Ara
Gümüşhane
Kapalı
6°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,5354 %0.07
49,5729 %-0.06
5.746,23 % -0,12

OTİZM FARKINDALIĞI

YAYINLAMA:

Bu hafta sizleri gündemin tüm konularından sıyrılarak farklı bir bakış açısı ile farklı bir alana çekmeğe çalışacağız.
İnsanoğlu olarak bir sürü hastalık ile uğraşıyoruz, öyle dertler vardır ki beterin beteri varmış türünden… Sonuçta hepsi bizler için birer imtihan… Kanser, Verem, Parkinson gibileri akıllarımıza kazınanlardan bir kaçı… Fizyolojik hastalıklardan ziyade öyle korkutucu psikiyatrik hastalıklar var ki içler acısı. Tüm bunlar bir yana çağ öyle bir hastalıkla tanıştı ki ne kansere benziyor ne Parkinson’a… Çağın fark edilemeyen ancak başa gelince anlaşılan hastalığı OTİZM
Öncelikte Otizm Nedir? Otistik kavramı üzerine biraz açıklama yapacak olursak:
Otizm, sosyal ve iletişim becerilerinin oluşmasını etkileyen bir genel gelişim bozukluğudur. Otizm genellikle 2 yaşından itibaren ortaya çıkar. Otistik çocuklar genelde öğrenme ve algılama bozukluğu çekerler. Otistik çocukların büyük bir bölümünde farklı seviyelerde zekâ geriliği görülse de zekâ seviyeleri normal olan otistik çocuklarda vardır. Ancak genel zekâ seviyeleri ne olursa olsun, otistik çocuklar çevrelerindeki dünyayı algılamakta bir zorluk çekerler. Bir annenin doğum sonrası çocuğunun özürlü olma oranı % 2 dir. otistik olma ihtimali % 0.5 ' tir. Otizm erkek çocuklarda kız çocuklarından 4 kat daha fazla görünmektedir. Asperger sendromu ve Rett sendromu olarak bilinen otizm formları da bilinmektedir.
Otizm belirtileri nelerdir? Otistikleri, etkilenme dereceleri değişse de bir takım ortak belirtiler görülür. Sosyal ilişkilerde güçlük, Konuşma güçlüğü. Sözsüz İletişimde zorlanma. Oyun oynama ve hayal kurmada güçlük çekme. Değişiklere karşı tepki ve direnç gösterme… Otistik bir çocuk; Başkalarına ilgisizdir, göz temasından kaçınır. Başkaları ile kendiliğinden temas kuramaz. İsteklerini bir yetişkinin ellerini kullanarak belirtir. Diğer çocuklarla oynamaz. Sürekli bir konu üzerinde konuşur. Tekrarlar fazladır. Sebepsiz şekilde ağlar, güler ve sebepsiz davranışlarda bulunur. Anlamsız sözleri üst üste tekrarlar. Nesneleri tutup sürekli döndürmekten hoşlanır. Değişikliklerden hoşlanmaz. Yaratıcılık gerektiren oyunları oynamaz. Bazıları yaratıcılık gerektirmeyen bir takım işleri oldukça hızlı ve iyi yaparlar.
Otizmin sebebi nedir? Tedavisi var mıdır? Otizme neyin sebep olduğu henüz net olarak bulunamamıştır. Ancak son dönemdeki araştırmalar, otizmin genetik bir rahatsızlık olduğu görüşünü kuvvetlendirmektedir. Otizmin kesin tedavisi için henüz herhangi bir ilaç mevcut değildir. Otistik çocuklarının kullandığı ilaçlar genelde hiperaktiviteyi azaltan, dikkatin yoğunlaşmasına yardımcı olan, dolayısıyla çocuğun eğitiminden daha çok faydalanmasına destek veren yardımcı ilaçlardır. Son zamanlarda bu alanda da gelişmeler göstermiş ve özellikle otistik çocuklarda öğrenmeyi engelleyen kurşun gibi ağır metallerin vücuttan atılmasına yardımcı olarak ithal ilaçlar ile ilerlemeler kaydedilmiştir. Otizmde erken tanı ve özel eğitime erken yaşlarda başlanması çok önemlidir. Bahsedilen belirtileri sergileyen çocukların ailelerinin en kısa zamanda aile hekimi, çocuk doktoru ya da çocuk ve ergen ruh sağlığı uzmanına başvurması önerilmektedir.
Otistik çocuklar yaşıtları gibi yemek yeme alışkanlıkları yoktur, onlar sulu gıdalı yemekler genelde yemezler haliyle bağırsakları yaşıtları gibi çalışmaz ve boşaltım işlevi görmez bu sebeple ağır metallerin vücuttan atılımı uzun zaman alır. Bu atılımı hızlandırmak için hiperbarik oksijen tedavisinden yararlanılır. Son uygulama olarak bu çocuklarda diyet uygulamasıdır. İthal ilaçların kullanımı ile birlikte diyet de glütensiz malzemelerden yapılmış ekmek vb. gıdalar kullanılır.
Bu konuya neden değinmemiz gerektiği konusuna gelince;
Birincisi 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü, Nisan Ayı Farkındalık Ayı… Sosyal sorumluluklarımızdan…
İkincisi bu hastalığı bilmediğimiz ve tanımadığımız için otistik çocukları, spastik çocuklarla karıştırarak nasıl davranacağımızı bilmiyoruz. Haliyle rencide edici tavırlarda bulunabiliyoruz.

Üçüncüsü otistik çocukları olan aileler, bu çocukların tedavileri için binlerce lira masraf yapıyorlar o da imkânı olup yapabilenler ve devlet bu masrafları ya da bir kısmını karşılamıyor. Aileler bir yanda masraflarla boğuşurken diğer yanda iş yerlerinden izin alamama gibi sorunlarla da karşılaşıyorlar. Zira resmiyette ortada net olarak bir hastalık durumu yok. Bu ailelerin bir de toplum içerisindeki psikolojilerini düşünün…

……..

Sloganlarımız
“Otizme bir eksiklik değil, farklı bir yetenek olarak bakmak gerekir.
Farkına var, Otizme ayna ol.
Farkında olmadan yenemezsin.
Sevgi, Şevkat, yapabileceğine inanarak yaklaşmak…”

Farkı fark et…

Sevgi ve Saygılar.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *