Cumhuriyet Bizim En Büyük Bayramımızdır
29 Ekimde
Rüzgâr bile başka eser o gün bayraklar başka dalgalanır. Sokakta yürürken çocukların gözlerinde bir ışık görürsün; o ışık, yüz yıl öncesinden bize mirastır.
Cumhuriyet…
Kimi için bir tarih, kimi için sadece bir kelime… Ama aslında Cumhuriyet, yoksulun sofrasında paylaşılan son lokmadır, karanlıkta bir mumun ışığıdır, bir köy okulunda “Atam” diye başlayan ilk cümledir.
Düşünsenize… O günlerde ne imkân vardı, ne rahatlık. Ama vardı bir inanç:
“Bu millet kendi kaderini kendi çizecek.”
Ve bir adam çıktı; Mustafa Kemal Atatürk.
Yorgun, ama asla umutsuz olmayan bir milletin yüreğine ışık yaktı.
Dedi ki: “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.”
İşte o söz, hepimizin yüreğine kazındı.
Bugün, Cumhuriyet sayesinde konuşabiliyoruz, okuyabiliyoruz, düşünebiliyoruz.
Kız çocukları okula gidebiliyorsa, bir köylü doktor olabiliyorsa, bir işçi kendi hakkını arayabiliyorsa…
İşte o, Cumhuriyet’in eseridir.
Cumhuriyet; bir armağan değil, alın teriyle, kanla, inançla kazanılmış bir emanettir.
Onu korumak da sadece büyüklerin değil, hepimizin görevidir.
Çünkü Cumhuriyet, sadece bir yönetim şekli değil; bir yaşam biçimidir.
Birliktir, özgürlüktür, kardeşliktir.
Bugün, çocuklarımızın eline bayrak verelim;
Onlara anlatalım, bu bayrak kolay dalgalanmadı diye…
Anlatalım, dedelerimizin aç, ama gururlu yürüyüşünü;
Anlatalım, kadınlarımızın mermi taşıdığı, dualarla cepheye koştuğu o günleri.
Ve diyelim ki:
“Evladım, bu Cumhuriyet senin.
Sen koruyacaksın, sen yaşatacaksın.”
Çünkü biz biliyoruz ki;
Cumhuriyet sadece geçmiş değil, gelecektir de.
Ve ne olursa olsun, bu ülkenin yüreğinde o ışık hiç sönmeyecektir.
Yaşasın Cumhuriyet!
Yaşasın bu toprakların alın teriyle, umuduyla, inancıyla yoğrulmuş halkı!
Yazar -Şair
Ülker Sadık