Yazdırdığınız Makale: İRAN ŞAHI RIZA PEHLEVİ'NİN GÜMÜŞHANE ZİYARETİ (14 HAZİRAN 1934).


İRAN ŞAHI RIZA PEHLEVİ'NİN GÜMÜŞHANE ZİYARETİ (14 HAZİRAN 1934)

 
        İran Şahı Rıza Pehlevi'nin Hayatı         

        İran I. Dünya Savaşı'ndan önce Büyük devletlerin bu ülkeyi kendi kontrollerine almak için aralarında yaptıkları mücadeleler esnasında bağımsızlığını kaybetmişti. İran'da hüküm süren Kaçar Hanedanı da Osman Hanedanı gibi ülkelerini mutlak monarşiyle yönetmişlerdi. Oldukça sıkıntılı dönemler geçirmiş olan İran halkı için Rıza Şah ülkesinin ve milletinin bağımsızlığını kazandıran bir kurtarıcı olmuştu.[1]       

        Rıza Şah İran'ın pek eski ve büyük bir ailesine mensuptu. Bu aile uzun yıllardan beri Mazandara'nın Savat-kuh denilen havalisinde yaşardı. Bu ailenin şeceresi İran ırkının en temiz ve en soylu unsurunu temsil ediyordu. Rıza Şah 16 Mart 1878 tarihinde Savat-kuh Aleşt kasabasında dünyaya geldi.[2] Rıza Şah'ın babası Abbas Alihan Savat-kuh'unda Dördüncü İran Ordusu'nun Piştar Alayı'nda mertliği ve dürüstlüğü ile şöhret kazanmış bir subaydı. Büyük babası Murat Alihan ise 1856'da Herat Harbi'nde şehit olmuştu. Rıza Şah amcası General Nasrullah Han'ın maiyetinde bir asker gibi yetişti. 1900 senesinde henüz 22 yaşında iken Kazak Alayı'nda subay olarak görev aldı. Bu tarihten sonra kısa sürede kendisini orduya sevdirmeyi başaran Rıza Şah 21 Şubat 1921 tarihinde ordu kumandanlığında bulunduğu sırada Başkumandanlık Harbiye Nazırlığı görevine getirildi.[3] Rıza Şah 23 Ekim 1923 tarihinde Başbakanlık görevini de üzerine alarak İran yönetimini tamamen eline geçirdi. Bu dönemde Ahmet Han'ın Avrupa'da olması nedeniyle ülke içerisindeki karışıklıklara bir türlü son verilemiyordu.[4] Nihayet 29 Ekim 1925 tarihinde İran Parlamentosu toplanarak Rıza Şahı Regent yani Saltanat Naipliği'ne getirdi. Ayın otuz birinde ise Kaçarların tahtan indirilmesi ve geçici bir hükümetin kurulması kararlaştırıldı. 12 Aralık 1925'te Meclis toplanarak Rıza Şah Pehlevi'nin İran tahtına getirilmesine karar verdi ve 25 Nisan 1925 tarihinde Rıza Şah Şahlık tacını giyerek İran Şahı oldu.[5]
      
        Rıza Şah İran Şahı olduktan sonra kısa sürede ülkesindeki karışıklığa son vererek iç huzuru sağladı. Daha sonra ülkesinde ıslahatlar yapmaya başlayan Rıza Şah Ordusunu zamanın ihtiyaçlarına göre yeni baştan donatarak modern bir ordu vücuda getirdi. Ayrıca milletini çağdaş medeniyetler seviyesine yükseltmek için büyük gayret sarf eden Rıza Şah sanayi alanında da gerekli ıslahatları yaptı.[6] Ülkesi ve milletinin mutluluğu için yılmadan çalışan Rıza Şah kısa sürede milletinin sevgisini kazandı ve ülkesinin yönetimine tamamen hakim olmayı başardı. Rıza Şah bir taraftan ülkesinde bu ıslahatları yaparken diğer taraftan da komşu ülkelerle iyi ilişkiler kurmayı ihmal etmedi. Rıza Şah'ın ülke yönetiminde etkili olduğu andan itibaren dostça münasebetleri arzuladığı ilk ülke ise Türkiye oldu.[7]    

 
        İran Şahı'nın Gümüşhane'ye Gelişi

        1932 yılında İran büyükelçiliği görevine atanan Hüsrev Bey, Türkiye'den ayrılmadan önce Mustafa Kemal Paşa'ya veda ziyaretinde bulunmuştu. Bu ziyaret sırasında Mustafa Kemal Paşa, Hüsrev Bey'e İran Şahı Rıza Pehlevi ile tanışmak istediğini söylemişti. Hüsrev Bey'de İran'da göreve başlayınca bu isteği Rıza Şah'a iletti. Şah'ta Mustafa Kemal Paşa'yla görüşme arzusunun olduğunu söyledi. Bu noktadan sonra İran Şahı Rıza Pehlevi'nin Türkiye ziyareti gündeme geldi. Ve ziyaret 1934 yılında gerçekleşebildi.

