Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
NAKŞİBENDİYYE TARİKATI


NAKŞİBENDİYYE TARİKATI

Nakşibendiyye tarikatı, Şeyh Bahaüddin Nakşibend tarafından 14. asırda tesis edilen; gizli zikir, masivayı terk etmek ve fenafillah esasları üzerine kurulan, tarihi akış içerisinde değişik isimler alan ve bir çok kollara ayrılan dinin batın ve zahirine uymakla maruf olan ana tarikatlardan biridir.

Bahaüddin Muhammed b. Muhammed el-Buhari 718 h./ 1318 m. tarihinde Buhara’da Kasr-ı Arifan isimli köyde dünyaya geldi. Bahaüddin daha üç günlük çocuk iken, Kasr-ı Arifan’a gelen büyük mürşid Hoca Muhammed Baba Semmasi tarafından manevi evlatlığa kabul edildi. Büyüdüğünde kendisini manevi yönden terbiye etmesi için o sıralarda yanında bulunan Seyyid Emir Külal’e bıraktı.

Bahaüddin Nakşibendî(ks) hazretlerinde manevi mürşidi Seyyid Abdulhalik el-Gücdüvani’nin tesirinin daha fazla olduğu kabul edilmektedir. Nitekim kendisinin Emir Külal’in aksine Abdulhalik el-Gücdüvani’ye uyarak gizli zikiri tercih etmesi bu görüşü teyid etmektedir.

Gizli zikri müdafaa ederek ona göre amel eden Bahaüddin Nakşibendinin bu hareket tarzı, Emir Külal’in müritlerinin şikâyetine yol açmış, fakat şeyh hazretleri her bakımdan çok takdir ettiği Bahaüddin Nakşibendi’nin bu türlü hareketini hoş karşılamıştı.

Nihayet bir gün Suhar’da yaptırmakta olduğu mescid ve imaretin inşaatında çalışan beşyüze yakın derviş arasında Bahaüddin Nakşibend’e bundan böyle hareketinde serbest olduğunu, ister Türk, ister Tacik olsun, faydalı olabilecek her şeyden feyiz alabileceğini söyledi.

Bahaüddin Nakşibend bundan sonra yedi sene Mevlana Arif ile on iki sene de Halil Ata ile sohbet etmiştir. İki kere hacca gitmiş, ikinci gidişinde Hoca Muhammed Parsa’ya refakat etmiştir. Dönüşünde Nişabur ve Herat’a uğrayıp, oradaki bazı büyük şeyhlerle görüşme imkânı bulmuştur.

Bir müddet Merv’de ikamet etmiş, daha sonra tekrar Buhara’ya dönerek ölünceye kadar orada kalmıştır. Emir Külal’in vasiyeti üzerine ölümünden sonra onun halefi olmuştur.

791 h./ 1398 m. tarihinde vefat etmiş, doğduğu yer olan Kasr-ı Arifan’a defnolunmuştur. Ölümünden bir gün önce, müridlerine halifelerinden Muhammed Parsa’ya tabi olmalarını vasiyet etmiştir.

Bahaüddinin “Hayatname” isimli bir manzumesi ve “Delil’ül-Aşikin” isimli tasavvufa dair bir kitabı vardır.

Nakşibendiyye tarikatının kolları; Ahrariyye, Naciye, Kasaniyye, Muradiye, Mazhariyye, Melamiyye-i Nuriye, Camiye, Müceddidiyye ve Halidiyye olup, Gümüşhanevî hazretleri Halidiyye kolundandır.

 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.227 saniyede 7 sorguyla oluşturuldu