ve birlikte irdelemeye özen gösterdik diyebilirim.  Kişileri ve tüzel kişilikli kuruluşları yerden yere çalan, onları örseleyen ve öteleyen yazıları konumuzun dışında tutmaya çalıştık.
    Yazacaklarımın hakaret sayılacağı, neyi eleştirirsem birileri alınacak, gocunacak, üzülecek, yakınları ve taraftarlarının yada hasımlarının gözünde küçük düşecek diye uzun süre düşünüp üslûbumuzu yumuşatmaya çalıştığımız çoğu zamanlar olmuştur. Buna rağmen aldığım tepkilerden anlıyorum ki incitici yazılarda yazdığımız oluyormuş. Bir alınganlık eseri olan okurlarımın bu tavrını "dostun bir tek gülü yaralar beni" söylemi kapsamında kabul ediyor ve olabildiğince hata yapmamaya da özen göstereceğimi sanıyorum.
    Yazılarımızı  beğenmeyen olsa da, bunlar benim için hepsi bir gerçektir ve hakaret de değildir. Onların farklı düşüncelerine saygılı olmalıyım ki kendimin doğru saydıklarıma güvenim daha da artsın. Çünkü güvenli bireyler güvenli toplumları oluşturur. Güvenli toplumlarda özgür toplumlardır.
    Dedikten sonra yeniden bayram konusuna dönelim. Asgari ücretin açlık sınırında bile olmadığı bir ülkede ve bu şartlar altında asgari ücret yerinde sayıyorsa kimileri için bayram gelse de gelmese de fark etmez. Ne diyelim: Bayram geldi neyime, kan damlar yüreğime. Geriye kaldı gülüp oynamak ki onu da zaten yapıyoruz.