        3 Haziran 1934 tarihinde Ankara'ya gelmek için Tahran'dan ziyaret eden Şah, 10 Haziran'da Gürcübulak sınırından Türkiye'ye giriş yaptı.  Bayezit, Iğdır, Kağızman, Kars, Erzurum, Bayburt, Gümüşhane istikametiyle Trabzon'a varan Şah, buradan da Yavuz Zırhlısı'yla Samsun'a, oradan da 16 Haziran tarihinde Ankara'ya ulaştı. Biz bu yazımızda, Şah'ın Gümüşhane'ye gelişi sırasındaki izlenimlerini sizlerle paylaşacağız.    

 

        "Rıza Şah bir tabur asker, mektepliler ve halkın samimi tezahüratları arasında saat 18.00'da Erzurum'dan hareket etti[8] ve saat 10.30'da Bayburt'a geldi. Şah burada ikametlerine tahsis edilen piyade alayı garnizonunda öğlen yemeğini yedikten sonra yağmur yağmasına rağmen kalabalık bir halk kitlesi tarafından uğurlandı. Erzurum Valisi Necati Bey Gümüşhane vilayet sınırına gelindiğinde Rıza Şah'tan müsaade alırken, Şah Erzurum'da gördüğü samimi kabulden dolayı memnuniyetini dile getirerek Necati Bey'e iltifatta bulundu. Necati Bey'de Kop Dağı'nı süsleyen renk renk kır çiçeklerinden bir buket takdim ederek Şah'a teşekkür etti. Yine bu noktada Gümüşhane Valisi Ethem Bey Şah'a takdim edildi[9]. Saat 17.00'da Gümüşhane'ye gelen Rıza Şah burada da oldukça coşkulu bir şekilde karşılanmıştı. (Gümüşhane halkının İran Şahı'nı ilk karşıladığı yer, Bağlarbaşı Mahallesi'nde bulunan ve günümüzde Fevzi Paşa İlköğretim Okulu olarak kullanılan binanın önüdür.) Askerler, öğrenciler ve binlerce halk candan alkışlarla, büyük misafiri karşıladı. Geceyi Gümüşhane'de geçiren Rıza Şah akşam yemeğini yalnız olarak Vali Konağı'nda yedi. Diğer misafirlere ise hükümet konağında güzel bir ziyafet verildi.

            Bu arada Rıza Şah, Gümüşhane'ye hareketinden önce bu bölgeye müthiş bir dolu yağmış ve Gümüşhane ile Torul arasındaki yol dağdan inen topraklarla tamamen kapanmıştı. Fakat Gümüşhane Valisi Ethem Bey yüz işçi göndererek yolun açılmasını sağlamıştı[10].

        Böylece ertesi gün sabahın erken saatlerinde Trabzon'a doğru hareket eden Rıza Şah Zigana Dağı'nı geçerken yolun Harşit Vadisi'ne hakim bir noktasında durarak buranın askeri açıdan stratejik önemi ve genel harpte burada geçen olaylar hakkında Ali Sait Paşa'nın yaptığı açıklamayı dinlemişti. Bu esnada Şah tabiatın bu yurt parçasına verdiği muhteşem güzellik karşısında yanında bulunan foto muhabirine "Ne güzel değil mi? Bir tablo gibi duran buranın fotoğrafisini alınız..." demiş ve Şah'ın bu isteği hemen yerine getirilmişti. Rıza Şah Zigana Geçidi'nin bel noktasına geldikleri zaman burada kendilerine çay ikram edilmiş ve Şah dağın bu hakim noktasından tabiatın güzelliklerini bir müddet seyretmişti[11].

        Kafile Zigana Geçidi'nden inerken Trabzon Vilayeti sınırına gelindiği için Trabzon Valisi Rıfat Bey de büyük misafiri karşılamaya gelmişti[12]. "

Dipnotlar     


[1] Ömer Erden, Mustafa Kemal Atatürk Döneminde Türkiye'yi Ziyaret Eden Yabancı Devlet Başkanları ve Türk Basınındaki Akisleri, Ata. Üniv. Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Erzurum, 2002, s.3

[2] Vakit, 15 Haziran 1934, S.5903

[3] Ercüment Ekrem, "Şahinşah Rıza Pehlevi Hz. Ve İran İnkılâbı", Cumhuriyet, 26 Haziran 1934, S.3641 

[4] Kamuran Gürün, Savaşan Dünya ve Türkiye, Ankara, 1986, s.194-195

[5] Husrev Gerede, Siyasi Hatıralarım I İran, (Ağustos 1930-Haziran 1934), İstanbul, 1952, s.221-222

[6] Ekrem, "Şahinşah Rıza Pehlevi Hz. Ve İran İnkılâbı", Cumhuriyet, 26 Haziran 1934, S.3641 

[7] Erden, a.g.e., s.3

[8] Bekir Rüştü, "Şahinşah Hz. Gümüşhane'de", Cumhuriyet, 14 Haziran 1934, S.3629

[9] Hakimiyet-i Milliye, 14 Haziran 1934, S.4630

[10] Bekir Rüştü, "Şahinşah Hz. Gümüşhane'de", Cumhuriyet, 14 Haziran 1934, S.3629

[11] Hakimiyet-i Milliye, 15 Haziran 1934, S.4631

[12] Bekir Rüştü, "Şahinşah Hz. Samsun'a Hareket Ettiler", Cumhuriyet, 15 Haziran 1934, S.3629